Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-2

1)DEAŞ'LI TERÖRİST, POLİSE SALDIRMAK İÇİN SOSYAL MEDYADAN TALİMAT ALMIŞ   ADANA'da terör örgütü DEAŞ'a üye olduğu iddiasıyla yakalanan Z

14 Kasım 2018 12:07

1)DEAŞ\'LI TERÖRİST, POLİSE SALDIRMAK İÇİN SOSYAL MEDYADAN TALİMAT ALMIŞ
 
ADANA\'da terör örgütü DEAŞ\'a üye olduğu iddiasıyla yakalanan Z.A.\'nın (24) Suriye\'de bulunan M.Ç.E. ile sosyal medya üzerinden irtabat kurarak, polise saldırı düzenleyeceği ortaya çıktı.
İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü DEAŞ üyesi Z.A.\'nın 10 Kasım Atatürk\'ü Anma Günü\'nde saldırı yapabileceği ihbarını aldı. Şüphelinin Seyhan ilçesi Dumlupınar Mahallesi\'nde bulunan evine baskın yapan ekipler Z.A.\'yı gözaltına aldı. Sosyal medyada sahte bir hesap açtığı saptanan Z.A.\'nın ayrıca Suriye\'de bulunan DEAŞ\'lı M.E.Ç. ile yazışmalarını belirledi. Yapılan yazışmalarda ise M.E.Ç.\'nin Z.A.\'dan polise bıçakla saldırı yapması istediği ortaya çıktı. Ayrıca Afganistan\'a gitmek isteyen Z.A.\'nın yol parası olmadığı için banka veya kuyumcu soymak istediği, bunları gerçekleştiremezse sahte kimlikle kredi çekerek para bulmasının caiz olup olmadığını sorduğu tespit edildi. M.E.Ç. ise Z.A.\'ya kredi çekmenin caiz olduğunu yazdığı ortaya çıktı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Z.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Çağlar ÖZTÜRK/ADANA, (DHA)-

========================================================

(ÖZEL)

2)ÜZÜM BAĞLARI ARASINDAKİ BAZİLİKA KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR 

MANİSA\'nın Salihli ilçesinde eski çağlarda \"Kral Sarayı\" olarak adlandırılan, Romalıların ise mahkeme salonu olarak kullandığı üzüm bağları arasında kalan 1800 yıllık Sardes Bazilikası, keşfedilmeyi bekliyor. Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Mustafa Uçar, bazilikada yapılacak kazı ve restorasyon çalışmasının ardından bölgenin turizme kazandırılmasını istedi.
Salihli ilçesinde yer alan, Lidya Krallığı\'nın başkenti Sardes Antik Kenti\'ndeki 1800 yıllık Bazilika\'nın turizme kazandırılması için çağrı yapıldı. Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Mustafa Uçar, Anadolu\'nun ilk bazilikalarından Sardes Antik Kenti\'ndeki Sardes Bazilikası\'nda, bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmadığını söyledi. Yukarı Sart Mahallesi Bedesten Mevkisi\'nde üzüm bağlarının arasında kalan eşsiz yapının, yapılacak çalışmayla turizme açılması gerektiğini kaydeden Uçar, Lidya Krallığı\'nın başkenti Sardes\'in birbirinden değerli eserlere ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
\'HERHANGİ BİR KAZI VE RESTORASYON YAPILMADI\'
Yapının Anadolu\'da inşa edilen ilk bazilikalardan biri olduğunu belirten ve yapısı hakkında bilgi veren Uçar, şunları söyledi: 
\"Genellikle doğu-batı yönünde inşa edilen bazilikaların doğu kısmında bizim günümüzde mihrap dediğimiz bir apsis bulunur. Bu bölümde krallar ya da mahkeme heyeti oturur. Filmlerden de hatırlanacağı gibi krallar gelen elçileri burada kabul eder. Mahkeme kurulduğunda sütunların arkasında kalan bölümlerde halk mahkemeyi izler. Sardes Antik Kenti\'nde inşa edilen bazilikanın yapım tarihi milattan sonra 200\'lü yıllara dayanmaktadır. 65 metre uzunluğunda 35 metre genişliğindedir. Anadolu\'da inşa edilen ilk bazilikalardan biri olan Sardes Bazilikası\'nda günümüze kadar herhangi bir kazı ve restorasyon yapılmadı. Bazilika kesinlikle keşfedilmeyi bekliyor. Yan duvarları yıkılmış halde olan bazilikanın şuanda 5 kolonu mevcut. Restorasyonu biraz zor ama yeniden kazılıp bu bölgenin tam anlamıyla ortaya çıkartılması gerekiyor. Zeminin mermer veya mozaik döşeli olma olasılığı da çok güçlü.\"

Görüntü Dökümü
---------------------------
- Sardes Artemis Tapınağı (drone görüntüsü)
- Hamam Gymnasion Kompleksi (drone görüntüsü)
- Bazilika\'dan detay görüntüler
- Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Mustafa Uçar\'ın konuşması

(Haber- Kamera: Emre SAÇLI / SALİHLİ (Manisa), (DHA) 
(3 dakika 39 saniye  - 275 mb)
========================================================

3)GEN-KÖK MÜDÜRÜ PROF. DR. ÖZKUL: \'SIĞINMACILAR TOPLUMUN GEN YAPISINI DEĞİŞTİRİYOR\'

ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) GEN-KÖK müdürü Prof. Dr. Yusuf Özkul, Türkiye\'nin yıllardır çok yüksek oranda sığınmacı kabul ettiğini ve bu durumun toplumun gen yapısını değiştirdiğini ifade ederek, \"Topluma yeni genler giriyor. Bir havuz içine yeni genler giriyor. Genlerin gelecekte neler getirebileceği, hangi hastalıklara yatkın ya da davetiye çıkarabileceklerini, hangilerine dirençli olabileceğini, önceden ön görmeniz gerekiyor\" diye konuştu.
ERÜ\'de 2012 yılında kurulan, genetik ve kök hücre alanlarında Türkiye’nin en büyük araştırma merkezi olarak bilinen Genom ve Kök Hücre Merkezi\'nde (GEN-KÖK), Kalkınma Bakanlığı ve Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) desteğiyle  toplam maliyeti 15 Milyon TL olan Türkiye\'nin ilk ve tek robotik ve dijital gen bankalama sistemi kurulacak.  \'Eksi 80\' sistemi ile kurulacak olan proje sonrası 1 milyon insanın DNA, RNA ve proteinden oluşan  gen verisi depolanacak. Gen merkezi sayesinde, bilim insanları her türlü hastalığın araştırmasını yapabilecek.

\'Biyo Bankalama\' sistemi sayesinde hastalıklara karşı daha etkin mücadele edilebileceğini dile getiren GEN-KÖK müdürü Prof. Dr. Yusuf Özkul, \" Biyo bankalarınız sizin materyallerinizi oluşturur. Bir hastalık düşünelim her 100 bin kişide bir gözüküyor. Sizde araştırmacı olarak bu hastalığın nedenlerini araştırıyorsunuz. 100 bin kişiyi bulabilmek için 1 milyon kişiyi bulmanız gerekiyor. Biz bunların yerine bu sistemi kurarak aynı gün içinde veri akışı sağlayarak rakiplerimize göre 1 adım öne geçmek istiyoruz\" dedi.

\'TOPLUMA YENİ OYUNCULAR GİRİYOR\'

Türkiye\'nin gen hafızasının sürekli değiştiğine ve toplum hayatına yeni oyuncular girdiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Özkul, \"Toplumlar sürekli değişiyor. Yeni oyuncular giriyor. Bundan 20  yıl önce her hangi bir cep telefonu yoktu ama şu an var. Mikrodalga yoktu ama artık hayatımızda.  Yeni metotlar ve yeni cihazlar hayatımıza giriyor. Bu cihazların uzun vadede topluma verdiği zararı  ya da hasarı ölçmek veya incelemek isterseniz toplumun datasının elinizde olması gerekiyor. Bir cihaz çıkıp çıkmadan önce de  cihaz çıktıktan sonra da yenisiyle karşılaştırmanız gerekiyor\" ifadelerine yer verdi.

