Gündem

CHP'li Altay: 2002'den önce Erdoğan'ın hakkını nasıl savunduysak, bugün de özgürlüğünden mahrum bırakılanları savunacağız

24 Haziran 2020 18:12

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği hak ihlali kararı ile ilgili “Demirtaş’ın tahliye edilmemesi garip bir durumdur. Demirtaş adeta siyasi rehine gibi içeride tutuluyor. Biz Erdoğan’ın 2002 seçimlerinden önce hakkını, hukukunu nasıl savunduysak bugün de haksız hukuksuz özgürlüklerinden mahrum bırakılmış herkesin hakkını hukukunu savunmayı kendimize görev ve şiar edindik” dedi.

TBMM’de toplantı düzenleyen Altay, AYM’nin Demirtaş kararını değerlendirdi. 2002’den önce Erdoğan’ın haklarını savunduklarını örnek gösteren Altay, AYM’nin hak ihlali kararını şöyle yorumladı:

“Demirtaş’ın tahliye edilmemesi garip bir durumdur. Demirtaş adeta siyasi rehine gibi içeride tutuluyor. Çok sayıda gazeteci, siyasetçi, düşünür bir rehine mantığı ile bir gözdağı mantığı ile cezaevinde tutuluyor. Biz Erdoğan’ın 2002 seçimlerinden önce hakkını, hukukunu nasıl savunduysak bugün de haksız hukuksuz özgürlüklerinden mahrum bırakılmış herkesin hakkını hukukunu savunmayı kendimize görev ve şiar edindik.”

"Önce Erdoğan'ı yargılamak lazım"

Libya haberi sebebiyle yargılanan gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Aydın Keser, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in yargılanmasına tepki gösteren Altay, şöyle konuştu:

“Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Aydın Keser, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Murat Ağırel yargılanıyor. Neden yargılanıyorlar? Libya’daki MİT mensubunun cenazesini haber yapmışlar. Böyle bir yargılama olacaksa önce Erdoğan’ı yargılamak lazım. Hepimize ‘Libya’da şehitlerimiz var diyen kim? Hepimize ‘TSK mensubu olmamakla birlikte Libya’da şehit unsurlarımız var’ diyen kim? Libya’da şehit olan MİT mensuplarımıza Allah’tan rahmet dilerim. Bu kafaya göre, şimdi ben de suç işledim. Ama ben bunu Erdoğan’dan duydum. Bana Erdoğan söyledi. ‘Libya’da şehidimiz var, Libya’da TSK mensubu olmayan unsurlarımız’ var dedi. Başka siyasilerde TBMM’de bunu gündeme getirdiler. Erdoğan’a tavsiyem olsun; bu intikam davası sana bir şey sağlamaz. Basına had bildirerek iktidarını perçinleyemezsin. Devleti bir tehdit mekanizması olarak kullanamazsın. Burun sürttürmeye, had bildirmeye çalışıyorsun, çalıştıkça da batıyorsun. Bir an önce o ihtirasından, öfkenden vazgeç diyorum Erdoğan’a.”

Altay, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezası onanmasını eleştirdi. Kararı “Bu çok açıkça yargı sopası ile siyaset dizayn etmektir” diyen Altay, “FETÖ’yle AKP geçmişte bürokraside kolkola girdiyse bunu da farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı” diyen AKP Medya ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı hakkında “Emre Cemil Ayvalı hakkında soruşturma açacak bir tane vatansever cumhuriyet savcısı yok mu?” diye sordu. Altay konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu’nun yerel mahkemedeki cezası çok büyük bir tesadüfle yenilenen İstanbul seçimlerinin yıldönümünde 23 Haziran’da istinaf mahkemesi tarafından onandı. Bu çok açıkça yargı sopası ile siyaset dizayn etmektir. Canan Kaftancıoğlu’nun 7 yıl önce attığı tweetlerden dolayı 9 yıl 8 ay cezasının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmaması ceza verildiği anlamına gelmez. Canan Kaftancıoğlu’na otokrasi tarafından jüristokrasi marifetiyle ceza verdirildiği anlamı taşır. Biz bunu böyle okuyoruz. 7 yıl önce atılan tweetten 9 yıl ceza alınıyorsa ben bu hakimlere sesleniyorum. Pensilvanya’da diz çökerek fotoğraf çektireli daha 7 yıl anca oldu. Bülent Arınç, MİT Müsteşarı başta olmak üzere çok sayıda siyasetçi 7 yıllık süre içinde Pensilvanya’da çok diz çöktü.

Emre Cemil Ayvalı, 7 yıl öncesine kadar ‘Evet iş birliği yaptık’ diyerek itiraf etti. Ben bu hakimlere, savcılara soruyorum; daha 7 yıl öncesine kadar FETÖ ile iş birliği yaptığını açıkça beyan eden Emre Cemil Ayvalı hakkında soruşturma açacak bir tane vatansever cumhuriyet savcısı yok mu bu ülkede? Yargının içinde bulunduğu hali milletin görmesi ve yargıya olan güvenin yerlerde süründüğü görmesini, yargı mensuplarının da kendilerine çeki düzen vermesini bekliyoruz.”  (ANKA)