Gündem

Erdoğan: Dahili ve harici düşmanların tüm saldırılarına rağmen yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz

"Ayasofya'nın yeniden ibadete açılışıyla, bir milletin adeta yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz"

27 Temmuz 2020 18:22

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına ilişkin konuşurken, "Tam 567 yıl önce cami sıfatıyla şereflenen bu mabedin, ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı mutlu ettiğine inanıyoruz" dedi. Diyanet İşleri Ali Erbaş'ın 'Atatürk'e lanet okuduğu' belirtilen hutbesine ilişkin de "Ayasofya'nın hangi şartlar altında 500 yıllık camilik vasfından çıkarılarak müzeye dönüştürüldüğünü tartışmanın bir anlamı olmadığına, kalmadığına inanıyorum" ifadesini kullanan Erdoğan, "Ayasofya ve Sultanahmet başta olmak üzere tüm camilerimizin minareleri önünde yemin ediyoruz ki, milletimizin son ferdi de son nefesini vermeden bu mabedler ağlamayacak, mahzun kalmayacaktır" şeklinde konuştu. Türkiye'ye karşı saldırılar olduğunu da öne süren ve ülkenin istiklal mücadelesi verdiğini savunan Erdoğan, "Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor. Dahili ve harici düşmanların, gizli veya açık tüm saldırılarına rağmen yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz" dedi.

Bakanlar kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Erdoğan, 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan Ayasofya'ya ilişkin, "Ayasofya'nın Fatih'in vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete açılması, ülkemizin egemenlik haklarını kullanma konusundaki kararlılığının son örneklerinden biridir" dedi.

Türkiye'nin istiklal mücadelesi verdiğini söyleyen Erdoğan, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın, yurdumuzun üzerinde ebediyen inlemesi için gerekirse kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor. Dahili ve harici düşmanların, gizli veya açık tüm saldırılarına rağmen yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetlerle ülkemizi geliştiriyor, kalkındırıyoruz. Maddi altyapıyı, manevi iklimle de kuşatıyoruz."

Gençlere de 'camileri doldurma' çağrısı yapan Erdoğan, Camilerimiz dini ve sosyal etkileriyle hayatımızda ne kadar çok yer tutuyorsa, geleceğimize o kadar güvenle bakabiliriz demektir. Gençler, camilerimizde ne kadar secdeye kapanırsanız, biliniz ki camilerimizle birlikte siz de o kadar güçlü olacaksınız. İşte bunun için Ayasofya'nın yeniden ibadete açılışı, camilerden bir caminin hizmete girmesi demek değildir. Bu adımla bir milletin adeta yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz" şeklinde konuştu.

2020 yılı için fındık alım fiyatlarını da açıklayan Erdoğan, "Yüzde 50 sağlam iç esasına göre, Giresun kalite kabuklu fındık için kilogram alış fiyatı 22,5 liradır. Levant kalite fındık için bu fiyat kilogramda 22 TL'dir. Yüksek randımanlı fındıkta kilogram başına 1 lira, gübre ve mazot desteği olarak kilogram başına 2 lira destekleme yapıyoruz. Fındık üreticisinin kazancını 25 ila 25,5 seviyesine çıkarmış oluyoruz" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Cuma günü vasıl olacağımız mübarek kurban bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Kurban için tüm kurumlarımız hazırlıklarını tamamlamıştır. Ülkemizde kesilecek büyük ve küçük baş kurbanlıkların tamamı yerli üretimdir.

"Gerek kurbanlıkların kontrolü, kesim yerleri, temizlik hususunda gereken tedbirler ağırlıklı olarak yerel yönetimler vasıtasıyla alınmıştır. Kurban kesim yerlerinde yoğunluk oluşmaması için bayramın ikinci ve üçüncü günlerinin de değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz. Yola çıkacakların dikkatli olmalarını rica ediyorum.

"Temizlik, maske, mesafe kurallarından bayramda da asla taviz vermiyoruz. Sıkıntılı ve zahmetli olduğunu bildiğimiz bu kuralları kendimizin ve sevdiklerimiz için bu kuralları harfiyyen uygulayalım. İnşallah çoğu gitti azı kaldı. Güzel günler bizi bekliyor.

"Milletimizin salgın dönemindeki istihdam kaybını önlemek ve sosyal destek ihtiyacını karşılamak için 26,5 milyon liralık karşılıksız nakit ödeme yaptık. İnşallah bundan sonra da 83 milyon vatandaşımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.

"Bu sabah Mersin'de askerlerimizi taşıyan bir otobüsün kaza yapması neticesi maalesef ölülerimiz ve yaralılarımız olduğunu öğrendik. Şehit olan askerlerimize tekrar tekrar rahmet dilerken, milletimizin de başı sağ olsun.

