Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 15

1)ÖZDAĞ: TÜRKİYE, SON KRİZİ SURİYELİ SIĞINMACILAR YÜZÜNDEN YAŞIYOR İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, “Türkiye, son krizi Suriyeli sığınmacılar yüzünden yaşıyor

19 Eylül 2018 18:50

1)ÖZDAĞ: TÜRKİYE, SON KRİZİ SURİYELİ SIĞINMACILAR YÜZÜNDEN YAŞIYOR

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, “Türkiye, son krizi Suriyeli sığınmacılar yüzünden yaşıyor. Suriyeli nüfusu resmi kayıtlara göre 3,5 milyonu aşıyorö dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, \"İYİ\'ler Kervanı Yolda\" sloganıyla çıktıkları ülke turunda Yozgat\'a geldi. Partisinin il teşkilatı ile bir araya gelen Özdağ, burada ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. 24 Haziran seçimleri sonrasında İyi Parti genel merkezi olarak seçim sonuçlarını en kapsamlı ve en demokratik değerlendirmeye tutmuş parti olduklarını belirten Özdağ, “Türk demokrasi tarihinde görülmemiş çerçevede, kapsamlı ve derin değerlendirme yaptık. Sayın genel başkanımız bu çerçevede partimizi bir kongreye götürdü. Önce bir çalıştay, sonra bir kongreyle seçim sonrasını yeniden yapılandırmanın planlarını gerçekleştirdik. Şimdi yerel seçimler yaklaşırken İYİ Parti, hem genel merkez kadrolarını yenilemiş, bütün Türkiye\'de teşkilatlarını yenilemiş olarak sahaya çıkmış bulunuyor\" diye konuştu.
SURİYELİ SIĞINMACILARA SURİYE’DE VATAN VERECEĞİZ
Türkiye’nin ekonomik kriz yaşadığını ifade eden İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye, son krizi de, Suriyeli sığınmacılar yüzünden yaşıyor. Suriyeli nüfusu, resmi kayıtlara göre 3,5 milyonu aşıyor, gayri resmi 4 milyon Suriyeli var. Nüfusları, Türklerden daha hızlı artıyor. Bugün her 20 kişiden biri Suriyeli. Ancak 2040 yılında her 13 kişiden biri Suriyeli olacak. Toplam nüfusları 7,5 milyon olacak. Bugüne kadar, Türk milletine 35 milyar dolara mal oldular. Bunun sonu yok. Suriye mafyası içeride gelişiyor, Türk esnaf vergi verirken Suriyeli vergi vermiyor. Üstelik kaçak mallar kaçıyor. Türkiye\'de kaybolan hastalıklar tekrar geldi. Bugün sadece Kilis\'te Araplar Türklerden daha fazla. 2040\'da, Gaziantep\'te, Şanlıurfa\'da, Hatay\'da da daha fazla olacaklar. Adana\'da yarı yarıya, Mersin’de yarı yarıya olacaklar. Bu şekilde Türkiye\'nin birliğini ve milli devleti muhafaza etmek mümkün olmaktan çıkar. Biz bu tehdit karşısında, Türk milletine söz veriyoruz. İktidara geldiğimiz gün Suriyeli sığınmacılara Suriye\'de bir vatan vereceğiz. Türkiye\'de vatandaşlık vermeyeceğiz. Bu konuda ilk adımı yaklaşan yerel seçimlerde atmak üzere hazırlıklarımızı yapıyoruz.ö
TÜRK ASKERİNİ ATEŞ ÇEMBERİNE ATMIŞ DURUMDALAR
Türk askerinin, Suriye’de ateş çemberinin içinde olduğunu belirten Özdağ, şöyle devam etti:
“Allah korusun bu ülke, böyle zayıf bir anda, bir bela ile karşı karşıya kalmasın. Ama bunlar ne yaptıklarının farkında olmadıkları için belayı adeta arıyorlar. Belayı İdilip’te arıyorlar. Dar bir coğrafyada arıyorlar. Bütün ulusların ve devletlerin toplandığı coğrafyada, Türk askerini bir tarafından Amerikalı öbür tarafından İranlı, öbür tarafında Rus, İsrail’in nerede olduğu belli değil bir ateş çemberinin içine atmış durumdalar. Bakın, bir Rus uçağı düştü. Kimin düşürdüğü bile belli olmadı. Bugün Ruslar’dan bir haber gelmiş, uçağı ‘Suriye düşürmüş olabilir’ diyorlar.  Kendi müttefikleri Yani o kadar dar bir alan ki bu alan, kimin kimi vurduğu belli bile olmuyor. Siz oraya binlerce Türk askerini yığıyorsunuz. Neymiş, selefileri koruyacakmışsınız. Hadi canım sizde. Eğer Türkiye’nin, Suriye ile sorunu varsa, esas sorun İdlib’te değil, PKK ile Amerikalarının iş birliği yaptığı, İdlib’in on katı büyük, Suriye’nin Kuzey bölgesinde. Bunlar hiçbir basında yazılmıyor. Bu konu adeta sansürleniyor ve Türkiye, bu dar bölgede, devlet böyle zayıf, ekonomi çökme aşamasındayken maceraların eşiğine getiriyorlar. Tür askerinin canı ile kumar oynanıyorö dedi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Ümit Özdağ’ın gelişi
-Ümit Özdağ’ın konuşması

