Gündem

CHP'li Adıgüzel: Sandığa gidin, diktatörler düşük katılımdan beslenir

"Sandık birleştirme kararı doğru değil"

29 Mayıs 2018 12:34

24 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi için mühürsüz oyların kabulüyle şaibeli hale gelen 16 Nisan referandumuna benzer bir süreç yaşanmaması için muhalefet partileri ortak bir çalışma başlattı. CHP’nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, partisinin öncülük ettiği bu çalışmayla ilişkin olarak, "Aslında bizim bu seçime ilişkin esas kaygımız, iktidarın vatandaşları sandıktan uzak tutma çabası. Diktatörler düşük katılımdan beslenir. Bütün vatandaşlara çağrımız, sandığa gitmeleri" dedi. 

Birgün'den Sebahat Karakoyun'a konuşan Adıgüzel, "18 ilde birleştirme yapıldı. Yaklaşık 150 bin seçmeni kapsıyor. Sandık birleştirme kararı doğru değil. Vatandaşın en doğal hakkı olan oy kullanma hakkını yerine getirmesi için evine en yakın noktada oyunu kullanabilmesi lazım" ifadesini kullandı.

Adıgüzel'in söyleşisi şöyle: 

»Adil Seçim Seferberliği adı altında bir çalışma başlattınız. Bu çalışmaya ihtiyaç duymanızın nedenlerinden söz eder misiniz?

Seçim güvenliğini sağlama sorunu ne vatandaşların ne siyasi partilerin sorunu aslında. 21’inci yüzyılda teknolojinin bu kadar geliştiği, bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir ortamda sonuç odaklı birçok iş yapılabilir, bunun imkanları var. Ancak iktidar 16 Nisan’da başlatmış olduğu şaibeli havayı sürdürüyor. AKP, Cumhur İttifakı için çıkardığı yasayla vatandaşların aklındaki soru işaretlerini daha da artırdı. 16 Nisan’da maç oynanırken kural değiştirilmiş ve YSK kararıyla mühürsüz oylar geçerli sayılarak, seçim sonucu manipüle edilmişti. Bu defa şeffaflaştırma vaatleri verilirken daha da kötü kararlara imza atıldı. İnsanların karamsarlığa itilmesi, akıllarında seçim sonuçlarının güvenliğiyle ilgili soru işaretleri oluşmasına neden olacak kararlara imza atıldı. Sandıkları taşımak, mobil sandıklar, seçim güvenliğini zora sokacak adımlar atıldı.

»Bu seçime giderken, en önemli konu sandık güvenliği oldu....

Evet, çıkarılan yasa ile seçim güvenliği bu sürecin en önemli maddelerinden biri oldu. Bu değişiklikleri yapmalarının tek bir nedeni var, sokakta kaybettikleri seçimi, sandık sonuçlarını değiştirerek kazanmaya çalışıyorlar. Bunu gördüğümüz için Türkiye tarihindeki bütün seçimlere tanıklık etmiş bir parti olarak bir çalışma başlattık. Biz 2009 yılından bu yana elektronik ortamda bütün seçim sonuçlarına ilişkin verileri arşivliyoruz. Bunları doğru işleyerek öncelikle riskli noktalarını, nerelerde özellikle güvenlik önlemi alınması gerektiğini belirledik. Bu çalışma için geniş bir mutabakat oluşturduk. Millet İttifakı içinde yer alan partilerin dışında HDP, seçime girme yeterliliği olan diğer partiler, sendikalar, STK’lar, seçim güvenliği konusunda çalışan diğer örgütlenmelerle biraraya geldik. Biz sandığa atılan her oyun, aynı şekilde geri çıkmasını istiyoruz. Bir tek oy dahi yanlış yere gitmesin istiyoruz Bunun için bir seferberlik başlattık. Güçlerimizi birleştirerek, bilgilerimizi paylaşarak sonuca ulaşmaya çalışıyoruz.

»Seçim güvenliği konusunda, sandığa şaibe karışmaması için seçmenler nelere dikkat etmeli?

Adaletli bir seçim için vatandaşlarımıza önemli bir görev düşüyor. Hangi partiye oy verirlerse versinler, hiçbir partinin üyesi, sempatizanı olmalarına da gerek yok, çocuklarının geleceğine sahip çıkmak isteyen vatandaşlarımız 30 Mayıs’a kadar sandık görevlisi olmak için başvuru yapabilir. Parti ilçe binalarına başvurarak sandık görevlisi olabilirler. Aynı zamanda 1 Haziran’dan sonra da sandıklarda müşahit olarak görev yapmak üzere başvurabilirler. Biz adil bir seçim için müşahitlerimizle, binlerce gönüllümüzle her sandığın başında olacağız. Referandumda “Hayır”da birleşen bütün gruplar, bu seçimde de sandık güvenliği için ortaklaşacağız. Sonuçların en doğru şekilde sandıktan çıkmasını istiyoruz. Halkın iradesi sandığa girdiği gibi çıkmalı.

»Bu süreçte özelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yönelik sandık birleştirme kararları ile ilgili değerlendirmeniz nedir?

18 ilde birleştirme yapıldı. Yaklaşık 150 bin seçmeni kapsıyor. Sandık birleştirme kararı doğru değil. Vatandaşın en doğal hakkı olan oy kullanma hakkını yerine getirmesi için evine en yakın noktada oyunu kullanabilmesi lazım. YSK’nın görevi bunun için gerekli önlemleri almak. Ancak biz şaibelerin önüne geçmek için birleştirilen sandıklara da en az üç görevli göndereceğiz.

»Sandık birleştirmeleri katılımı olumsuz etkiler mi?

Aslında bizim bu seçime ilişkin esas kaygımız, iktidarın vatandaşları sandıktan uzak tutma çabası. Diktatörler düşük katılımdan beslenir. Bütün vatandaşları çağrımız, sandığa gitmeleri. Biz demokrasiyi, adaleti savunanlar, hep birlikte vatandaşların oyuna sahip çıkacağız. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. Sandık birleştirilen noktalarda gerekiyorsa seçmenlerin taşınması, sandığa ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın.

»Adil seçim için sandık başına gitmeden çok önce de yapılması gerekenler var. Bu konuda nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Seçimden önce tüm seçmen listelerini kontrol ettik. İktidarın bütün engellemelerine, pek çok konuda geç bilgi vermesine rağmen ekiplerimiz ciddi bir çalışma yapıyorlar. Amacımız bütün sandıkları teker teker kontrol eden, bütün sandıkların başında olan bir yapı oluşturmak. Oluşturduğumuz dayanışmanın verdiği imkanları kullanarak her sandıkta sonuçlara ulaşacağız.

»Seçim günü nasıl bir çalışma yapılacak?

Seçim günü kullanmak üzere teknolojik alt yapıyı oluşturduk. CHP örgütlerinin kulandığı web tabanlı bir uygulama ile sandık başlarından, okullardan sorumlularımız veri girişi yapacaklar. Alternatif olarak bir de “adil seçim” uygulamasını oluşturduk. Türkiye’nin her yerinden gönüllü olmak isteyen vatandaşlarımız uygulamayı indirecekler ve bu uygulamaya sadece telefon numaralarını girerek bize veri gönderebilecekler. Kişisel bilgilerini girmelerine gerek olmadan, sandıklardan veri, tutanağın direkt fotoğrafını gönderebilecekler. Biz gerekli teknolojik alt yapıyı oluşturduk. Bir kargaşa olmadan gerekli sağlamayı yapacağız. Tarihimizin en önemli seçimini riske atmamak için tüm önlemleri alıyoruz.
İletilecek fotoğraflar teknolojik alt yapıyla analiz edilecek. Hata varsa göz kontrolüne geçilecek. ICR yöntemiyle bilgisayar ortamında okunacak sonuçlar ve tutanaklar sisteme düşecek. Aynı zamanda genel merkezimizde 24 saat vardiya usulüyle çalışacak 200 kişilik bir ekip oluşturduk. Eğer YSK’den gelen sonuçla bizim elimizdeki sonuç uyuşmuyorsa gerekli analizi yaptıktan sonra hemen itiraz dilekçelerimizi hazırlayacak bir sistem de oluşturuyoruz.

»Diğer partilerle ortak çalışma nasıl yapılacak?

Ortak çalışma yürüttüğümüz diğer siyasi partiler ve STK’lerle Ankara’da ayrı bir seçim güvenliği merkezi oluşturacağız. Orada da vatandaşın aklında bu seçimle ilgili en ufak bir soru işareti kalmaması için uğraşacağız. Biliyoruz ki AKP iktidarı kaybediyor. Mutsuz ettiği kadınların, gençlerin, esnafın, işçinin, çiftçinin 24 Haziran’da gerekli dersi vereceğinin iktidar da farkında. Bütün çabası bütün bu kesimlerin sandığa gitmesi ve meydanı boş bularak iktidara devam etmek için fırsatçılık yapmak yönünde. Vatandaşlarımız emin olsunlar, tek bir oyunu bile ziyan olmasına izin vermeyeceğiz. Yeter ki herkes sandığa gidip oyunu kullansın.

»Katılımın yüksek olması çok önemli diyorsunuz...

Onların bütün çabası katılımı düşük tutmak ama bizler demokrasiden, adaletten yana olanlar gerekli altyapıyı oluşturarak, yurttaşlarımızın oylarını güvencede hissetmeleri için her türlü önlemi alarak buna pirim vermeyeceğiz. Vatandaşı sandıktan uzak tutma çabasına inat, katılımı artıracağız. Kaybetmekten korkan iktidar canını kurtarma telaşıyla yedeğine yavru muhalefet partisini de alarak sonuç alabileceğini zannediyor. Ancak demokrasiyi, adaleti savunanlar, çocuklarının geleceğine sahip çıkmak isteyenler, diktatörlük sona ersin ülkede demokrasi olsun diyenler, sağcı- solcu diye ayırmadan tüm vicdanlı insanlar bu sürecin üstesinden gelecek, tüm oyunları bozacak. Denetlenmeyen, hesap vermeyen, hiçbir uluslararası kuruluşun akreditasyonunu kabul etmeyen anlayış ne yazık ki ülkeyi uçurumun kenarına getirmiş durumda. İktidarın yapmadığını biz yapacağız ve dayanışma duygusuyla düzgün, şeffaf bir seçim süreci yürütülmesi, vatandaşlarımızın aklında tek bir soru işareti kalmaması için çalışacağız.

»Geçmiş seçim deneyimlerine bakarsak YSK’nin pozisyonu yine pek çok tartışmaya neden olacak bu seçimde de ...

YSK’nin özellikle 16 Nisan’daki tavrı tüm yurttaşlarımızı, dünya kamuoyunu şaşırttı. Yazılı olan kurallar değiştirildi. Bir kağıdın oy pusulasına dönüşmesinin yolu sandık kurulu tarafından mühürlenmesiyken 16 Nisan’da maç oynanırken kuralı değiştirerek, mühürsüz oyları geçerli sayarak şaibeli bir sonuca imza attı. Kendisini aklamasının yolu şeffaf seçimler yapıp yeni seçim sürecini de ona göre şekillendirmekti. Ancak bunu yapmak yerine şaibeli yolu seçti. 16 Nisan’da “Atı alan Üsküdar”ı geçti” dediler ama 24 Haziran’da tüm Türkiye’nin önünde yanlış hesabı Bağdat’tan döndürmek için bir fırsat var.