"Geçtiğimiz salı günü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 2 yıllık değerlendirmesini kamuoyumuzla paylaşmıştık. Ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin yaşanan olağanüstü gelişmelere, önüne çıkartılan engellemelere rağmen tarihi bir atılım içinde olduğunu gösteriyor. Tüm zorlukların üstesinden geliyor ve hedeflerimize doğru adım adım ilerliyoruz. Vesayet oyunlarıyla, darbe girişimleriyle, siyasi ve ekonomik tuzaklarla yıkılamayan bir ülke oluşumuzu bu hasletlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamıza borçluyuz.

"Bu gerçeği görenler milletimizin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne, devletimizin egemenlik haklarına saldırmaktadır. Türkiye'yi geçmişin zayıf ve ürkek devleti sananlar, ülkemiz üzerinde tahakküm kurmayı hayal ediyorlar. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, huzurunda, zenginliğinde gözümüz yok. Tüm gayretimiz kendi hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı korumaktır. Dayatmayla karşımıza çıkanlara cevabımızı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru gücümüzle vermekten çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz.

"Hem geçmişte uğradığımız haksızlıkların telafisi, hem bugünkü haklarımızın müdafaası, hem hedeflerimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Mücadele yöntemlerinin değiştiğinin gayet iyi farkındayız. Siyasi, ekonomik, sosyal, askeri her türlü rekabetin değişen diline, tarzına uygun şekilde kendimizi sürekli yeniliyoruz. Sahada ve masada yeni dönemin gereklerine göre mücadelemizi veriyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı anlayış ve azimle yolumuza devam edeceğiz.

"Ayasofya'nın Fatih'in vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete açılması, ülkemizin egemenlik haklarını kullanma konusundaki kararlılığının son örneklerinden biridir. Fethin en önemli hatırası olan Ayasofya'nın hangi şartlar altında 500 yıllık camilik vasfından çıkarılarak müzeye dönüştürüldüğünü tartışmanın bir anlamı olmadığına, kalmadığına inanıyorum. Önemli olan bu ulu mabedin yeniden asli işlevine dönmüş olmasıdır.

"Fatih'in 1453 yılında camiye çevirdiği Ayasofya, artık medeniyetimizin zirve sembollerinden biri olarak milletimize, tüm İslam dünyasına, tüm müslümanlara ibadethane olarak hizmet vermeyi sürdürecektir. Buradan müslümanlar dışında hristiyan alemi aynı şekilde gelip ziyaretlerini yapabilecektir.

"Cumhurbaşkanlığı kararıyla bu mabedin cami vasfına yeniden iade edilmiştir. Ayasofya'nın kubbeleri yeniden ezan, kuran, salavat, tekbir sesleri ile yeniden inledi. Ayasofya'nın ecdadın emanetine uygun olarak, bir cuma günü aslına rücu ettirdik. Hizmetine ömrümüzü adadığımız şehr-i İstanbul'un artık bize tebessümle baktığını tüm kalbimizle hissediyoruz. Rasül-ü Ekrem efendimizin müjdesine layık olabilme umuduyla bu kutlu beldenin fethine mücadele eden tüm ilim erklerini yad ediyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han'ı minnet ve şükranla yad ediyoruz.

"Yarım bin yıl boyunca bu ulu mabedin kubbelerini ezan, sala sesiyle çınlatan ecdadımızı hürmetle yad ediyoruz. Ayasofya'nın vakfiyesine aykırı biçimde müzeye dönüştürüldüğü günden beri, bu ulu mabedin yeniden ibadete açılması için yeniden mücadele veren büyüklerimizi yad ediyoruz. Bu mücadelelerin şahidi olan bir kardeşiniz sıfatıyla yaşadığımız günlerin anlamını ev önemini her zerremizle hissediyoruz. Adeta Ayasofya'nın önündeki gençlik yıllarımızı hatırlıyoruz.

"Tam 567 yıl önce cami sıfatıyla şereflenen bu mabedin, ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı mutlu ettiğine inanıyoruz. Milletimiz varını yoğunu ortaya koyarak düşmanımızı topraklardan attığı zaman bu mabedin kubbeleri şükür dualarıyla inlemiştir. Ayasofya ve Sultanahmet başta olmak üzere tüm camilerimizin minareleri önünde yemin ediyoruz ki, milletimizin son ferdi de son nefesini vermeden bu mabedler ağlamayacak, mahzun kalmayacaktır. Ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza kimsenin el uzatmasına izin vermeyeceğiz. 

"Şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın, yurdumuzun üzerinde ebediyen inlemesi için gerekirse kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.

"Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor. Hiç kimsenin bu ülkenin ve bu milletin istiklal ve istikbaline el uzatmayı aklından dahi geçirmemesi için büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz. Dahili ve harici düşmanların, gizli veya açık tüm saldırılarına rağmen yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetlerle ülkemizi geliştiriyor, kalkındırıyoruz. Maddi altyapıyı, manevi iklimle de kuşatıyoruz. Ecdadın izinden giderek İstanbul'da Ayasofya'yı, Fatih'i, Süleymaniye'yi yalnız bırakmamak için, Büyük Çamlıca'yı, Mimar Sinan'ı yanlarına yoldaş eyledik.

"İstiklal mücadelesini yürütürken ülkemizi her alanda mamur etmeyi, geliştirmeyi, ileriye taşımayı ihmal etmiyoruz. Eğitim, sağlık, tarım, enerji, sanayi, sosyal destek, istihdama kadar her alana kadar cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetle ülkemizi geliştiriyoruz. Bu vatanı ne düşman saldırıları, ne siyasi ve ekonomik krizler, ne de kokuşmuş zihniyetlerini topluma dayatanlar çökertebilir.

"İnancımızı besleyen kaynaklarımızın fiziki sembolleri camilerimiz, günde 5 vakit okunan ezanları ve kılınan namazlarıyla ayaktaysa, yüce kitabımız Kuran orada yaşıyor demektir. Camilerimiz dini ve sosyal etkileriyle hayatımızda ne kadar çok yer tutuyorsa, geleceğimize o kadar güvenle bakabiliriz demektir. Camilerimiz ne kadar boş kalırsa, gönül toprağımız o kadar çoraklaşıyor demektir. Gençler, camilerimizi ihmal etmeyin. Gençler, camilerimizde ne kadar secdeye kapanırsanız, biliniz ki camilerimizle birlikte siz de o kadar güçlü olacaksınız. İşte bunun için Ayasofya'nın yeniden ibadete açılışı, camilerden bir caminin hizmete girmesi demek değildir. Bu adımla bir milletin adeta yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Bir zamanlar topluca sabah namazları derdik. Şimdi yeniden aynı dönemin aynı sürecin başlamasının Ayasofya ile çok ama çok önemli olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanınız olarak gençlik, sizden yine bunu bekliyoruz.

"Bu adımla asırlardır özgüveni örselenen bir ümmetin geleceğine yeniden umutla bakışına şahitlik ediyoruz. Tüm mazlum ve mağdurların gönüllerinde yeniden bir ümit ışığının yanışına şahitlik ediyoruz. İnsanlığın, 1500 yıllık tarihiyle Ayasofya'da birleşen hak, adalet, güvenlik, barış, huzur, refah temennilerinin hayata geçmesi en büyük dileğimizdir. Bu kadim toprakların ilk insandan bugüne kadar geçirdiği tüm safhalar, bir film şeridi gibi gözlerimizin önünde akarken başka türlüsünü zaten düşünemezdik.

"Ülkemizde bir kesim yapılan yollara, köprülere, havalimanlarına, hastanelere, barajlara, fabrikalara, yüksek teknoloji atılımlarına, siyasi ve diplomatik hamlelerine ne tepsi veriyorsa aynı kişi ve zihniyet Ayasofya'ya aynı tepkiyi gösterdi. Saflar, mecralar aynıdır. En önemlisi gayeler aynıdır.

"Amaç, özgüven sahibi büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının önüne geçmek. Geçemeyeceksiniz, engelleyemeyeceksiniz, ok yaydan çıkmıştır. Bu tavrın demokrasiyle, çok seslilikle, farklılıkları savunmakla hiçbir ilgisi yoktur. Dikili ağacınız yok, boğazın altından tünel geçiririz buna karşı, Avrasya Tüneli'ni yaparsınız buna karşı, Üçüncü Köprü'yü yaparsınız buna karşı, her şeye karşı geliyor. Bir şeyi de siz yapın be. Bu tür tavırlar faşizmin, dogmatizmin, tahammülsüzlüğün en kara, kin ve nefret kokan biçimin tezahürüdür.

"Bu tavrın siyasi muhalefetle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Demokrasilerde muhalefete çok büyük işler düşer. Demokrasi güçlü muhalefet varsa güç kazanır. Yıllarca muhalefet saflarında mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bu görevlerin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Demokrasilerde muhalefet demek daha iyisini yapabilecek olmakla milletin gönlünü kazanmaktır. Muhalefetin en az iktidar kadar yapıcı, kucaklayıcı olması lazım. Maalesef ülkemizde böyle bir anlayış ve gayreti görmüyoruz.