\'SIĞINMACILARLA BİRLİKTE TOPLUMUN GEN YAPISI DA DEĞİŞİYOR\'

Türkiye\'nin yıllardır çok yüksek oranda sığınmacı kabul ettiğini ve bu durum sonrası ülkedeki \'Gen havuzunun\' değiştiğini de belirten Prof. Dr. Özkul, \" Türkiye çok yüksek oranda sığınmacı aldı. Yıllardan beri ülkemize, İran, Suriye, Irak ve  Afganistan\'dan misafirler kabul ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Bu durum bizim gen havuzumu değiştiriyor. Topluma yeni genler giriyor. Bir havuz içine yeni genler giriyor. Genlerin gelecekte neler getirebileceği, hangi hastalıklara yatkın ya da davetiye çıkarabileceklerini, hangilerine dirençli olabileceğini önceden ön görmeniz gerekiyor. Bu biyo bankalamanın diğer özelliği de toplumu incelemektir. Kırılma noktalarını, hastalıklara yakalanma risklerini öngörüp, önlem alabilmektir. Geleceğin şekillendirilmesi açısından çok önemlidir\" ifadelerine yer verdi.
\'Biyo Bankalama\' sisteminin üretim aşamasında olduğunu da söyleyen Özkul, \"Programda bir aksaklık olmazsa, muhtemelen Kasım ayının sonunda sistem Kayseri\'ye gelecek\" diyerek sözlerini noktaladı.

Görüntü Dökümü
---------------------------
-GEN-KÖK Müdürü Prof. Dr. Yusuf Özkul ile röportaj
- GEN-KÖK\'te çalışma yapan öğrencilerden genel-detay görüntü
- GEN-KÖK laboratuarlarından görüntü
- Diğer- genel detay görüntüler
Haber- Kamera: Samed Aydın SUN/KAYSERİ, DHA
1 Dosya 5 dakika  6 saniye   /  616  MB

========================================================

4)ATA MESLEĞİ EL DOKUMACILIĞINI YAŞATIYOR

İZMİR\'in Ödemiş ilçesi Birgi Mahallesi\'nde ahşap tezgahında keçi kılından kilim, halı dokuyan 53 yaşındaki Bayram Senver, ata mesleğini sürdürmek için büyük çaba sarfediyor.
Ödemiş\'in tarihi mahallesi Birgi\'de unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan el dokumacılığı yaşatılmaya çalışılıyor. Bu mesleğin son temsilcilerinden biri olan 2 çocuk babası Bayram Sencer, çeşitli ebatlarda çul, kilim dokuyup, satarak evinin geçimini sağlıyor. Kendisi ile aynı adı taşıyan dedesi Bayram Senver ve babası Mehmet Senver\'den kalan 153 yıllık ahşah tezgahla 40 yıldır dokumacılık yaptığını belirten Bayram Senver, \"Babam çocukluğumdan itibaren dokumacılık işini bana öğretti. 40 yıldır da bu mesleği yapıyorum. Önceleri ipek mendil, havlu ve çarşaf dokuyordum. Artık geri dönüşüm ipliklerden çul ve kilim dokumaya başladım. Babam yaşlandıktan sonra tezgah tamamen bana kaldı. Tezgahı babamın ölümünden sonra kendi evime taşıdım. Hem ata yadigarı olması hem de o dönemlerde el dokumasına ilginin fazla olması nedeniyle gürgen dokuma tezgahını gözüm gibi korudum. Orijinalliğini bozmadım\" dedi.Dokuduğu kilimlerini metrekaresini 15 liradan satan Çırak bulmakta zorlandığını da belirten Senver, \"Kendi çocuklarım bile bu işi yapmak istemiyor. Bir de Çin\'den gelen hazır kilimler var. Vatandaşlar ucuz olduğu için el dokuması yerine bu kilimleri tercih ediyor. Bu nedenle son 5 yıldır işlerimiz daha da zorlaştı. Eskiden üniversiteden bu işi öğrenmek için öğrenciler gelip, yanımızda stajlarını yapardı. Ancak o da kalmadı. Ben ölene kadar ata mesleğini devam ettireceğim. Kültür ve Turizm Bakanlığı\'ndan el dokumacılığının yaşatılması için destek bekliyoruz\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------------
-Ödemiş\'in Birgi Mahallesi girişinden, tabelasından ve efe heykelinden görüntü
-Bayram Senver\'in ahşep tezgahta el dokuması yaptığı Çay Sokak\'taki iki katlı evinden görüntü 
-Çaput çul, kilim, ipek mendil dokumacılığı yapan Bayram Senver ile röp.
-Senver\'in ata yadigarı 153 yıllık ahşap dokuma tezgahından görüntü
-Senver\'in el dokuması yaparken görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Faruk ÇARK / ÖDEMİŞ (İzmir), (DHA)


 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir