Gündem

CHP'li Bakan'dan Erdoğan'a "İzmir'e suyu biz getirdik" yanıtı: Kocaman bir yalan

11 Şubat 2021 11:40

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün grup toplantısında İzmir ile ilgili, "İzmir'e suyu biz getirdik" ve "Bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir" sözlerine yanıt verdi. 

“Suyu İzmir’e biz getirdik” söylemi için "Kocaman bir yalan" diyen CHP'li Bakan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin borçlu olduğuna ilişkin sözlerine de, "Gerçek dışı" diyerek tepki gösterdi. Bakan devamında, "İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılı sonu itibari ile 2031 yılına kadar ödenecek anapara ve faiz borçlarının tutarını 1 yıl içinde ödeyebilecek bütçeye sahip. Merkez Bankası döviz rezervini eksi 45.5 milyar dolara indiren ekonomistin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mali yapısını anlamasını beklemiyoruz" diye konuştu.

TIKLAYIN - Erdoğan: Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve milletimize yakışan yeni sivil bir Anayasa ile karşılayalım

CHP'li Murat Bakan'ın basın açıklaması şöyle:

AKP Genel Başkanı’nın eriyen oy oranlarını gördükçe iktidarı kaybetme korkusunun hızla tüm hücrelerine nüfuz ettiğinin ve gündem değiştirme telaşının farkındayız…

“320 milyar metreküp doğalgaz bulduk” diyor, vatandaş “yağ, şeker, süt, patates, soğan fiyatları”  diyor.

“Ay’a gideceğiz” diyor, çiftçi “dolar düşüyor yem fiyatları düşmüyor” diyor.

“Yerli otomobil” diyor, öğretmen, sağlıkçı “atama” bekliyor.

“Yerli uçak” diyor, polis “3600 ek gösterge” bekliyor.

“Yargıda reform” diyor, vatandaş “adaleti sosyal medyada” arıyor.

“Yeni Anayasa” diyor, gençler “başka ülkede yaşamak” istiyor.

Her yolu deniyor; olmuyor, olmuyor, olmuyor…

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı nevi şahsına münhasır siyasetinin en boş örneklerinden birini daha İzmir üzerinden sergiledi… Bir kez daha gerçeklerden uzak, kibirli siyasetine karşı; hakikati anlatmak istiyoruz.

“AKP’nin su yolu…”

“Suyu İzmir’e biz getirdik” söylemi kocaman bir yalan. Yıl 2006… DSİ ile İZSU arasında bir protokol imzalanıyor. Manisa’da inşa edilen Gördes Barajı’ndan İzmir’e su vermesini kapsayan bu protokole göre; İzmir’e bu barajdan yılda 59 milyon metreküp su verilecek. İZSU ise alacağı suyun karşılığında barajın toplam yapım bedeli olan 270 milyon lirayı 30 yıla bölerek, her yılın güncel su tarifesi bedeliyle çarpılması sonucu belirlenen rakamı ödeyecek.

Peki ne oldu?

İzmir’e ilk kez 2011 yılında barajdan su verilmeye başlandı. Ama sadece 11 milyon 720 bin metreküp verilebildi. Sonraki yıl 14 milyon 763 bin metreküp. 2013, 2014, 2015 yıllarında da 59 milyon taahhüdünün yarısına bile ulaşılamadı.

Barajdaki su seviyesi suyun çekilebileceği güvenli seviye sınırının altına düşünce, üç buçuk yıl boyunca (2015’in ikinci yarısı 2016, 2017, 2018 yıllarında) İzmir’e Gördes Barajı’ndan bir damla bile su gelmedi.

2019’da İzmir’e verilebilen su miktarı 4 milyon 350 bin metreküp, 2020’de ise 38 milyon metreküp.

Neden bunlar yaşandı? Çünkü baraj su tutmuyor.

Düşünün ki geçen hafta barajların dolup tahliye kapaklarının açıldığı rekor bir yağış düşmüş ama Gördes Barajı’nda doluluk oranı yüzde 4,5 seviyesinde kalmış. Barajın DİBİ DELİK DİBİ!

Üstelik durum böyleyken, DSİ, İZSU’dan hiç su vermediği yıllar dahil, tahsilat yaptı. Yani İzmirliler kullanmadığı suyun parasını en yüksek su bedelinden ödedi.

Yıllık 292 milyon metreküp su tüketen İzmir’e DSİ’nin verebildiği ortalama 13 milyon metreküp.  Gördes Barajı’na bugüne kadar ödediği miktar ise tam 55 milyon 611 bin TL!

Erdoğan, “Büyükşehirler suyu kendisi temin etmek zorundadır. İzmir’de böyle bir şey söz konusu değil” diyor. Ancak Belediye Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun Erdoğan’ı yalanlıyor: “Su kaynağını teşkil eden barajlar, isale hatları ve tasfiye tesisleri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, depo ve tevzi şebekeleri belediyelerce yapılır.”

AKP’nin İzmir’e su yolu böyle… Hatırlarsınız, Erdoğan daha önce de 1987’de yapılan İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nı kendilerinin açtığını iddia etmişti. İzmir hakkında bir türlü doğru bilgilendirilemedi… Yazık.

“Cumhurbaşkanı incinmiş!”

“İstanbul’a ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum” itirafıyla hatırladığımız AKP Genel Başkanı’nın, yaşanan bir afet üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alması çöküşün en somut örneği...

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin 2.5 katı borçlu olduğu ve finansmanı da tüm diğer bilgiler gibi gerçek dışı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılı sonu itibari ile 2031 yılına kadar ödenecek anapara ve faiz borçlarının tutarını 1 yıl içinde ödeyebilecek bütçeye sahip. Merkez Bankası döviz rezervini eksi 45.5 milyar dolara indiren ekonomistin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mali yapısını anlamasını beklemiyoruz.

AKP Genel Başkanı halkın günden güne yoksullaşmasından rahatsız değil, işsizliğin Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasında olmasından, vatandaşın gitmediği şehir hastanesinin, geçmediği köprünün, kullanmadığı yolun faturasını ödemesinden, doğanın talanından, kamu kaynaklarının 5 müteahhite akıtılmasından rahatsız değil.

Üstelik bunları kamuoyuna ağzı dolu dolu anlatıyor ama görüyoruz ki bu ülkenin yüz akı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alt yapı yatırımları için ucuz finansman bulmasından incinmiş. Ne diyelim Allah akıl fikir versin.

Ülkenin kefen parası ile müteahhitlerin hakkedişlerini ödeyen şahsım devletinin kentinin alt yapı yatırımı için uzun vadeli ucuz kredi bulan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni alkışlamasını beklemiyorduk tabii. Ama ülke yönetimindeki becerisizliğinizi, basiretsizliğinizi CHP’li yerel yönetimleri karalayarak örtemezsiniz.

İzmir’in, Ankara’nın, İstanbul’un ve tüm belediyelerimizin ürettiği işler, yaptığı projeler sizi rahatsız ediyor, biliyoruz… Siz ne derseniz deyin biz halka hizmet etmeye ve sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz.