Gündem

CHP'li İlhan Cihaner ve Ali Şeker'den Ahmet Türk'e ziyaret: "Sandığın gaspı karşısında direnmek herkesin boynunun borcudur"

Ali Şeker, "Buradan da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mızraklı'yı ziyaret edeceğiz ve dayanışmamızı devam ettireceğiz" dedi

25 Ağustos 2019 16:33

CHP milletvekili ve PM üyesi Ali Şeker, PM üyesi İlhan Cihaner, İstanbul İl Başkan Yardımcısı Burak Akbaş ve geçen dönem CHP milletvekili Mahmut Duyan, 31 Mart seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediyesi Belediye Başkanı seçilen ve İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden alınan Ahmet Türk'ü Mardin'de ziyaret ettiler. Ali Şeker, "Bu doğrudan sandığın gaspıdır. Sandığın gaspı karşısında direnmek herkesin boynunun borcudur" derken İlhan Cihaner de, "Demokratik protesto haklarını kullanan yurttaşlarımıza, milletvekillerine karşı gösterilen şiddetin de mutlaka ve mutlaka peşinen mahkûm edilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

Sandıkla göreve gelen kişilerin seçimle görevden ayrılmadığı sürece Mardin’in büyükşehir belediye başkanı olduğunu kaydeden Şeker, "Biz şu anda Mardin’in büyükşehir başkanlığının başka bir kişi tarafından başka bir şekilde kullanılması sebebiyle başkanımızı ziyaret ediyoruz" dedi. Ali şeker sözlerine şu şekilde devam etti:

"Dayanışmamızı devam ettireceğiz"

"Bu görevden alma bu kayyum ataması 31 Mart’ın hemen arkasından söyledikleri gibi, “Biz, muhalefetten kimi seçerseniz seçin bunları görevden alacağız” dediler ve alıyorlar. Bunu adı demokrasi değil. Bunun hakkı seçme ve seçilme hakkının gaspı. Bu muhalefetin seçme ve seçilme hakkının gaspı. Seçime girme hakkı olan seçimde kazandığı takdirde mazbatası verilmeyen ikinciye mazbata verilen bir demokrasi Türkiye’ye yakışmıyor. Seçildikten sonra topyekûn toptancı bir yaklaşımla büyükşehir başkanlarının görevden alınması, büyükşehir belediye meclis üyelerinin topyekûn feshedilmesi Türkiye Cumhuriyeti demokrasisine yakışmıyor. Kadına seçme seçilme hakkı veren bir ülkeyiz ve Avrupa’da birçok batı ülkesinden önce Türkiye’de seçme seçilme hakkı verildi. 19 Ağustos  2019 darbesiyle de muhalefetin seçme ve seçilme hakkı elinden alınıyor. Böyle bir utancı yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Biz demokrasiye karşı yapılan bu topyekûn saldırının karşısında desteklerimizi dayanışmamızı ifade etmek içi sayın Ahmet Türk’ün ve sayın eş başkanımızın yanına geldik. Buradan da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Mızraklı'yı ziyaret edeceğiz ve dayanışmamızı devam ettireceğiz. 

"Parlamento görevini yapsın, Kürt sorunu çözülsün"

Bizim yapmamız gereken demokratik siyasetin önünü açmaktır. Halkın seçme ve seçilme hakkını elinden almak değil onu geliştirmektir. Şiddetin önünü kapatmak ve demokrasiyi geliştirmektir. Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunudur ve bunu çözümü konusunda parlamento uzun zamandır görevini yapmamaktadır. Bütün çağrılarımıza rağmen bundan kaçınmakta imtina etmekte ve bu işin barış içinde çözülmesini istismar etmektedir.

"Sandığın gaspı karşısında direnmek herkesin boynunun borcudur"

Biz diyoruz ki parlamento görevini yapsın, bütün partilerin katılımıyla Kürt sorunu çözülsün, Türkiye’nin önü açılsın, barışın önü açılsın, şiddet son bulsun. Türkiye’ye yaraşır birinci sınıf bir demokrasi olsun

Türkiye’de başkanlık sisteminden sonra yargının iktidarın sopası olması, tutumu görüyorsunuz. Kumpas davalarıyla her belediye başkanı için sipariş davalarla yargı iktidarın sopası halinde ve maalesef her başkan için bir sürü suç isnat edilmekte ve bu isnat edilen suçlar asılsız suçlar. Tebligat bile yapılmadan bu gerekçe gösterilerek görevlerinden alınmakta. Eğer kesinleşmiş bir yargı kararı yoksa bir başkan hakkında, kendi yargılarında dahi bunu yapamıyorlarsa, yapacakları bir şey yoksa usulen dava açarak görevden alamazlar ve bir büyükşehir belediye başkanı yargı kararıyla görevden alınsa bile bunun yerine meclis içerisinden bir kişi seçilmesi, gerekiyor. Burada ne usulüne uygun görevden alma var ne usulüne uygun seçim yapılma kararı var bu doğrudan sandığın gaspıdır. Sandığın gaspı karşısında direnmek herkesin boynunun borcudur"