BOYUT: 841.422 MB

Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT,(DHA)-

=========================================================

2)ECEM\'İ ÖLDÜRMEDİĞİNİ İDDİA ETTİ

KOCAELİ\'nin Gölcük ilçesinde,  Ecem Balcı\'yı (17) öldürdüğü iddiasıyla  ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan Süleyman Kara (45), Ecem\'i öldürmediğini söyleyerek, suçlamaları kabul etmedi.
Gölcük\'te, Ecem Balcı geçen 5 Ocak tarihinde ortadan kayboldu. Kızının kaybolmasının ardından bunalıma giren ve rahim kanseri olan Esra Ercömert, 14 Ocak\'ta gittiği Kandıra\'nın Kaltalkayası mevkiinde kayalıklardan denize atladı. Esra Ercömert\'in cesedi 2 gün sonra denizde bulunarak toprağa verildi. Ecem Balcı\'nın ise en son annesinin erkek arkadaşı Süleyman Kara ile görüştüğü belirlendi. Ecem Balcı, erkek arkadaşıyla cep telefonundan mesajlaşırken, Süleyman Kara\'nın define bulduğundan, çok zengin olduklarından bahsettiği tespit edildi. Polis, Süleyman Kara\'nın Ecem\'in kaybolmasından sonra tarihi eser kaçakçılığından tutuklu bulunduğunu belirledi. Polis, cezaevinde Süleyman Kara\'nın ifadesini aldı. Süleyman Kara ifadesinde Ecem Balcı\'yı öldürdüğünü itiraf ederek, cesedini gömdüğü yeri gösterdi. 15 Şubat gecesi Gölcük\'ün Ayvazpınar köyünde ormanlık alanda yapılan çalışma ile Ecem\'in cesedi gömüldüğü yerden çıkarıldı.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, Ecem Balcı\'nın öldürülmesiyle ilgili hazırladığı iddianame Kocaeli 7.  Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Hakkında \'çocuğu tasarlayarak kasten öldürmek\' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen Süleyman Kara\'nın yargılanmasına bugün başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Süleyman Kara SEGBİS ile bağlanırken, Ecem Balcı\'nın babası Gökhan Balcı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformları üyeleri katıldı.

