Ekonomi

Doç. Dr. Murat Batı yazdı: Yeni vergi yasa değişikliği ne getirdi ve Anayasa'ya aykırılık nedeniyle iptali gereken madde var mı?

Cumhurbaşkanına ÖTV Kanunu'nda yer alan malların oranlarını bir kattan üç katına kadar artırma yetkisi verildi

26 Ekim 2021 10:07

* Doç. Dr. Murat BATI

Basında sıklıkla konuşulan vergi teklifi 31640 sayılı Resmi Gazete’de bugün (26 Ekim 2021 tarihinde) “7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
ismiyle yayımlandı. 63 maddeden oluşan bu yasanın bazı maddeleri 01.01.2021, bazıları 01.01.2022’de yürürlüğe girecek, bazıları ise bugün itibariyle yürürlüğe girdi. Söz konusu düzenlemelerden özellikle Cumhurbaşkanına ÖTV oranlarının 3 katına kadar artırma yetkisinin verilmesi oldukça önem arz etmektedir. Şimdi bu düzenlemeler nelerdir, onlara bakalım.

ÖTV oranları için cumhurbaşkanına verilen yetki

Cumhurbaşkanına ÖTV Kanunu m.12/2.fıkra b ve c bentlerinde yer alan malların oranlarını bir kattan üç katına kadar artırma yetkisi verildi. Bu yetki kapsamındaki ürünler; tütün mamulleri ile araba gibi motorlu taşıtlardır. Söz konusu oran artışını Cumhurbaşkanı, Anayasanın 73’üncü maddesinin son fıkrasına dayanarak Cumhurbaşkanı Kararı ile bugünden itibaren artık yapabilecektir. Yani motorlu taşıtların ÖTV oranlarını üç kat artırabilecektir.

Ancak anayasamızın “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” kenar başlıklı 13’üncü maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Yani ölçülülük ilkesi vergi oranları, faiz ya da zammın aşırılığa kaçılmamasını ifade eder. Bu düzenlemenin meşru amacının bulunması ve bu yapılan bu düzenlemenin (vergi oranlarını artırma gibi) belirtilen meşru amaç ile uyumlu olması gerekmektedir. Burada dikkate alınması gereken temel nokta vergi değişikliği sonucu ortaya çıkan otomobil edinme hakkı gibi hakkın kullanımının engellenmesine yönelik bir azalma ile vergi oranlarını artırılması sonucu beklenen amaç(lar)la (vergi geliri artışı vs.) tartıldığında değiştirilen vergi oranlarının bir kazanç oluşturup oluşturmadığı da dikkate alınmak zorundadır. Yani bir tür fayda/zarar yöntemi kullanılmalıdır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bir kararında; bir ülkenin koyduğu vergi oranları sonucunda o vergi dolayısıyla belli bir kesimin vergi yükünün o ülkenin ortalama vergi yükünden daha fazla olduğu sonucunu doğurması nedeniyle kararı iptal etmiştir. Benzer konular ülkemizde de yargıya taşınmıştır (Danıştay Yedinci Dairesinin E.2001/626, K.2002/1942 ile E.2001/1, K.2001/2124 kararları gibi).

Ölçülülük ilkesinin net olarak zedelendiği savı ortaya konulması sonucunda bu durumda mülkiyet hakkının ihlal edildiği savı da ortaya konulabilir. Yapılan değişiklik meşru amaç ile çelişir bir durumda ise ve kişilerin artan vergi oranları karşısında söz konusu araçları satın almakta zorlanması gibi bir sonuç doğurmuşsa ölçülülük/orantılılık savıyla mülkiyet hakkı ihlal edilmiş denilebilecektir.

ÖTV oranlarını üç katına çıkarma yetkisi iptal edilebilir mi?

Söz konusu düzenleme Kanun ile yapıldığı için öncelikle bunun iptali için gidilecek yer Anayasa Mahkemesidir. Kanunların Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle dava açma hakkı Anayasa’nın “İptal Davası” kenar başlıklı 150 ve “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” kenar başlıklı 152’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunların Resmi Gazete’de yayımından itibaren 60 gün içinde (Any. m.151.) açılması gerekir. Buna soyut norm denetimi denir. Davayı; Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve TBMM üye tam sayısının en az 1/5 tutarındaki milletvekilleri açabilir. Yani bu davayı biz açamıyoruz.

Kazançları basit usule tabi olanların geliri, gelir vergisinden istisna edildi

Bugün itibariyle faal mükellef sayısı 835 bin 943 olan basit usule tabi mükellefler, marangoz, mahalle bakkalı, küçük esnaf, terzi, berber, tesisatçı gibi meslek gruplarını kapsar. Ama belirttiğim bu mesleklerin hepsi de basit usul mükellefi olamazlar elbette. Çünkü basit usule tabi olmanın bir genel bir de özel olmak üzere iki temel şartı vardır. Basit usulden yararlanmak isteyen ticaret erbapları genel şartların tamamını özel şartlardan da kendine uygun olanı taşımak zorundadır.
Marangoz, terzi gibi küçük esnaf olarak adlandırılan meslek gruplarında faaliyette bulunanlar genel şartların tamamı ile özel şartlardan kendisine uygun olan şart(lar)ı taşıyanlar basit usul mükellefi olurlar.

Yeni Yasa ile Gelir Vergisi Kanunu’na “mükerrer 20/A” maddesi eklenerek basit usulde tespit olunanların kazançları gelir vergisinden istisna edildi. Zaten basit usul mükellefleri geçici vergi vermez ve KDV Kanunu’nun 17/4 maddesi uyarınca satışları KDV’den istisnaydı. Ayrıca vergi stopajı yapmaz ve muhtasar beyanname de vermezler. Artık 01.01.2021 tarihinden itibaren elde ettikleri gelir üzerinden gelir vergisi de ödemeyecekler.

"Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası" getirildi

İnternet üzerinden metin, ses, video gibi paylaşım yapıp (youtuber, blogger gibi) gelir elde edenlerin kazançları GVK’ya “mükerrer 20/B maddesi eklenerek istisna edildi. Ancak kanaatimce bu pek bir istisna sayılmamakta çünkü elde edilen kazancın tutarı 2021 yılı için 650 bin TL’ye kadar ise (GVK m.103 dördüncü gelir diliminde yer alan tutar) bir banka üzerinden ödeme alınmalı ve bankalar bu şekilde hesaplarına yatan tutar üzerinden %15 stopaj yapıp vergi dairesine yatırmak zorundadırlar.

Ancak elde edilen 2021 yılı için 650 bin 1 TL veya üzerinde bir tutar olursa bu kez mükellefin kendisi bu faaliyetten elde ettiği tüm kazancını yıllık beyanname ile beyan etmesi gerekecektir. Başlangıçta çok adaletsiz gibi görünen bu durum esasında 650 bin TL’yi aşan bu mükelleflerin “indirilecek gideri” de olacağından aleyhte görünen bu durum lehe de dönebilecektir. Bu istisnanın yürürlük tarihi 01.01.2022’dir.

Tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası getirildi ama traktörler de ÖTV’ye dâhil edildi

Aslında bu düzenlemenin nedeni 29 Temmuz 2021 tarih ve 31552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay Üçüncü Dairenin kararıdır. Bu karar ile çiftçilere yapılan teşviklerden yapılan stopajın iade edilmesine karar verilmişti. Sanıyorum Maliye de bu kararı görünce “geri adım attı” ve bu düzenlemeyi yapmaya karar verdi. Ve böylece GVK’ya “mükerrer 20/C” maddesi eklenip istisna edilerek bugünden itibaren (26 Ekim 2021) yürürlüğe sokuldu.

