Ekonomi

"Doların yükselişini durduracak iki fırsat ne?"

"Faiz artıracak"

04 Eylül 2018 14:35

 

Dün açıklanan enflasyon 17.90'la son 14 yılın rekor seviyesine ulaştı. Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, Türk Lirası'nın yılbaşındna bu yana yüzde 41 değer kaybettiğini belirterek, birikimli döviz kuru artışı veya TL’nin hızlı değer kaybının enflasyonu 'azdırdığı' yorumunu yaptı. Merkez Bankası’nın ayın 13’ün gerçekleştireceği toplantıda para politikasını gözden geçireceğini hatırlatan Yıldırım, "Ekonomik gidişi yönlendirmede iki fırsatın son kullanılma tarihi eylül. Sonrası yumuşak iniş için çok geç olacak" dedi.

Yıldırım'ın, "Doları durduracak iki fırsat ne?" başlığıyla (4 Eylül 2018) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

 

Makas nereden daralacak?

Zaten üretici fiyatlarının tüketicinin kat be kat üstünde olmasının nedeni de bu. Kur artışı üretici fiyatlarına hemen yansıyor ama tüketiciye geçişkenliği belli bir zamanı alıyor. Ancak yurtiçi talebin canlı olması halinde bu geçişkenlik hızlanabilir ve aradaki fark kapanabilir. Üretici ile tüketici fiyat artışları arasında böylesine bir makas oluşması da ilk kez gerçekleşiyor. Aradaki farkın bir kısmı önümüzdeki dönemde muhtemelen tüketici fiyatlarına yansıtılacak, bir kısmı da yurt içi talebin zayıflamasından dolayı sineye çekilecek, ya da şirketlerin kâr marjları azalacak.

Fiyatlama davranışı bozuluyor

Hangi etkiyle olursa olsun fiyatlama davranışları da bozuluyor. Dolara duyarlı olan mal grubunun fiyat artışı ağustosta yüzde 3.02 olurken ve genel enflasyonu yukarı çekerken, hizmet grubu fiyat artışı yüzde 1.46’yı buldu. Bu da aylık olarak ve özellikle yaz ayları için yüksek bir oran ve giderek de yükseliyor.

Kur, iş yapmayı engelliyor

TL’nin bir ayda dörtte bir, yılbaşından bu yana yüzde 41 değer kaybettiği bir ortamda ithalatla bağlantılı olan bir fiyatlama yapılması, iş yapılması, yatırım yapılması da çok zor. Sadece yerli ürünlere, maliyetlere ve işgücüne dayalı sektör ve iş kollarında üretimin, iş yapmanın kolay olduğu düşünülebilir. Ama buradaki zorluk da enflasyonun yükselmesinden kaynaklanıyor. Yani kur artışı hem dolarla ve dışarıyla hem de TL’ye ve tamamen yerli ve milli iş yapmanın, yatırım yapmanın önünde ciddi engeller yaratıyor.

***

İthalat yüzde 22.4 geriledi

Kur ve enflasyon patlaması, faizlerdeki artış, üretim ve tüketimde azalma, finansmanda yaşanan zorluklar kendini ithalat azalmasında da gösteriyor. İki yıllık yüksek artış eğiliminden sonra ithalat üçüncü aydır geriliyor. Haziranda yüzde 3.8, temmuzda yüzde 6.7 azalan ithalat, Ticaret Bakanlığı verilerine göre ağustosta da yüzde 22.4 geriledi. Geçen yılın ağustos ayında 19.2 milyar dolar olan ithalat 4.3 milyar dolar azalmayla bu ağustosta 14.9 milyar dolara indi.

İniş sert mi yumuşak mı, hükümete bağlı

İthalattaki bu keskin düşüş dış dengeyi düzeltmede pozitif bir gelişme ama aynı zamanda hızlı büyümenin sona erdiğinin de tescili. Bir aylık sert ithalat gerilemesi, ekonominin de sert inişe geçtiğinin işareti olabilir. Ama sert inişin ille de gerçekleşeceği anlamına gelmez. Sert iniş için ithalatın birkaç ay üst üste büyük düşüşler göstermesi  gerekir.

Bu da en başta kurdaki gelişmelere bağlı. Kurun nasıl seyredeceği ise ABD ile yaşanan krize ve ekonomideki gelişmelere karşı hükümetin hangi önlemleri alacağına bağlı.

Yumuşak inişte son fırsat

Merkez Bankası’nın dünkü enflasyon patlaması ardından bir şey yapması gerekiyordu ve ayın 13’ündeki toplantısında para politikasını gözden geçirmeye karar verdi. Yani faiz artıracak.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da Orta Vadeli Programı eylülde açıklayacağını duyurmuştu.

Ekonomik gidişi yönlendirmede iki fırsatın son kullanılma tarihi eylül. Sonrası yumuşak iniş için çok geç olacak.