Kültür-Sanat

Zülfü Livaneli: Abdülhamid’in zevkleri, eğitimi ve gönlü Batılı; Tayyip Bey ise Arap kültürüne yakın

"İttihatçıları, Abdülhamid'in karşısına çıktı diye övmek de doğru bir şey değil. Bunlar da sonraki tarihlerde korkunç şeyler yaptı"

29 Haziran 2022 11:24

Sanatçı- Yazar Zülfü Livaneli, yeni kitabını ve kitabına konu ettiği Abdülhamid dönemini anlatırken, "Abdülhamid’in zevkleri, eğitimi ve gönlü Batılı; Tayyip Bey ise Arap kültürüne yakın" dedi. 

Sanatçı- Yazar Zülfü Livaneli, Osmanlı tarihinin en tartışmalı dönemlerinden birine ve o dönemin başkahramanı olan II. Abdülhamid’e dair epik bir anlatımla sunduğu “Kaplanın Sırtında” adlı yeni kitabını Murat Sabuncu'ya anlattı. 

Zaman zaman siyasette de gündeme gelen "Abdülhamid ve İttihatçılar" tartışmalarının günümüz Türkiye'sine bir faydasının olmadığının dile getiren Livaneli, II. Abdülhamid'in yaşam tarzını anlatırken "Abdülhamid'in zevkleri, eğitimi, gönlü Avrupalı. Enteresan bir şekilde Avrupalılaşmaya çalışan kendi kişisel hayatında Avrupalı olan bir insan. Halife olarak hilafeti bir silah olarak kullanmaya çalışıyor. Yani siyaseti İslami ama şahsiyeti Avrupai. Ama Tayyip Beyin öyle değil. Tayyip Beyin şahsiyeti Arap kültürü içinde yaşanılmasını istiyor. Abdülhamid'in öyle bir derdi yok" dedi. 

"Osmanlı ailesi neden Kahire'ye değil de Avrupa'ya gitti?"

Osmanlının son dönemlerinde padişahların, Avrupa ile açılan gelişmişlik makasının farkında olduklarını anlatan Livaneli, Osmanlı'nın aslında Batı kültürüne yakın olduğunu söyledi.

Livaneli, Cumhuriyet'in kurulması ile birlikte Osmanlı ailesinin Batı'ya gittiğini hatırlatarak "Paris'ten gelen pijamalar giyiliyor, piyano çalınıyor, son Osmanlı padişahlarına bakın vals bestelemişlerdir. Osmanlı ailesi Avrupalı bir aile. Osmanlı yıkıldıktan sonra niye Kahire'ye ve Arap ülkelerine gitmediler de Paris’e Avrupa'ya gittiler? Çünkü aile Avrupa kültürüne daha yakın. Osmanlıyı yanlış anlatıyorlar. Osmanlı aileleri aslında zaten Batılı, Batı kültürüyle yetişmiş insanlar" diye konuştu. 

Kitabında Osmanlı İmparatorluğunun son 33 yılına Abdülhamid'in kişisel hayatı üzerinden bakmaya çalıştığını belirten Livaneli, "Abdülhamid çok ilginç bir kişilik. Hasta bir adam, korkan bir adam ama bir yandan da bu kadar her şeyden korkan bir adam sonunda Selanik düşerken diyor ki 'bana bir tüfek verin ben de çarpışacağım terk etmem' Bu çelişkilerden oluşan bir Abdülhamid portresi çizmeye çalıştım" ifadelerini kullandı. 

"Mustafa Kemal, İttihatçılar ve Abdülhamidçiler arasında en doğru bakış açısında sahipti"

Livaneli, Osmanlı'nın son dönemlerine ilişkin tartışmalarda "İttihatçılar ve Abdülhamitçiler" gibi bir kutuplaşmayı doğru bulmadığını anlatarak "Osmanlı ailesinin son dönemlerinde bütün derdi modernleşmekti. İttihatçıları, Abdülhamid'in karşısına çıktı diye övmek doğru bir şey değil. Bunlar da sonraki tarihlerde korkunç şeyler yaptı. Osmanlı Mebusan kayıtlarına baksınlar. Bunlar sadece Ermenileri değil, Arapları da öldürdüler. Anadolu'nun evlatlarını kırıp geçirdiler. İttihatçılar, Mustafa Kemal'e de düşmandı. Mustafa Kemal İttihatçı değildi. Mustafa Kemal, İttihatçılar ve Abdülhamitçiler arasında en doğru bakış açısında sahipti" dedi. 

Sanatçı- Yazar Zülfü Livaneli, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerini Padişah II. Abdülhamid'in kişisel hayatı üzerinden ele aldığı epik bir anlatımla sunduğu “Kaplanın Sırtında” adlı yeni kitabını ve günümüzde Osmanlı'nın son dönemine ilişkin yapılan tartışmalara ilişkin gözden kaçanları Murat Sabuncu'ya anlattı.