Gündem

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen Talat Türkoğlu'nun akıbetini sordu: Dosyanın yeniden açılarak etkin bir soruşturma yürütülmesini talep ediyoruz

Türkoğlu, 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı

02 Nisan 2022 12:44

Cumartesi Anneleri, 888. hafta açıklamasında 27 yıl önce gözaltında kaybedilen sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu'nun akıbetini sordu. "Türkiye’de cezasızlıkla mücadelede karşılaşılan en önemli engellerden biri zamanaşımı uygulamasıdır. Uluslararası hukukta gözaltında kaybetme eylemi insanlığa karşı suç olarak kabul edilir ve zamanaşımı kurallarının işletilemeyeceğine vurgu yapılır" denilen açıklamada, "Ancak Türkiye’de gözaltında kaybetmeler zamanaşımı uygulaması devreye sokularak cezasız bırakılıyor. Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu." ifadelerine yer verildi. 

İstanbul Avcılar'da yaşayan Talat Türkoğlu, daha önce defalarca gözaltına alınmış ve yıllarca hapishane kalmıştı. Tahliye edildikten sonra 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne'ye giden Türkoğlu, sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. Türkoğlu, 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Cumartesi Anneleri'nin Youtube üzerinden yaptığı açıklama şöyle:

888.haftamızda zamanaşımı ile perdelenerek cezasız bırakılan Talat Türkoğlu dosyasında adalet istiyoruz.

Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar'da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Talat; yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Son olarak  5 Ekim 1994 tarihinde tutuklandı ve yargılanması sürerken tahliye edildi.

29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne’ye gitti. İstanbul’dan Edirne’deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. Ailesinin yanında kaldığı sürede onlar da bu duruma tanıklık etti.1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü, devletin ilgili tüm kurumlarına başvurularda bulundu, kampanyalar yürüttü. Soru önergeleriyle konu Meclis'e taşındı. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar  Talat Türkoğlu’nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunu bilinmediklerini söyledi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdığı Galatasaray’da artık onun fotoğrafları taşınmaya başladı.

1997  yılında JİTEM mensubu Kasım Açık’ın yaptığı itiraflar basına yansıdı. Talat Türkoğlu’nun eşkâl, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren  Kasım Açık; Onun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent’te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını açıkladı. Talat Türkoğlu'nun işkence ile öldürülen bedeninin Meriç Nehri’ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti.

Bu beyanlar üzerine Türkoğlu Ailesi ek bir soruşturma yapılması için savcılığa başvurdu. Savcılık, etkin bir soruşturma yürütmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

AİHM’e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu.

AİHM'in Türkiye'yi mahkûm etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı’na dilekçe ile başvurarak AİHM’in verdiği mahkûmiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu. Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Anayasa Mahkemesi de 2020 yılında başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.

İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile tekrar AİHM’e başvurdu.

Kısacası Talat Türkoğlu’nun gözaltında kaybedilmesi ile ilgili suça karışan JİTEM mensubunun itiraflarına, AİHM’ in Türkiye’yi mahkum etmesine ve tüm başvuru yolları denenmesine rağmen hukuk işletilmedi zamanaşımı devreye sokularak dosya kapatıldı.

Ziyneti Türkoğlu son nefesine kadar gözü yolda, kulağı seste oğlunu bekledi. Talat’ın akıbetini çocuklarına emanet ederek aramızdan ayrıldı. Ziyneti annemizin bıraktığı yerden ısrarımızı sürdürüyor; Talat Türkoğlu dosyasında uluslararası hukuka aykırı olarak verilen tüm zamanaşımı kararlarının kaldırılmasını ve dosyanın yeniden açılarak etkin bir soruşturma yürütülmesini talep ediyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin Talat Türkoğlu ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etme zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 189 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.