"Bunlar için milletimizin Ayasofya'nın asli işlevine kavuşturulması talebine olduğu gibi, ülkemizin sınırlarının terör örgütleri tarafından kuşatılmasının da, siyasi ve ekonomik tuzaklara maruz kalmamızın da bir anlamı yoktur. Terör örgütlerine göz kırpan, darbecilere arka çıkan, ülkesini yabancılara şikâyet eden bu zihniyetin yaptığı işin adı muhalefet olamaz.İçlerinde ülkeyi yönetmek için eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, enerjiden spora dişe dokunur, kayda değer, ayakları yere basan somut teklifler içeren bir program ortaya koyan var mı? İşte kongre yaptılar, sadece söyledikleri 'biz geliyoruz'. Nereye geliyorsun? Projen var mı? 

"Muhalefet adına tek yaptıkları bizi ve hükümetimizi kötülemektir, karalamaktır. Bu süfli anlayışı şiddetle reddediyoruz. Hayatımızın hiçbir döneminde mükemmel olduğumuzu, her şeyi en iyi yaptığını ifade etmiyoruz. Hep çabaladık, gayret ettik, koştuk, koşturduk ama eser ortaya koyduk. Tenkit ile iftira arasındaki sınırı ortadan kaldıran bu anlayışı şiddetle reddediyoruz. Kusursuz olan sadece yüce yaradandır. İnsan sadece kendisine bahşedilen en büyük nimet olan aklı yanında eksikleriyle, zaaflarıyla olan bir varlıktır. Biz en güzel hizmetleri vermeye çalışırken, milletimizin bize işaret ettiği eksiklerimizi de tamamlama gayreti içindeyiz.

"Milletimizin huzurundayız. Cumhur İttifakı olarak şu anda büyük bir gayretle gayretimizi sürdürüyoruz. Rabbim Cumhur İttifakı'nın bu dayanışmasını daha da güçlü şekilde yola devam etmemizi nasip etsin. Sürekli projelerimizi hayata geçirelim, sürekli açılışlarla yolumuza devam edelim, durmak yok, yola devam. Hakkın takdirine ve milletin teveccühüne olan teslimiyetimiz bakidir.

"Bayram 6. defa 12,4 milyon emeklimize 1000'er lira bayram ikramiyelerini ödüyoruz. Bugüne kadar ödediğimiz tutar 64,2 milyar liradır. Ayrıca engelli ve yaşlı aylıkları ile evde bakım ücretlerini de bayramı beklemeden hesaplara yatırıyorum. Öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini de bayram öncesi tamamlayacağız. Bu kapsamda 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üzerinde ödeme yapacağız. Memurunun maaşını ödeyemeyen kişiler vardı, bunlar şimdi muhalefette. 18 yıldır böyle bir problemimiz olmadı. Çiftçilerimizin alın terlerinin hakkını vermek için destekleme ödemelerini sürdürürken, Toprak Mahsülleri Ofisi'mizin alım fiyatlarının memnuniyet verici seviyede gerçekleşmesini sağlıyoruz.

"Bugün de fındık alım fiyatlarını belirledik, geçtiğimiz yıl ofisimiz 16,5-17 lira kilogram fiyatı üzerinden alıma çıkmıştı. Bu sayede düşme eğilimi gösteren fındık fiyatları sezon içinde 18-20 lira civarında seyretmişti. Fındık ihraç fiyatının kilogramda 5,8 dolardan, 6,72 dolara yükselmesiyle ülkemiz ilave 300 milyon dolar gelir elde etti. Toplam fındık ihracatımızda 2,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yeni sezonun fındık fiyatlarını açıklayarak hizmet etmeyi sürdürüyoruz. Yeni sezonun fındık fiyatlarını açıklıyoruz. Yüzde 50 sağlam iç esasına göre, Giresun kalite kabuklu fındık için kilogram alış fiyatı 22,5 liradır. Levant kalite fındık için bu fiyat kilogramda 22 TL'dir. Yüksek randımanlı fındıkta kilogram başına 1 lira, gübre ve mazot desteği olarak kilogram başına 2 lira destekleme yapıyoruz.

"Fındık üreticisinin kazancını 25 ila 25,5 seviyesine çıkarmış oluyoruz. Yeni fındık hasat döneminin üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca incir, kuru incir ve kuru üzüm müdahale alımlarına bu yıl kayısı da ilave ediliyor. Her alanda üreticimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. AK Parti iktidarı hiçbir zaman üretici, çiftçisini yalnız bırakmayacaktır.

"İncir, kuru incir ve kuru üzüm müdahale alımlarına bu yıl kayısı da ilave ediyoruz. Üreticimizin yanında olmaya devam ediyoruz. AK Parti iktidarı üreticisini yalnız bırakmayacaktır. her zaman onların yanında yer almaya devam edecektir."