Kültür-Sanat

Bale Sanatçıları Derneği: Bale antrenörü kavramının dünyanın hiçbir yerinde karşılığı yok, yürütmeyi durdurma kararı için mahkemeye başvuracağız

Bale spor mu sanat mı tartışması devam ediyor

Fotoğraf: Nihal Demirci

25 Ocak 2021 14:43

Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun 56 saatlik “bale antrenörlüğü” programı açmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. Bale sanatçıları ve bale eğitmenleri duruma tepki gösterirken, sosyal medyada "Bale spor değil sanattır" kampanyası düzenleniyor. 

Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun 06-12 Mart arasında yapılacağını duyurduğu ‘bale antrenörlüğü’ için şartlarını da açıkladı.

“Federasyon eğitim talimatında belirtilen sağlık şartlarını taşımak, 18 yaşında olmak, en az lise ve dengi okul mezunu olmak, Spor Disiplin Yönetmeliği ile federasyonların disiplin veya ceza talimatlarına göre son üç yıl içinde olmak şartıyla bir defada altı aydan fazla veya toplamda bir yıldan fazla ceza almamış olmak” şartlarını yerine getiren adaylar bir haftalık eğitimin sonunda ‘bale antrenörü’ olabilecek.  Türkiye’de bu eğitim Devlet Konservatuarları ve Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel kurslarda, alanında uzman eğitmenler tarafından veriliyor, teorik ve pedagojik eğitim 14 yıl sürüyor. 

Federasyonun 1 haftalık bale antrenörlüğü programına bale sanatçıları ve bale eğitmenleri tepki göstermeye devam ediyor.

Bale Sanatçıları Derneği, balenin Rönesans döneminden günümüze kadar tüm dünyada bir sanat dalı olarak tanımlandığının altını çizerken, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da balenin sanat faaliyeti olarak yer aldığını hatırlattı.

T24'e konuşan Bale Sanatçıları Derneği Başkanı Ayfer Tarlak yaşanan sürece ilişkin olarak, “Dünyanın en zor ve saygın sanat dallarından biri olan ve ciddi eğitim kurumlarınca titizlikle yürütülmesi gereken bale sanat eğitiminin, ülkemizde zaten YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başarı ile uygulanmaktayken, tüm dünya sanat kamuoyunda ülkemizi küçük düşürecek bir kararla, 'spor' branşı olarak kabul edilerek Spor Bakanlığı bünyesinde de farklı bir yapılanmayla ve Bale Sanatının doğasına tamamen aykırı bir şekilde programa alınma çabasına ‘'son derece yanlış ve sakıncalıdır.”  dedi.

Dernek, “Spor Bakanlığı bünyesinde bulunan Türkiye Dans Sporları Federasyonu, bu sanat dalını 'sportif bale' adı altında 'spor' branşları arasına eklemeye çalışarak, bale eğitimini ve eğitmenlik yetkisini bale alanında herhangi bir eğitim geçmişi olmayan kişilerle ve fiziki yeterlilik aramaksızın bir hafta sürecek olan kısa programlarla sağlamayı planlamaktadır. TDSF tarafından uygulanması planlanan programda yer alan 'sportif bale,', 'bale antrenörü', 'bale hakemi' gibi kavramların dünyanın hiçbir yerinde tarih boyunca ve günümüzde bir karşılığı ve geçerliliği bulunmamaktadır. Tamamen uydurulmuş olan bu yeni kavramlar baleye ait değildir." açıklamasını yaptı. 

Tarlak, Bale Sanatçıları Derneği olarak yürütmeyi durdurma kararı için mahkemeye başvuracaklarını söyledi. Tarlak, hedeflerinin kişi veya kurumlar olmadığını belirtirken "Yaratılmaya çalışılan bu yeni durum; tüm dünyada kabul görmüş akademik çalışmaları ve buna bağlı kuralları, yüzlerce yıllık bale geleneğini, ülkemizde gerek devlet üniversitelerinde gerekse MEB’e bağlı özel kurumlarda uygulanan resmi programı, insan anatomisini, kısacası tüm uluslararası bale pedagojik sistemini hiçe saymaktadır’ yorumunda bulunurken, bale alanında uzmanlığı olmayan kişilerce yapılacak olan bu eğitimlerin çocuk ve gençlerimiz üzerinde neden olacağı fiziksel ve pedagojik problemler başta olmak üzere pek çok tehlikesi bulunmaktadır.” uyarısında bulundu.

Türkiye Dans Sporları Federasyonu Başkanı Tolga Han Çinkitaş ise tepkilere, “Benim cevabımı zaten devlet vermiş ve kabul etmiş. Bale sportif olarak federasyonumuzun branşı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sunulmuş, eğitim dairesi tarafından kabul edilmiş ve normları belirlenmiş. Bu bizim kişisel olarak yaptığımız bir şey değil. Kurumsal bir iş. Antrenörlük kurslarımız dört kademe. Birinci kademesi normalde bir bale kursundaki 2 yıla tekabül ediyor. Hedefimiz federasyon olarak kitlesel bir istihdam yaratmak ve bu çocukların önünü açmak” yanıtını vermişti.