Kültür-Sanat

Atillâ Dorsay, Türk sinemasının son 10 yılını mercek altına aldı: Recep İvedik'i görmezden gelmiyorum ancak önemsemiyorum

09 Ekim 2020 11:02

180 yerli filmin eleştirisinin yanı sıra, son 10 yıla damgasını vuran ödül ve tartışmalarla, en iyi listelerine yer verdiği "Dünyaya Açılan Penceremiz ve Yeni Bir Kuşak" isimli yeni kitabında okucuyla buluşan duayen sinema eleştirmeni Atillâ Dorsay, Cannes'da Altın Palmiye kazanan Kış Uykusu ve Berlin'de Altın Ayı'ya layık görülen Bal filmlerine dikkat çekerek, son yıllarda Türk sinemasının pek çok ödül kazandığını söyledi. Halen yazılarını yazılarını T24’te sürdüren Dorsay, yepyeni bir kuşak geldiğini, ancak bu olumlu gidişe rağmen basında eleştiriye verilen yerin azaldığını onun yerini magazinin aldığını söyledi.

"Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak/Türk Sineması 2010-2020" isimli kitabında alfabetik sırayla okurun karşısına çıkan Dorsay, en iyi 10 listelerini, hem de son 10 yılın en iyi 60 Türk filmi listesine yer verdi. 

Sinema eleştirmenliğinin Batı'dan geri olmadığını belirten Atillâ Dorsay, kitabı için 180 film seçmediğini, zaten filmleri görmeye giderken o seçimi yaptığını ifade ediyor.

Recep İvedik serisini görmezden gelmediğini ancak önemsemediğini ifade eden duayen sinema eleştirmeni Dorsay, serinin gittikçe gerçek mizahtan uzaklaştığına işaret etti.

İyi bir filmin, konusuna ve hikâyesine en uygun anlatımı gerçekleştiren film olduğunu vurgulayan Atillâ Dorsay, teknoloji sayesinde, farklı görüşleri, muhalif tavrı ve aykırı bakışları ulaştırmanın daha kolay olduğunu da belirtiyor.

6 damarına by-pass yapılan Atillâ Dorsay, daha iyi olduğunu belirterek, ikinci kitabının son rötüşlarını da bitirip teslim etmeyi umut ettiğini dile getirdi.

Remzi Kitabevi, “Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak” için şu metni paylaştı:

"Koronavirüs çağı aniden bastırdığında, Atillâ Dorsay dönem gereği iki sinema kitabına birden başlamak üzereydi: Sinemamızın yakından izlediği o son ve parlak 2010-2020 yıllarının filmleri. Ve de 2015-2020 arasının yine çok önemli bulduğu dünya sineması.

O arada özellikle ‘65 yaş üstü’lere reva görülenler bu zor dönemi kolaylaştırıcı değildiyse de, yazarımız görevini yaptı. Doğrusu bu yılın ağustos ayında birden ortaya çıkan kalp hastalığı ve o ‘6 by-pass birden’ ameliyatı hiç hesapta yoktu. Ama o da aşılmış gözüküyor.

Ve böylece, tüm engellere rağmen kitaplar çıktı. Bu kitapta yenileriyle karışmış kimi eski Yeşilçam anıları da yok değil. Ayrıca Altın Ayı veya Altın Palmiye’ye uzanan başarılar, bizi terk edip gidenler, star’lı dedikodular; arada kıvrılan polemikler, atışmalar, anekdotlar... Ağırlık elbette filmlerin kendisinde. Bu yılların içerdiği çağdaşlıkta, yaratmada, gençleşmede.... Ve de göz yaşartacak kadar görkemli ilk çıkışlarda. Hepsi bu toplamın içinde sizi bekliyor."