Gündem

Dizleri üzerinde yaşamaktansa, ayakta ölmeyi tercih edenlerin öldüğü gün

Fransa'da Charlie Hebdo saldırısı sonrasında Elysée Sarayı’nda bayraklar yarıya indirilirken, sokaklara derginin nüshaları asıldı

07 Ocak 2015 21:24

Dilara Gürcü-Paris

7 Ocak 2014 günü Paris saatiyle 11.30 civarı Fransa’da satirik tarzı ile bilinen mizah dergisi Charlie Hebdo’nun Paris’in 11. Bölgede yer alan binasına saldırıda bulunuldu. 

Fransızca'da “raison d’etre” diye bir tabir vardır. Bu tabir “var olma sebebi” anlamına gelir. Charlie Hebdo’nun da var olma sebebi dini değerleri satirik mizah tarzı ile hafife almaktı. Fakat özellikle Müslüman kesim tarafından bu mizah tarzı pek de kabul görmedi.

Şöyle düşünün 2014 Noel sayılarında Meryem Ana’yı bacakları açık bir şekilde bacak arasından Hz. İsa’yı doğururken çizdikleri bir kapakları vardı.

2011 yılında Hz. Muhammed’i “genel yayın yönetmeni” atadıkları, kapağında Hz. Muhammed’i çizdikleri ve “Charia Hebdo” (Şeriat Hebdo) ismini verdikleri sayıyı çıkarmadan önce 20. Bölgede yer alan binaları Molotof kokteylleri ile saldırıya uğramıştı.

Bu saldırı yüzünden dergi binalarını değiştirmek zorunda kalan Charlie Hebdo’nun aynı zamanda internet siteleri hacklenmiş ve İslam yanlısı Türkçe ve İngilizce mesajlar paylaşılmıştı. 
Bugün öğlen saatlerinde gerçekleşen saldırının videoları internette yayınlanırken, Fransa’da birçok haber kanalı vurulan polise ve ailesine saygılarından ötürü videoları yayınlamayı reddediyorlar.

Saldırganların binaya giriş yapmadan önce “Allahu Ekber” diyerek bağırdıkları video kayıtlarında yer alıyor, görgü tanıkları ise saldırganların binadan çıkarken “Peygamberimizin intikamı alındı” dediklerini söylüyorlar.

Güvenlik güçleri saldırı sonucu 2 polis ve 10 dergi çalışanı olmak üzere 12 kişi öldürüldüğünü açıkladı. 8 kişinin de yaralı olduğu ve 4'ünün durumunun ağır olduğu belirtiliyor.

Independent’in haberine göre, saldırıyı sağ atlatan çizerlerden biri 2 tane maskeli erkeğin kendisine silah zoruyla kapı kodunu girdirdiklerini belirtti. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ise güvenlik güçlerinin şu an 3 erkeği aradıklarını açıkladı.

 

Paris Metrosu saldırısından sonra en büyük terörist saldırı

 

Fransa medyası bu saldırıyı, 1995 yazında art arda gerçekleşen Paris Metrosu bombalamalarından bu yana en büyük terörist saldırısı olarak tanımlanıyor. Saldırının derginin günlük toplantı saatinde yapılmış olması ve organize olması, saldırının büyüklüğünü gösterirken, Cumhurbaşkanı Hollande’ın olay yerinde verdiği “Fransa defalarca kez tehdit almış olan bir gazeteye karşı yapılan terörist saldırının şokunda” açıklaması Fransa hükümetinin bu saldırıyı terörist saldırısı olarak tanımladığını gösteriyor.

Eylül ayında IŞİD Fransa hükümetini Paris’te metro bombalama eylemi ile tehdit etmişti. Aynı zamanda geçtiğimiz aylarda Fransa’nın farklı şehirlerinde kendini “cihadist” olarak tanımlayan kişiler tarafından biri polis karakoluna direkt saldırı olmak üzere 3 farklı saldırı gerçekleşmişti. Geçtiğimiz haftalarda da Başbakan Manuel Valls, “ülkemiz hiç olmadığı kadar ciddi bir terör tehdidi altında” açıklamasında bulunmuştu.

