Gündem

"HDP'ye kapatma davasında Erdoğan-Bahçeli mutabakatı var; muhalefet demokrasi sınavında"

Fikret Bila, Kemal Can, Gökçer Tahincioğlu, Murat Sabuncu'ya yorumladı

18 Mart 2021 13:34

T24 yazarı Murat Sabuncu’ya konuk olan gazeteciler Fikret Bila, Kemal Can ve T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu, MHP’nin 13. Olağan Büyük Kurultay’ında Devlet Bahçeli’nin verdiği mesajları ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, HDP’nin  kapatılması istemiyle açtığı davayı değerlendirdi. 

MHP’nin bugün yapılan kurultayının tek heyecanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımına yönelik beklenti olduğun söyleyen Gökçer Tahincioğlu, HDP’ye yönelik kapatma davası açılmasının MHP’de moral yükselttiğini söyledi. Tahincioğlu, Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği siyasi partiler yasası ve HDP’nin bir daha başka isimle açılmaması yönündeki açıklamalarına dikkati çekti.

TIKLAYIN | Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı!

HDP’ye yönelik kapatma davasını değerlendiren T24 Yazarı Fikret Bila ve gazeteci Kemal Can, MHP’nin AKP üzerinde HDP’nin kapatılmasına ilişkin bir baskı kurduğu ve yaşananların bunun bir sonucu olduğu algısının yanıltıcı olduğunu söyledi. "HDP'ye kapatma davasında Erdoğan-Bahçeli mutabakatı var" diyen konuklar sürecin muhalefet için de bir 'demokrasi sınavı' niteliğinde olduğunu belirtti. 

"İktidar, geri adımlar atmak yerine gaza basmayı tercih ediyor"

HDP’ye yönelik kapatma davasının MHP’nin kongresinin hemen öncesinde açılmış olmasının ‘MHP’ye kongre hediyesi’ olarak görülmesinin yanıltıcı olacağını söyleyen Kemal Can, “2015 yılından beri yürütülmekte olan HDP’yi kıstırma politikası yokmuş da MHP’ye armağan olarak kullanılmış veya onun zorla yaptırdığı şeyler olarak mı yorumlayacağız. 7 yıldır bunu mu seyrediyoruz” diyerek bu sürecin Cumhur İttifakı ortakları arasında bir restleşme gibi okunamayacağını dile getirdi. Cumhur İttifakı’nın HDP üzerinden gaza bastığını söyleyen Kemal Can şöyle konuştu:

“Çünkü bu iktidar çoğu meselede olduğu gibi sıkıştığı yerde geri adımlar atıp başka seçenekler aramaktansa gaza basmayı tercih ediyor. Bu konuda da yaşadığımız süreci ben böyle okuyorum. Ve şu anda yükseltilmekte olan gerilimin, HDP’nin varlığını işaret ederek muhalefeti sıkıştırma değil, doğrudan HDP’yi denklem dışına çıkarmaya çalışan bir adım olduğunu düşünüyorum. Bunun da öyle bir sertleşmenin sonucu değil, bir mutabakat sonucu olduğunu düşünüyorum. Çünkü Yargıtay'a topun atılması daha önce Bahçeli tarafından ortaya atılmıştı. ‘Erdoğan’ın başka projesi vardı da Bahçeli buna zorladı’ görüşünü  ikna edici bulmuyorum. Zaten yürütülmekte olan politikanın bir üst hamleye çıkarılması ve HDP’nin denklem dışına itilmesini içeren bir şey olduğunu düşünüyorum.”

“Bu kararın altında Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de imzası var"

Kemal Can tarafından dile getirilen görüşe katıldığını ifade eden Fikret Bila ise  HDP ile ilgili süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğrudan bir yorum yapmadığını ve yargının da Erdoğan’nın bilgisi dışında böyle bir karar alamayacağını hatırlatarak “Bu kararın altında Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de imzası var. HDP üzerinden politika yapacaklar, daha önce böyle yaptılar. Bunun nedeni şu; çünkü başka alanlarda yapılacak politika kalmadı. Örneğin ekonomi ile ilgili olarak iktidar yeni bir hikaye anlatamadı. Ortaya koyduğu reform paketinin en ufak bir inandırıcılığı yok. Hukuk ve demokratikleşme alanında bir hikaye yazamaz. Ortaya koydukları İnsan Hakları Eylem Planı’nın daha mürekkebi kurumadan Gergerlioğlu’nun vekilliğini düşürdüler. Arkasından HDP ye kapatma davası açıldı” dedi. 