EMNİYETTE İTİRAF ETTİ, MAHKEMEDE KABUL ETMEDİ
Sorgusunda cinayeti itiraf edip, Ecem Balcı\'nın cesedinin yerini gösteren Süleyman Kara,  duruşmada yaptığı savunmasında suçlamaları reddetti. Baskı altında ifade verdiğini belirten Kara, \"Benim maktulün annesi Esra Cömert ile yaklaşık 1 yıllık gönül ilişkim oldu. Bu ilişki yılbaşından önce bitti, ama dostluğumuz devam etti. Bu dönemde Ecem Balcı ile çok yakından ilgilendim. Kendisinin bizim ilişkimize karşı olduğu söylenemez. Annesinden para aldığı zaman herhangi bir sorun olmuyordu. Ancak alamadığında olumsuz davranışlar gösteriyordu. Maktulü ben öldürmüş değilim. Kaybolduğu günlerde yaklaşık 1,5 saat bir birlikteliğimiz oldu. Bu dönemde pek çok kez yaptığım gibi kendisine araba kullanmayı öğrettim. Bundan sonra gelen siyah bir ciple yanımdan ayrıldı. Bu maktulü son görüşümdü. Ecem\'in kaybolduğu dönemde karakola çağrıldım, bu olaydan dolayı zannediyordum ama başka olaydan aranmam varmış. Ben başka bir olaydan dolayı tutuklanıp cezaevine gönderildim. O gün orada Ecem\'in babası Gökhan ve annesi Esra\'da bulunuyordu. Esra Gökhan\'a yönelik \'Kızına sahip çıksaydın böyle şeyler olmazdı\' şeklinde şeyler söyledi.\" dedi.

ECEM\'İN İSTİSMARA UĞRADIĞINI İDDİA ETTİ
Süleyman Kara, baskı altında olduğunu söyleyerek, \"Ben cezaevindeyken Ecem\'in babası Gökhan Balcı kızının kaybolması olayını medyaya taşıdı. Pek çok programda bu olay gündem oldu. Olay benim üzerime bu programlarla yıkılmaya çalışıldı. Ben karakoldan ayrılırken Esra bana bir not verdi. Bu notta kızın cesedinin bulunduğu yer yazılıydı. Ayrıca işimi patronu M.T.\'nin halledeceği de yazılıydı. Başka çare kalmazsa buraya ulaşabileceğimi söyledi. Cezaevindeyken 3 defa polisler geldi. Burada bana tehditlerde bulundular. Ayrıca Esra\'nın 8 yıldır ilişkisi olduğu İlhan isimli birinin Esra\'yı İstanbul\'a götürdüğünü söylediler. Ben İlhan\'ın, Ecem\'e istismar uyguladığını ve ondan çocuk aldırdığını biliyorum. Bilgisayarda buna dair kayıtlar vardır. Ecem\'i ayrıca bir akrabası daha istismar etmişti. Ben bu olayı babasına anlatmasını söyledim. Anlatmamış ama babası ilgilenmemiş.\" diye konuştu.

CESEDİN OLDUĞU ADRES NOTTA YAZIYORDU
Ecem\'in gömüldüğü yeri nasıl gösterdiğini anlatan Süleyman Kara, \"Polisler burada beni tehdit ettiler. Olayı bana yüklemeye çalıştılar. Ertesi gün Esra\'dan aldığım nottan öğrendiğim şekilde cesedin yerini bularak polislere gösterdim. Aksi halde beni karakolda uzun sürece tutacak ve işkence yapacaklarını düşündüm. Daha sonra ilk ifademde M.T.\'nin adını verdim.  Esra\'nın bana verdiği not içerisinde ayrıca Ecem\'in sim kartı vardı. Bunu Esra\'nın söylediği memur akrabasına vermek istedim. Ancak bu mümkün olmayınca sanık olan kardeşim Keziban Alan\'a verdim. Kartın kime ait olduğunu da söylemedim. Sadece saklamasını istedim.\" dedi.