Haliyle bu saldırıyı Fransa’nın Orta Doğu’da izlediği politika ile ilişkilendirenlerin sayısı oldukça fazla. Bugünü Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak görenler çok.
 

 

Saldırıyı Müslümanlar üzerine yıkmak yanlış

 

Sol kesimin bu olaya bakış açısı ise oldukça farklı. Aylık sol gazetesi Le Monde diplomatique’in editörü France24’e verdiği röportajda yaşanan olayları tamamen Müslümanlar üzerine yıkmanın çok yanlış sonuçlar doğuracağını açıkladı ve bu nedenle haberi farklı bir biçimde yayınlayacaklarını söyledi. Fransa’da yaşayan Müslüman kitleyi hedef gösterdiği zaman, bu kitlenin uğrayacağı saldırılardan tedirginlik duyduğunu dile getirdi.

Bir noktada haklı bir bakış açışı aslında bu; çünkü an itibariyle Charlie Hebdo binasının etrafında toplanan halk oldukça sinirli ve olay yerinden bildiren muhabirler çok fazla sayıda ırkçı ve İslam karşıtı sloganların atıldığını söylüyorlar.

Bir yandan bugün Paris saati ile 16.00 civarında Paris’in kuzey banliyösü Sarcelles’de bir sinagogun önünde alev alan bir araba panik yarattı. Sarcelles Belediye Başkanı François Pupponi bunun sadece bir kaza olduğunu ve terörist saldırı ile alakası olmadığını açıkladı.

Elysée Sarayı’nda bayraklar yarıya indirildi

 

Elysée Sarayı’nda bayraklar yarıya indirilirken, Fransa hükümeti acil durum toplantısına girdi. Fransa’da şu an “aktif terörist atak alarm hali” var. Bu Fransa güvenlik sisteminde, terörizme karşı en yüksek önlemin alındığı durum. Yani OHAL durumu söz konusu. Sokaklarda zırhlı araçlar gezerken, tüm okulların gezileri iptal edildi. Müzelere, tüm medya binalarına, toplu taşıma istasyonlarına ve garlara ekstra polis koruması getirildi. Polisler özel eğitilmiş köpekler ile sokaklarda patlayıcı arıyorlar.

Asla büyük satış oranlarına sahip olmamış olan Charlie Hebdo’ya bugün itibariyle üye olma kampanyası başlatıldı. Fransa’nın en ünlü 2 karikatüristinin de arasında bulunduğu toplamda 10 gazetecinin öldüğü bir saldırıdan sonra artık bu dergiye destek gelecek olması ne kadar anlam ifade ediyor inanın ki bilemiyorum.

Şu an Fransa’nın farklı şehirlerinde dayanışma eylemleri düzenlenmekte. Bazı sokaklarda mağazalar destek amaçlı camlarına Charlie Hebdo nüshaları asarken, eylemlere katılan kişiler “Je suis Charlie” (Ben Charlie’yim) pankartları taşıyorlar. Birçok medya kuruluşu hatta ABD konsolosluğu da dâhil olmak üzere, sosyal medya profillerini Je suis Charlie resmi ile değiştirdiler. Sokak eylemlerine katılan vatandaşlar ellerinde taşıdıkları kalemleri havaya kaldırarak basın özgürlüğünü desteklediklerini gösteriyorlar.

Bu saldırıyı yükselen agresif İslam ve cihadist saldırısı olarak görenler de var, basın özgürlüğüne bir müdahale olarak görenler de. Bugünkü saldırıda hayatını kaybeden Charlie Hebdo yayın yönetmeni Stéphane Charbonnier, bilinen adıyla Charb 2012’de verdiği bir röportajda şöyle demişti:

“Çcouklarım, karım, arabam ya da kredim yok. Söyleceklerim biraz fazla abartılı gelebilir ancak dizlerim üzerinde yaşamaktansa, ayakta ölmeyi tercih ederim.”
Basın özgürlüğü adına, ayakları üzerinde dimdik duran, aldıkları tehditlere rağmen asla geri adım atmamış olan ve korkmamış olan bu basın emekçilerinin önünde saygıyla eğiliyor ve an itibariyle République meydanındaki anma eylemine doğru yola çıkıyorum.