Ayrıca 26 Ekim 2021’den önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden stopaj yoluyla tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri kapsamında, tahsil tarihinden itibaren VUK m.112/4.fk uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte red ve iade edilecek.

Başvuru yapmayı unutmayınız…

Aslında bu uygulama ile tarım destekleniyor görünse de diğer taraftan traktörler ÖTV’ye dahil edilerek %25 oranında ÖTV alınmasına karar verildi. Traktörlerden ÖTV alınmasına bugünden itibaren başlanacak

Diğer düzenlemeler

1) VUK m.4’e hüküm eklenerek “elektronik ortamda vergi dairesi” kurulma yolu açıldı.

2) 4 olan geçici vergi dönemleri 3’e düşürüldü. Bu düzenleme 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanacak

3) Vergi mahremiyetinin kapsamı genişletilerek VUK m.5’e “Gelir İdaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticileri öğrendikleri sırlar ve gizli kalması gereken diğer hususlar açısından bu maddede yazılı yasaklara, bu görevlerinden ayrılsalar dahi, uymak zorundadır.” hükmü eklendi.

4) İlanen tebliğ usulünde GİB’in internet sitesinde yapılacak duyuru da tebliğ yerine geçecek

5) Vergi incelemesinin iş yerinde yapılma zorunluluğu kaldırıldı, inceleme elemanının dairesinde (kendi ofisinde) yapabilmesine yönelik değişiklik yapıldı

6) VUK kapsamında belge düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara  yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar için ödemelerin bankalar, PTT ya da bu şekilde yetkili ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılması durumunda bu kuruluşlarca verilen belgeler (banka dekontu/makbuzu gibi) gider pusulası yerine geçecek.

7) VUK m.261’de yer alan değerleme ölçülerine alış bedeli ve “VUK m.268/A: Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedelidir. İktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.” hükmü eklendi

8) VUK m.262’de yer alan maliyet bedelinin kapsamı genişletildi ve VUK m.270 yürürlükten kaldırıldı.

9) 213 sayılı VUK’un mükerrer 298’inci maddesinin başlığı “Enflasyon düzeltmesi, yeniden değerleme oranı ve yeniden değerleme” şeklinde değiştirip madde kapsamına yeni eklemeler yapıldı.

10) 213 sayılı VUK m.323’de yer alan “dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük” ibaresi “ve 3.000 Türk lirasını aşmayan” şeklinde değiştirilerek bu soruna netlik kazandırıldı.

11) VUK m.339 vergi cezalarında tekerrürde, “cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere ..” ibaresi “cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren..” şeklinde değiştirildi. Bu düzenleme ile kronik bir sorun da çözüme kavuşmuş oldu.

12) VUK’un Pişmanlık ve Islah kenar başlıklı 371’inci maddesinde yer alan “herhangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın” ibaresi “haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın ve ilgili olduğu vergi türünün” şeklinde değiştirilerek kronik bir sorun daha çözüme kavuşturulmuş oldu

13) VUK m.376’da yer alan cezada indirim müessesesinde; uzlaşılan vergi ziyaı cezası yerine uzlaşılan tüm vergi cezaları ibaresi eklenerek uzlaşma sonucunda uzlaşılan tüm cezalara ayrıca %25 cezada indirim uygulanması sağlandı.

14) 5 bin Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları hem tarhiyat öncesi hem de tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına alındı

15) VUK’a ek m.14 ila ek m.18 ile 5 madde daha eklenerek mükelleflerin usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına başvurarak çözüm arama sağlandı.

16) Değerleme ile yeniden değerleme uygulamasına ilişkin yeni hükümler eklendi.

17) 01.01.2022 olan Konaklama vergisinin yürürlük süresi 01.01.2023 olarak değiştirildi.

* Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı

[email protected]

TIKLAYIN | Sosyal medya fenomenlerini, çiftçileri ve 850 bin esnafı ilgilendiren vergi kanunu düzenlemesi Resmî Gazete’de