PLATFORM AÇIKLAMA YAPTI
Duruşmanın ardından adliye önünde toplanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri pankart açarak suçluların cezalandırılmasını istedi. Adliye önünde konuşan avukat Aslıhan Şen, sanık Süleyman Kara\'nın daha önceden cinayeti itiraf etmesine rağmen mahkemede suçlamaları reddettiğini belirterek, şöyle konuştu:
\"Bugün duruşmamızın ilk celsesi vardı. Süleyman Kara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor, diğer sanıklar da delilleri yok etmek ve karartmaktan yargılanıyor. Ecem 5 Ocak günü ortadan kayboldu ve 43 gün sonra cesedi bir çukurda bulundu. Doğru düzgün bir mezar bile kazılmamıştı. Süleyman Kara mezar yerini gösterdi. Daha önce kendisi ifadesinde nasıl öldürdüğüne, nasıl taşıdığına, yüzünü ne tarafa yatırdığına kadar ifadesinde anlatmıştı. Ancak bugün yapılan celsede cinayeti işlemediğini beyan etti. Tamamen çelişkili beyanlar var. İkinci celseye kadar şu anda adli tıp raporunu bekliyoruz. Adli tıp raporu geldikten sonra herhangi bir istismar var mı, bir define cinayetine mi kurban gitti bunların hepsi araştırılacak. Ayrıca Esra\'nın intiharı bir intihar mı yoksa bir intihara sürükleme mi o araştırılacak. Çünkü, annesi Ecem kayıpken kayalıklardan atlayarak intihar etmişti ve hayatını kaybetmişti. Bununla ilgili soruşturma da devam ediyor. Adalete güveniyoruz kadın cinayetlerine artık gerçekten son vermek istiyoruz. Ecem 17 yaşında kanser rahatsızlığı geçirmiş bir çocuktu. Ailesi ve hepimiz davaya müdahil olduk elimizden geleni de yapacağız.\"

\'YARGIYA GÜVENİYORUZ\'
Adliye önünde gazetecilere açıklama yapan baba Gökhan Balcı, yargıya sonuna kadar güvendiklerini ifade ederek, \"17 yaşındaki kızımı öldürdüler. 43 gün sonra bulduk cesedini. Şimdi o zamanlar söyleyenler, detayına kadar verenler, itiraf edenler şimdi ben yapmadım başkaları yaptı demeye başladı. İşbirlikçileri, kardeşleri bizim bir bağımız yok, bizim bir alakamız yok demeye başladılar. Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Bu daha ilk duruşmaydı. İnşallah en ağır şekilde gereken cezayı alacaklar. Yargıya sonuna kadar güveniyoruz.\" dedi.

GörüntüDökümü
-----------------------------
-Adliye önünde toplanan grup
-Avukat Aslıhan Şen ve Baba Gökhan Balcı\'nın açıkamalarıd
-Detaylar
Haber: Selda Hatun TAN-Kamera: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

===========================================================

3)CHP\'Lİ MUHARREM ERKEK: RAHİP BRUNSON, 12 EKİM\'DE TAHLİYE EDİLEBİLİR

ÇANAKKALE\'de, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl başkanlığı binasında basın toplantı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, İzmir\'de adli kontrolle ev hapsinde tutulan ABD\'li rahip Andrew Brunson\'ın, 12 Ekim\'deki duruşmada tahliye edilebileceğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek\'in, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısına, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, yönetim kurulu üyeleri ve partililer katıldı.
Türkiye ve Çanakkale gündemine dair değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, \'Terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK adına suç işlemek, devletin güvenliği bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etmek’ suçlarından 35 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanırken, sağlık sorunları dikkate alınarak verilen ev hapsi kararıyla cezaevinden çıkan ABD’li rahip Andrew Brunson\'ın, 12 Ekim\'deki duruşmasında tahliye edilebileceğini söyledi.

