Gündem

CHP'den, "barış bildirisi" imzacısı akademisyenler için kanun teklifi: Kamu görevlerine iade edilsinler

"Barış Bildirisi’ne imza atmak dışında haklarında hiçbir iddia bulunmayan 406 akademisyenin, KHK’ların ekli listelerinden çıkarılarak görevlerine iade edilmeleri, seyahat özgürlüklerinin sağlanması ve maddi olarak mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmıştır”

11 Eylül 2019 15:17

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Anayasa Mahkemesi’nin kamuoyunda Barış Akademisyenleri olarak bilinen akademisyenlere ilişkin verdiği hak ihlali kararının ardından TBMM Başkanlığı’na bir kanun teklifi sunduklarını açıkladı. Özel, teklifin bildiri imzacısı 406 akademisyenin kamu görevlerine iadesi ve mağduriyetlerinin giderilmesini öngördüğünü bildirdi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, düzenlediği basın toplantısında, 11 Ocak 2016’da çok sayıda bilim insanının o günkü siyasi şartlara ilişkin bir bildiri imzaladığını anımsattı. Bu bildirinin kamuoyunda çokça tartışıldığını kaydeden Özel, “Elbette demokratik rejimler en şok edici ifadelerin kabul edilmese de kişilerin paylaştığı görüşlerin şiddet çağırmıyorsa ve kanunları ihlal etmeye teşvik etmiyorsa, kişiler tarafından özgürce ifade edilebileceği rejimlerdir” dedi.

"Son derece dramatik sonuçlar doğurdu"

Özel, “Bugün geldiğimiz noktada üniversitelerin üzerindeki baskı en ağır şekilde devam ediyor. Barış akademisyenleri de görevlerinden ihraç edilmeleri, pasaportlarına el konulduğu için yurt dışında derslere gidememeleri, ailelerinin pasaportlarına el konulmuş olması gibi son derece dramatik sonuçlar doğurdu. 26 Temmuz 2019 tarihinde daha önce yapılan başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, bu konuda hak ihlali olduğuna karar verdi. Gerekçeli kararında da, varsayımı aşan bir delil gösterilmediğine işaret etti” ifadesini kullandı.

"Bir el, Anayasa Mahkemesi kararını yayınlatmıyor"

Özel, Anayasa’nın 153’üncü maddesinin, Anayasa Mahkemesi kararlarının derhal Resmi Gazete’de yayımlanmasını ve herkesi bağladığını ifade ettiğini belirterek, “Kararlar derhal yayınlanır denildiği halde bir el, Anayasa Mahkemesi kararını yayınlatmıyor. Yani, gerekçeli karar çıkmış ve herhalde bir duyum alınmış ki, Anayasa Mahkemesi tarafından kendi internet sitesine konmuş ancak bu karar Resmi Gazete’de yayımlanmıyor. Bu muz cumhuriyetlerinde olmaz, derebeyliklerde olmaz. Ancak Anayasa Mahkemesi kararını, bir gizli el yayınlatmayarak kendisi açısından da sonuç doğurmamasını sağlıyor” diye konuştu.

"Yürütme adım atmazsa yasamanın adım atması gerekiyor"

Özel, “Tarafımızdan 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’den sonra 11 ayrı KHK ile ihraç edilen 406 akademisyenin göreve iadesine ilişkin bir kanun teklifi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Bu kişilerin başta kamudaki görevlerine iade edilmeleri, kendilerine ödenmeyen maaşların ödenmesi ve uğradıkları mağduriyetlerin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Anayasa Mahkemesi kararından sonra devleti yönetenlerin derhal yapmakla yükümlü oldukları görevdir. Meclis açıldığında yürütme adım atmadıysa, Anayasa’nın ilgili maddesiyle bağlı olan milletvekilleri olarak yasamanın adım atması gerektiğini ifade ediyoruz” ifadesini kullandı.

KHK’ların ekli listelerinden çıkarılarak görevlerine iade edilmeleri amaçlandı

Teklifin gerekçesinde, “Anayasa’nın 153. maddesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu, bu kararların Resmi Gazete’de hemen yayımlanarak, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı olduğunu vurgulamaktadır. Kararın üzerinden geçen süreye karşın, Anayasa’nın 153’üncü maddesinin gereği yapılmamış, siyasi irade bu konuyu gündemine almaktan özenle kaçınmıştır. İmzacı akademisyenlerin kamudan ihraç edilmelerine neden olan bildiriye yönelik suçlamaların hukuken çökmüş olduğu gerçeğinden hareketle, akademisyenlerin derhal görevlerine dönmeleri için gerekli adımlar atılması Anayasa gereği bir zorunluluktur. Ne yazık ki Yürütme organı, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamakta, demokratik rejimlerin vazgeçilmezi olan kuvvetler ayrılığı ilkesini yanlış yorumlamakta, hukukun üstünlüğünü hiçe saymakta, yargı kararlarının gereğini yerine getirmemekte ısrar etmektedir.

İktidar partisinin özellikle rejim değişikliğinin gerçekleştiği 16 Nisan referandumunun ardından kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğini öngören, yasama ve yargı organlarının başında bir siyasi partinin genel başkanının bulunduğu yürütme erkinin emrine girmesini istediği, kamuoyuna mal olan iş ve işlemleriyle belli olmaktadır. Anayasa’nın 138’inci maddesi de yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarının hiçbir surette değiştirilemeyeceğini ve bu kararların yerine getirilmesini geciktiremeyeceğini vurgulamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararının yerine getirilmesi yürütme organı tarafından geciktirildiği için yasama organı olarak anayasal sorumluluğumuz gereği, Anayasa Mahkemesi’nin kararının gereğini yapmak için harekete geçmemiz gerekmektedir. Bu çerçevede bu kanun teklifiyle Barış Bildirisi’ne imza atmak dışında haklarında hiçbir iddia bulunmayan 406 akademisyenin, KHK’ların ekli listelerinden çıkarılarak görevlerine iade edilmeleri, seyahat özgürlüklerinin sağlanması ve maddi olarak mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmıştır” denildi.