Gündem

Cumartesi Anneleri'nden Örhan ailesinin gözaltında kaybedilen üç üyesi için adalet çağrısı

23 Mayıs 2020 14:26

Cumartesi Anneleri, Koronavirüs salgını nedeniyle internetten yayınladıkları 790. hafta açıklamasında gözaltında kaybedilen Örhan ailesinin üç üyesi Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve Cezayir Örhan için adalet çağrısında bulundu.

Cumartesi Anneleri, bu hafta 1994’te gözaltında kaybedilen Mehmet Selim Örhan, kardeşi Hasan Örhan ve yeğenleri 17 yaşındaki Cezayir Örhan için adalet talep etti. AİHM'nin ihlal kararı verdiği hatırlatılan açıklamada, makamların hızla harekete geçerek adli sürecin yeniden başlatılması talep edildi. Cumartesi Anneleri'nin açıklaması şu şekilde:

Türkiye’de yaygın bir biçimde uygulanan gözaltında kaybetme suçuna ilişkin hakikatlerin ortaya çıkması, toplumsal hafızanın güçlenmesi ve kayıp yakınlarının adalete erişmesi için yürüttüğümüz mücadelenin 791. haftasındayız.

791 haftadır ısrarla sürdürdüğümüz hakikat ve adalet arayışımıza Coronavirüs salgını nedeni ile bu hafta da sosyal medya üzerinden devam ediyoruz.

791.haftamızda son nefesini kaybedilen iki oğlunun ve torununun ismiyle veren Fatma Örhan’ın, torunlarına devrettiği hakikat ve adalet mücadelesine tanıklık edeceğiz.

24 Mayıs 1994 günü Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler Diyarbakır/ Kulp Deveboyu Mezrası’na baskın yaptı. Baskın sırasında askerler köylülerden 46 yaşındaki Mehmet Selim Örhan, kardeşi 40 yaşındaki Hasan Örhan ve yeğenleri 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı zorla götürdüler. Aile üyelerinin itirazı üzerine rütbeli bir asker merak etmemelerini onları kendilerine rehberlik etmeleri için götürdüklerini ve daha sonra serbest bırakacaklarını söyledi.

Ertesi gün civardaki Jandarma Komutanlıklarına giden aile bizde yok cevabı aldı. Bunun üzerine Aile, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı’na Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular yaptı.

Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik Karakolu’na ardından Lice Jandarma Karakolu’na götürüldüklerine, son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’nda 20 gün tutulduklarına dair tanıklar vardı. Tanık beyanları soruşturulmadı, Kulp Başsavcılığı gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezair Örhan’ın adlarının bulunmadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

Tüm başvuruları sonuçsuz kalan Örhan Ailesi, İHD avukatlarının aracılığıyla davayı AİHM’e taşıdı. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, “Mahkeme, Örhanların güvenlik güçleri tarafından tutuklandıktan sonra ölmüş olduklarının varsayılması gerektiği görüşündedir. Bunun sonucunda davalı Devlet’in onların ölümü konusundaki sorumluluğu söz konusudur.” Diyerek Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak mahkum etti. (Başvuru No. 25656/94)

Ailenin ve İHD’nin ısrarlı arayışı sonunda 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler Kulp’a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulundu. Cezayir Örhan’a ise hala ulaşılamadı.

İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimliklendirme çalışması yapılan kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderildi. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verdi. Aile ve İHD bu sefer de kaybedilen kemiklerin peşine düştü. Altı yıllık arayışın ardından Örhanlara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşıldı.

Savcılığa başvuran aile olayın maneviyatları üzerinde yarattığı tahribatlara dikkati çekerek, toplu gömülen sekiz kişiye ait kemiklerin ayrıştırılarak kendilerine teslim edilmesini talep etti. Ancak savcılık bu talebi “Ailelerin maneviyatının daha fazla bozulmaması adına” diyerek reddetti.

Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilişlerinin 26 yılında bir kez daha tekrarlıyoruz: bu insanlığa karşı suç açığa çıkartılmalı, fail ve sorumlu konumunda olanlar yargılanarak cezalandırılmalıdır.

AİHM’in verdiği ihlal kararı üzerinden adli ve idari makamlar hızla harekete geçmeli ve ciddi bir adli sürecin yeniden başlatılması sağlanmalıdır. AİHM kararı doğrultusunda uluslararası hukuka uygun yeni bir karar tesis edilmedir.

Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 92 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.