Gündem

Cumartesi Anneleri: İktidar 2020'de cezasızlıkta ve inkarda ısrar etti

"Türkiye, 10 yılda özgürlüklerin en çok gerilediği üç ülkeden biri oldu"

02 Ocak 2021 12:42

Cumartesi Anneleri, 823. haftada yaptığı açıklamada 2020'de yaşanan hak ihlâllerine dikkat çekerek "2020 ağır insan hakları ihlalleri, hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve Koronavirüs salgını gölgesinde geçti" dedi. 

"İktidar 2020'de cezasızlıkta ve inkarda ısrar etti" denilen açıklamada, Türkiye'nin Dünya Özgürlükler Endeksi’nde 100 üzerinden 32 puanla “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde yer aldığını ve dünyada son 10 yılda özgürlüklerin en çok gerilediği üç ülkeden biri olduğu belirtildi. 

Cumartesi Anneleri'nin 823. hafta açıklaması şöyle:

Yeni yılın ilk cumartesisinde yaptığımız 823. hafta basın açıklamamıza "2021 herkes için hukukun ve adaletin yılı olsun" temennisiyle başlıyoruz.

2020 ağır insan hakları ihlalleri, hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve koronavirüs salgını gölgesinde geçti. Türkiye, Dünya Özgürlükler Endeksi’nde 100 üzerinden 32 puanla “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde değerlendirildi ve dünyada son 10 yılda özgürlüklerin en çok gerilediği üç ülkeden biri oldu.

Artık Türkiye’de insanlar, vatandaşlığın getirdiği hukuksal ve siyasal statülerini, anayasal güvenceye bağlanmış temel hak ve özgürlüklerini kaybetmiş durumdalar. Haklar ve özgürlüklerle ilgili tüm talepler iktidar tarafından terörle ilişkilendirilerek cezalandırma gerekçesine dönüşüyor.

Bu ortamda bizim 823 haftadır sürdürdüğümüz hakikat ve adalet talebimiz, devleti yönetenler nezdinde 2020 yılında da karşılık bulmadı. Aksine kayıplar gerçeğini ifade etmek ve kamuoyu oluşturmak için toplanma hakkımızı kullandığımız iletişim mekânımız Galatasaray, bize yasaklı olmaya devam etti. Bununla da kalmayıp Galatasaray’da ifade ve toplanma özgürlüğümüzü kullandığımız için hakkımızda dava açıldı.

Oysa ifade ve toplanma özgürlüğünün kullanılabilmesi için kamusal mekânların herkese açık olması, asgari bir zorunluluktur. Kamusal alanların topluma kapatılması demokrasinin, ifade ve toplanma hakkının inkarıdır.

Kısacası iktidar, 2020’de de gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerinin açığa çıkarılması, bu insanlığa karşı suçun fail ve sorumlularının yargılanarak cezalandırılması görevini yerine getirmedi. Cezasızlıkta ve inkarda ısrar etti. Kayıp yakınlarının yargıda bulamadıkları adaleti Kaf Dağı’nın ardına sakladı.

Bu yüzden 2021de de aşılması imkânsız görünen engellerin ardındaki Kaf Dağı’na, yani hakikate ve adalete ulaşmak için tüm zorlukları göğüslemeye devam etme edeceğiz. Yok etmeyi hedefleyen zulme karşı küllerimizden bir kez daha doğma kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz…İyiliğe, umuda, hakikate ve adalete dair duyulması, bilinmesi gerekenleri söylemeye devam edeceğiz.

Her biten yıl bizim için kayıplarımızdan ayrı geçen koca bir yıl… Her geçen yılla birlikte acının yakıcı sınavından geçiyoruz… Ama her gelen yeni yılla birlikte umudumuzu, direncimizi ve kararlılığımızı büyütüyoruz. Zulmün karanlığına umut ektik, direnç ektik, kayıplarımızı bekliyoruz. Kaf Dağı’nın ardına saklasalar da kararlıyız; kayıplarımıza, hakikate ve adalete ulaşacağız.   

Evet Türkiye karanlık bir dönemden geçiyor ama umutsuzluğa yer yok; biz insan olmakta ısrar ettiğimiz sürece umut hep var olacak.

Biz ısrarla izini sürersek, hakikatler açığa çıkacak.

Biz haklarımızı savunursak, adalet tecelli edecek.

Biz zulme baş eğmezsek, hukuk egemen olacak.

2021 aydınlık bir Türkiye için umudu, direnci ve dayanışmayı büyüttüğümüz bir yıl olsun.