Kültür-Sanat

Ayça Bingöl, "Ben Anadolu"yla sahnede: Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak bütün haykırışlarım bu oyunun içinde

Oyuncu Ayça Bingöl, Yıldız Kenter'in anısına sahnelenen ‘Ben Anadolu' oyunuyla seyirciyle buluşuyor

29 Kasım 2020 12:50

Usta oyuncu Yıldız Kenter’in yıllarca sahnelediği Güngör Dilmen’in eseri “Ben Anadolu”, Kenter’in ölüm yıldönümünde yeniden sahnelendi. Oyunda tarih boyunca yaşamış 16 farklı kadın karakteri canlandıran Ayça Bingöl, tecrübesini “Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak bütün haykırışlarım ve isyanlarım da bu oyunun içinde yerini buluyor” ifadeleriyle anlattı.

 23 Kasım’da prömiyer yapan “Ben Anadolu” oyununda yer alan Ayça Bingöl, BirGün’den Işık Çalışkan’a konuştu. Yıldız Kenter’in yıllar boyunca oynadığı oyunu yeniden sahneye taşıyan Bingöl, “Yıldız Hoca’nın bu oyunu oynamış olması sadece benim arkamda büyük bir güçtür.” Dedi.

Ayça Bingöl’ün sorulara verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:

"Yıldız Kenter’in Türk Tiyatrosu’na katkılarını nasıl anlatırsınız?

Yıldız Kenter, Türk tiyatrosuna bir armağandır. Çok kıymetli bir öğretmendir, çok kıymetli oyuncular yetiştirmiştir. Hocaların hocasıdır, bir Cumhuriyet kadınıdır; öngörülüdür, özgürlükçüdür, demokrattır. Çalışkandır, azimlidir, inatçıdır, her dönemde ve her koşulda direnen olmuştur. Büyük bir aşkla mesleğine ve hayata bağlıydı. Hem Türkiye’ye hem Türk tiyatrosuna büyük emekleri olmuş ve arkasından bayrağını taşıyacak tüm kadın oyunculara el vermiş bir ustadır.

Kadının tüm halleriyle Anadolu’daki varlığı en çok hangi yönleriyle oyuna yansıyor? Anadolu’nun Anadolu olmasında kadınların rolü nedir?

Oyun, Kibele ile başlıyor, yani Anadolu’nun ana tanrıçasıyla. Bizim yorumumuzda ve diğer tüm kadınlarda bu ana tanrıça Kibele’nin sohbetleri. Yani Anadolu’yu Anadolu yapan kadınlar, yaratıcı güç, barış yanlısı ve her şeyle mücadele edip hiç yılmayan özgürlükçü ve barışçıl kadınlar.

Anadolu toprağının verimi, verimliliği, verdiği toprağın çeşitliliği... Ben bunu Anadolu kadınıyla çok özdeşleştiriyorum. Anadolu kadını da çok çeşitli ürünler vermiştir, geçmişten günümüze. Sanat, bilim ve birçok alanda üretmeye ve yaratmaya devam ediyor. O yüzden Anadolu kadınları çok kıymetli.

Bu oyunun günümüz Türkiye’sinde sahneleniyor olması da ayrı bir anlam ifade ediyor sanırım. Ne dersiniz?

Elbette Türkiye’de kadının bu kadar ezilip hor görüldüğü, öldürüldüğü, baskılandığı, ötekileştirildiği, susturulduğu bir dönemde daha çok sesimizi çıkarmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bu bizim güdümüzde var, bu oyunun da bu dönemlere denk gelmesinin tesadüf olmadığını düşünüyorum açıkçası. Herkes kendi platformundan kadının gücünü göstermeye çalışıyor. Sanatla uğraşan bütün kadınlar da, bu anlamda güdüsel olarak performanslarını ortaya koyuyorlar. Gerek resimle, gerek müzikle, gerek sahne sanatıyla. O yüzden bu ülkede yaşayan bir kadın olarak bütün haykırışlarım ve isyanlarım da bu oyunun içinde yerini buluyor. Ve bunları seyirciye duyurmak için hep birlikte çaba harcıyoruz. Yalnız değilsiniz diyoruz, güçlüyüz; susmayın diyoruz, mücadeleye devam diyoruz."