"Muhalefet arasında olası ittifaklara bir müdahale yapma ihtiyacı ortaya çıktığı anlaşılıyor"

"Biz bugün buraya demokrasiye ve seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmak üzere geldik" diyen PM üyesi İlhan Cihaner, "Her şeyden önce ama çok daha derin anlamları var kayyım saldırısının. Kayyım açıklıyor ki 31 Mart sonrası ortaya çıkan devasa yolsuzluklardan anlaşılıyor ki atamanın bir gerekçesi de bu ortaya dökülen rezillikler." ifadelerini kullandı. Cihaner şunları söyledi:

"Bunun dışında özellikle Ali beyin belirtiği Kürt sorunu eksenli gerilimlerin amaçlarında belirleyici olduğu anlaşılıyor ama en önemlisi de önümüzdeki dönemde olası bir seçimde muhalefet partileri ve muhalefet güçleri arasında olası ittifaklara da burada bir müdahale yapma ihtiyacı ortaya çıktığı anlaşılıyor.

"Bu ağır saldırıya amasız fakatsız herkesin karşı çıkması gerekir"

Bunun için burada demokrasiye karşı yapılan bu ağır saldırıya amasız fakatsız herkesin karşı çıkması gerekir. Özellikle ikircikli davranarak bu uygulamaya karşı demokratik protesto haklarını kullanan yurttaşlarımıza milletvekillerine karşı gösterilen şiddetin de mutlaka ve mutlaka peşinen mahkûm edilmesi gerekir. Aksi takdirde bu gidişin Orta doğu’da benzerini gördüğümüz çatışmalara götürmesi kaçınılmaz olacaktır. O nedenle bu kayyım saldırısı Türkiye’nin barışına bir arada yaşama iradesine de bir saldırı olarak görülmesi lazım. Biz de tam bu gerekçeyle, demokrasiye insan haklarına saldırıya karşı dayanışma göstermek için burada bulunuyoruz.

"Eş başkanlığı Türk seçim hukukuna getiren AKP iktidarıdır"

Upuzun görevden alma gerekçeleri yazmışlar, özellikle kayyımların atanması için hemen seçimin ardından 1 2 gün sonra yazışmalar yapıldığı ortaya çıktığını göz önünde bulundurursak ondan sonra yapılan bu uzun gerekçelerin hiçbirinin kıymeti kalmamıştır. Hiçbiriyle ilgili dikkat ediyorsanız detay vermiyorlar. En önemlisi 2017’de başlatılmış soruşturmalar var bunları bahane ediyorlar. O günden bugüne kadar en basit koruma tedbirine başvurulmasına gerek duyulmamış kişiler hakkında seçildikleri halde görevden alçak kadar ağır bir yaptırımı uygun görüyorlar. Bunların tamamından anlaşılıyor ki baştan planlanmış baştan kurgulanmış bir tuzak söz konusu. Bunun da göz önünde bulundurulması lazım. Örneğin eş başkalık bahane ediliyor. Eş başkanlığı Türk seçim hukukuna getiren AKP iktidarıdır. Kaldı ki eş başkanlık yanlış hatırlamıyorsam 2013’ten bu yana uygulanıyor. 2104 seçimlerinden sonra da vardı. Bugüne kadar müsaade edeceksiniz ama daha sonra görevden alma gibi ağır bir yaptırımla karşılayacaksınız bunun da mutlaka göz önünde bulundurulması lazım. Ali bey belirti kendi ellerindeki bağımsız ve tarafsızlığı yitirmiş yargıdan gelecek kararı beklemeden böyle bir uygulama yapılması belediyelere çökme amacını ortaya koyuyor.

Bu yaşanan süreçte bence AKP’ye her düzeyde destek veren yurttaşlarımızın, aydınlarımızın, yazarlarımızın, çıkarım yapması gerekir. Çünkü AKP bugüne  kadar meşruiyetini hep sandıktan aldı. Sandıktan sorgulamadı. Sandıktan ne çıktıysa onun geçerli kılınması üzerinden demokrasinin diğer kurum ve mekanizmalarını yok edecek kadar sandığı fetişleştirdi. Bu olayda tam tersine sandığı bile ortadan kaldırarak tüm demokratik kurum ve kuralların kıymeti harbiyelerini düşürmüş oldu.

Onun için bu saldırının sonuçları kabul ettiğimizden daha ağır olabilir. Güçlü bir dayanışma şart biz de bu gerekçeyle burada bulunuyoruz. Umuyorum ki bir an önce demokratik ilkeler çerçevesinde, dayanışmayla bu hukuk dışı uygulamaya son verilir. Bizler de adil demokratik özgürlükçü Türkiye için önümüzü daha net şekilde görmeye başlarız"