Ekonomi

Dolar/TL’de hasar raporu: Merkez Bankası hangi önlemleri aldı, bundan sonra ne olabilir?

14 Ağustos 2020 12:06

Ortalık toz duman, Merkez Bankası, doları kontrol altına almak için her gün yeni bir önlem açıklıyor. Alınan önlemlerin işe yarayıp yaramadığı, doların yükselişinin durup durmayacağı belirsiz.

Dolar patlayıp serbest piyasada 7.50’ye dayanınca herkesin aklına TL’yi desteklemek için gelen ilk formül, faiz artırımıydı. Merkez Bankası politika faizini artırırsa TL, en az enflasyon kadar kazandıracak, vatandaşların dolara kaçmasına gerek kalmayacaktı...
Gelin görün ki, Erdoğan’ın savunduğu “heterodoks” iktisat teorisi (Genel kabul gören görüşlerden farklı görüşler literatürde böyle tanımlanıyor), buna engel oluşturuyordu. Erdoğan faiz konusunda tavizsiz olduğunu, geçen yıl Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden alırken, “Görevden aldık çünkü adam (faiz konusunda) laf dinlemedi. Yeni arkadaşımıza ‘faizi düşüreceğiz’ dedik” diyerek göstermişti...
Yaratıcılığın dar alanda olanı makbuldür. Merkez Bankası da, Erdoğan’ın faiz hassasiyetini göz önüne alarak geçen hafta dar alanda yaratıcılığa soyundu ve faiz artırmadan faiz artırmanın yolunu buldu: Politika faizi olan haftalık repo faizine dokunmadı, onun yerine bankalara verdiği paranın faizini yükseltti. Bu nasıl oldu?
Mahfi Eğilmez bunu “Merkez Bankası faiz artırmadı ama yükseltti” başlıklı yazısında çok güzel anlatıyor: Merkez Bankası, bankalara para vermek için politika faizini oluşturan haftalık reponun yanı sıra gecelik faiz, geç likidite penceresi ve piyasa yapıcı bankalara özel likidite imkanı araçlarını da kullanıyor. Bunların ağırlıklı ortalaması, Merkez Bankası’nın fonlama maliyetini veriyor.
Merkez Bankası önce piyasa yapıcı bankaların likidite imkanını sıfırladı. (Piyasa yapıcı bankalar politika faizinin bile altında para kullanıyordu.)
Sonra haftalık repo ihalelerine ara verdi. Merkez Bankası bunun yerine Perşembe günü uzun zamandır ilk kez aylık repo ihalesi açtı. Bu ihalede faiz yüzde 10.96 seviyesinde oluştu. (Haftalık repodan farklı olarak burada faiz, gelen tekliflere göre belirleniyor.)
Merkez Bankası’nın politika faizi kaçtı? Yüzde 8.25. Yani Merkez Bankası faizi 2.5 puana yakın artırmış oldu. Lakin politika faizi sabit kaldığı için aynı zamanda artırmamış oldu. Ne şiş yandı ne de kebap!
Haftalık repo ihalelerinin açılmadığı bir ortamda Merkez Bankası'nın elinde piyasaya para vermek için gecelik faiz ve aylık repo kanalları kaldı. (Geçerken: Gecelik faiz de yüzde 9.75 ile politika faizinin üzerinde.) Böylece Merkez Bankası’nın fonlama maliyeti yükselmiş oldu.
Peki bu politika işe yaradı mı?
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), doların “adil değerinin” 7.50 TL olduğu görüşünde. “Adil değer” fiyakalı bir kavram, nasıl hesap etmiş bunu IIF?
IIF, “adil değeri” hesap ederken banka kredilerindeki hızlı büyümeyi göz önüne alıyor. Ve ekonomiyi canlandırmak için kamu bankaları öncülüğünde uygulanan kredi pompalama politikasının para arzını patlatarak, makro dengeleri bozduğunu savunuyor.
Uluslararası araştırma kuruluşu Capital Economics de kısa vadede dolar için 7.50 TL öngörüsünde bulunuyor. Onun gerekçeleri arasında kredi büyümesinin yanı sıra, cari açıktaki artış ve enflasyondaki büyüme de var.
Para piyasasının tanınmış isimlerinden, yatırım kuruluşu Bluebay’in yöneticisi Timothy Ash de birkaç gün önce Ankara’nın doların 7.50’ye yükselmesine izin vermiş olabileceğini, böyle olursa faizi artırmaktan kurtulacağını, ancak bu seviye aşılırsa faiz artırımının gündeme gelebileceğini belirtti.
Dolar, 7.50’nin de üzerine gider mi? Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs dolar için 3 aylık tahminini kısa süre önce revize edip 7.75 TL’ye yükseltti. CNBC’ye konuşan Goldman Sachs analisti Kamakshya Trivedi bunu, “Makro dengesizlikleri artıran ekonomi politikalarına ve enflasyona” dayandırıyor.

Ağzından yel alsın, diyelim ama ya Goldman Sachs'ın dediği olursa?

Timothy Ash, dolar 7.50’yi de aşarsa faiz artırımının kaçınılmaz hale gelebileceğini düşünüyor.

2018'de de aynısı olmuştu. Dolar Rahip Brunson kriziyle bir gecede 7.26'ya çıkınca Merkez Bankası önce beklemiş, TL'deki değer kaybı durmayınca politika faizini kallavi bir şekilde, 675 baz puan artırmıştı.

Bakalım tarih gerçekten tekerrürden mi ibaret? Faiz artırımı olmadan dolar durulmayacak mı?

Elbette bu yazdıklarım yatırım tavsiyesi filan değil, olayların anlatımından ibarettir. (Siz bunu zaten biliyorsunuz da, SPK için yazıyorum.) Paranız var ve yatırım yapmaya niyetliyseniz bankanız veya aracı kurumunuzdan destek alın...