TIKLAYIN |  HDP'li Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine tepki yağdı

“İktidarın ortaya koyabileceği yeni bir hikaye yok”

“İktidarın ortaya koyabileceği yeni bir hikaye yok” diyen Fikret Bila, Devlet Bahçeli’nin bugün kurultayda HDP, CHP ve İyi Parti’yi hedef alan sözlerini hatırlattı ve  “Elindeki tek hikaye  beka meselesi, Türkiye'nin bütünlüğü milli sorunlar gibi bir söylemler hep ve PKK üzerinden yüklenerek muhalefeti de orayla birleştirme politikası. Bu politikayı daha önce de zaten izliyorlardı ama sonuç alamıyorlardı. Ona rağmen aynı politikada gaza basılarak ilerlenecek. Yani ekonomi konuşulmayacak, dış politika, salgın konuşulmayacak. ‘HDP bir tehdittir, PKK’nın aynısıdır Türkiye'yi bölecektir’ gibi bir söylemle bütün dikkatleri HDP üzerinden üretecekleri bir politikaya çekmek ve onun üzerinden üretilen kamplaşmayla çoğunluk üretmek ve tekrar iktidarı elde tutmak gibi bir yol izlenecek” diye konuştu. 

Bila, HDP’ye yönelik adımların yapılacak seçimlere yönelik bir adım olduğunu, erken bir seçimde veya 2023’te iktidarın ‘biz ve onlar’ söylemi üzerinden politika yürüyeceğini dile getirdi. 

TIKLAYIN |  13 yıl sonra ilk kapatma davası: HDP kendini feshedebilirse dava düşebilir

"Vekilliklerin teker teker düşürüleceğini düşünüyorum"

HDP’ye yönelik açılan kapatma davasının iddianamesini de değerlendiren Gökçer Tahincioğlu, kapatma davasının bugünden yarına sonuçlanmayacağını, Gergerlioğlu kararının da bunu bir örneği olduğunu belirtti. İddianamede siyaset yasağı getirilmek istenen 687 kişi olduğunu ancak bu siyaset yasağının vekilliğin düşürülmesi sonucu doğurmadığını sadece bağımsız olmaya zorladığını belirten Tahincioğlu, “Bu nedenle en azından bir ara seçimi yedekte tutabilmek için böyle bir formül işletebilmek, aynı zamanda sürekli kriminalize etme halini sürdürme açısından davası biten isimlerin aynı Gergerlioğlu gibi vekilliklerinin teker teker düşürüleceğini düşünüyorum” dedi. 

"HDP yargı yoluyla sistem dışına itiliyor"

“HDP’nin kapatılması için 15 üyeli mahkemenin 10'unun kapatma yönünde oy kullanması gerekiyor” diyen Tahincioğlu, daha az oyla hazine yardımının da kesilebileceğini, kararın o günkü konjonktüre göre verileceğini düşündüğünü söyledi. “Son 5-6 yılda yapılanlar ortaya koyuyor ki sistematik bir biçimde HDP yargı yoluyla sistem dışına itiliyor ve mümkünse seçime parti olarak girmemesi, bağımsız girmesi veya çok güçsüz girmesi gibi bir yol izlenecek gibi ” diyen Tahincioğlu, “İddianame de açıkçası çok zayıf. Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir HDP'li hakkında açılan davanın iddianamesini okuduğunuzda bu iddianamenin de özetini görüyorsunuz. Hiçbir farkı yok. Önce örgütün tarihi özetleniyor daha sonra HDP ile bağlantı kuruluyor ve bunun siyasi ayağı olduğu söyleniyor. Aynı gerekçe ile Yargıtay niye 5 sene önce dava açmamış Kobani olayları olduktan sonra  niye harekete geçmemiş bunu sorabiliriz. Bu bile konjonktürel olduğunu ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. 

Konuklar ayrıca muhalefetin bütün bu yaşananlar karşısında net bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade ederek vekilliği düşürülen Gergerlioğlu’nun yanında 'ama'sız olunması gerektiğini dile getirdi. Gergelioğlu ile ilgili kararın CHP milletvekili Enis Berberoğlu kararından bir farkının olmadığını belirten konuklar, İyi Parti, CHP başta olmak üzere bütün partilerin bir ‘demokrasi sınavı’nda olduğunu söyledi.