\'YARGI TALİMAT İLE HAREKET EDİYOR\'

Yargının talimat ile hareket ettiğini ileri süren Erkek, \"Rahip Brunson olayı tam bir trajedidir. Hukuk olmadığı için Türkiye artık güvenli bir liman değil. Çok ciddi sermaye çıkışı var Türkiye\'den ve artık sermaye gelmiyor. Biz yatırım yapan, istihdam üreten, yüksek teknolojiyle katma değer üreten sermaye istiyoruz, ama artık gelmiyor. Çünkü güvenli bir liman değil, hukuk yok. Merkel istediği için bazı Alman vatandaşlar apar topar tahliye ediliyor. Bunlar ne için tutuklandı, tutuklamalar haksız mıydı ? Haksız değilse neden yargı talimat ile hareket ediyor ? Macron istediği için Fransız vatandaşlar tahliye ediliyor. Haklı olarak bunları gören Trump da kendi vatandaşlarının tahliye edilmesini istiyor. Böyle bir tablo maalesef çok acı. Biz her zaman söylüyoruz. Anayasa\'da yargıç güvencesi olmadığı sürece, kuvvetler ayrılığı olmadığı sürece ve yargı bu şekilde siyasallaştığı sürece Türkiye hiçbir sorununu çözemez. Her şey adaletle mümkündür. Adaletin olmadığı yerde huzur da olmaz. Ekonomik kalkınma da olmaz. Yanılmıyorsam Ekim ayında duruşması, 12 Ekim diye biliyorum. 12 Ekim\'de evet, tahliye edilebilir. Yargının içerisinde yalnızca hukuka bağlı, hukuka ve vicdanına göre karar veren bir sürü onurlu, cesur yargıç, savcı da var. Ama onlarda yargının üzerindeki ağır baskılar sonucunda maalesef fazla bir şey yapamıyorlar\" dedi.

Mehmet ANDAÇ/ÇANAKKALE, (DHA)-
===========================================================

4)KUYUMCUDAN 200 BİN LİRALIK BİLEZİK ÇALAN MASKELİ HIRSIZ YAKALANDI

AKSARAY\'da başında şapka, yüzünde hijyen maskesiyle müşteri gibi geldiği kuyumcudan 200 bin lira değerinde 19 adet bileziği çalıp kaçan Murat G. (33), polis tarafından yakandı.  Hırsızlık anı güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı. 
Olay, dün akşam saatlerinde Minarecik Mahallesi Sarraflar Çarşı\'ndaki Ekrem Çakır\'a (55) ait kuyumcuda meydana geldi. Çalışanlar iş yerini kapatmak için hazırlandığı sırada başında şapka, yüzünde de hijyen maskesi bulunan Murat G., cep telefonuyla konuşur gibi yarak içeri girdi. Ardından kadın tezgahtara vitrinde gösterdiği bir yüze bakmak istediğini söyledi. Kadın çalışan yüzüğü almak için vitrine yöneldiği sırada Murat G., tezgahın üzerindeki  yaklaşık 200 bin lira değerindeki 19 adetlik bilezik tablasını alıp kaçtı. İş yeri çalışanları da peşinden koştu.  O anlarda güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı. 
Çevredekilerde durumu polise bildirdi. Olay yeri ve çevresine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis, kısa bir süre sonra Murat G.\'yi yakın bir bölgede kovalamaca sonucu yakaladı.  Murat G., \'Yaşamaktan bıktım durun’ diye bağırarak polise direnmeye çalıştı. Çaldığı yüzükler sahibine teslim edilirken, üzerinden de bir adet kurusıkı tabanca ele geçirildi. Murat G., yapılan sorgulamanın ardından bugün adliyeye sevk edildi. 

Görüntü Dökümü 
----------------------
- Hırsızlık anı güvenlik kamerası 
- Şüphelinin yakalanması cep telefonu kamerası 
- Şüphelinin adliyeye sevk edilmesi 

(Haber- Kamera: Hasan BÖLÜKBAŞ AKSARAY DHA))
==============================================

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir