Gündem

Arınç'tan Gül, Babacan ve Davutoğlu'na: İktidar olma şansları yok, yüzde 1'i hedefliyorlarsa...

23 Ağustos 2019 18:07

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, AKP'nin 18. kuruluş yıl dönümünde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun parti kurma girişimiyle ilgili konuşarak, "Kendi partilerine muhalefet etmek için yüzde 1'i hedefliyorlarsa bilemem" açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç, AKP'nin 18. kuruluş yıl dönümüne ilişkin açıklamalar yaptı. Arınç, "18 yıl dolu dolu geçti. Benim milletvekilliğim AK Parti'de 3 dönem oldu, Fazilet ve Refah'la 5 dönemi tamamlamış oldum. Aktif siyasete veda etmiştim. Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Yüksek Asker İstişare Kurulu üyeliğin sürdürüyorum. Türkiye en büyük kalkınmayı, toplumsal barışı bu dönemde gördü. Özgürlüğün tadına bu dönemde vardı" dedi.

"En büyük ihaneti 15 Temmuz hain darbe girişiminde gördük"

AKP'nin 18 yılını değerlendiren Arınç şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uygulama safhasındadır. Bu partiyi kuranlardan biri olarak ilk toplantımızda genel başkanlığa Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı ben önermiştim. Ertesi gün partimizin grup toplantısını yapmıştım. Milletvekillerimiz 53'tü, oy birliğiyle beni grup başkanı yaptılar. AK Parti kapatılmak istendi. Artık Türkye'nin parti kapatmasını da görmüş olduk. Aramızdan şu veya bu şekilde ayrılan arkadaşlarımız oldu. Bunlar bünyemizde hiçbir yara açmadı. En büyük ihanet 17-25'ten sonraki olaylar ve yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişiminde gördük. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu badireyi de atlattık."

"Arkamda Gül ve Davutoğlu vardı"

Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu hakkındaki yeni parti iddialarını da değerlendiren Arınç, şu ifadeleri kullandı:

"Bu konulara girmek istemiyorum aslında. İsmi geçen insanlarla çok uzun yıllar beraberliğimiz oldu. Sayın Abdullah Gül benden önce Refah Partisi'nden milletvekili olmuştu. Acıları, sevinçleri paylaşan insanlardık. Sayın Ahmet Davutoğlu ile çok önceden beri bir düşünce adamı olarak fikirlerinden istifade ederdik. 2005 yılında İslam Konferansı Örgütü'nün Mekke'de zirve toplantısı vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer buraya katılmayı reddetti. Sanıyorum 'Laiklik ilkesi çiğnenir' diye. Ben katıldım. Benim arkamda Sayın Abdullah Gül ve Sayın Ahmet Davutoğlu vardı. Bu tablonun ölünceye kadar devam etmesini isterim. Bugün AK Parti'nin karşısına geçip muhalefet yapmayı düşünecek, Sayın Cumhurbaşkanımızın otoritesini sarsacak bir düşünceyi doğru bulmam."

"İktidar olma şansları yok"

"Kendilerine 'yanlış yaparsınız' dedim. Şimdi muhalefette eleştirdiğinde 'Sen onlarla beraberdin' diye vatandaşlar düşünmeyecek mi? Siz bu zaafınızdan kurtulamazsınız. Siz AK Parti'de hizmetler yaptınız. Bugün bu imkanları bulamıyorsanız bize ve size yakışan şey kendi hayatınızı yaşamak ve Türkiye için doğru bildiklerinizi yazmak ve söylemektir. Muhalefet CHP, İYİ Parti, HDP yapsın. Onlara 'Muhalefet olmak size yakışmaz' dedim. Onları dinlemek, empati yapmak anlamak lazım. Gelin konuşalım, hakikaten doğru fikirleriniz varsa beraber yapalım. Ben son zamanlarda Anadolu'yu gezmeye başladım. Malatya'da halkla birlikte oldum. Gördüm ki insanlar benim AK Parti'de kalmamı istiyorlar. Bu arkadaşlarımız yıllarca AK Parti'ye hayat verdilerse, şimdi küçük sebeplerle veya şahsi duygularla bu partileri kurmasınlar. İktidar olma şansları yok yüzde 1'i hedefliyorlarsa onlara yakışmaz. Tayyip Erdoğan Bey halk kahramanı, herkes onu seviyor. Kim ne yaparsa AK Parti'yi yıkamaz"

"Bu arkadaşlarımıza karşı rencide edici dil kullanmayalım"

AK Parti çok büyük ve güçlü parti. 8-9 milyon üyesi var. Yeni bir dinamizmle başladığımız zaman yüzde 55'leri bile bulabiliriz, uzak ihtimal değil, gövde sağlam. Arkadaşlarımızın taleplerini, düşüncelerini makul bir şekilde dinleyebilmeliyiz. Bu insanlara karşı kötü bir dil kullanmamalıyız. Yağan yağmurda beraber ıslandık. Yaptıklarını yanlış bulalım, şahıslarını rencide edecek hiçbir kelime kullanmayalım. Gözyaşları ile birbirimizi kucaklayarak doğrunun yanlışın nerede olduğunu birbirimize gösterelim.

"Bir parti kurarlarsa onlar ve kendim adına çok üzülürüm"

Demokrasi ve özgürlük için eleştirileri var, başka eleştirileri var. Bunları dinlemek lazım. Doğruysa teşekkür ederiz deriz. Doğru değilse 'kusura bakma' deriz. Bunları başka sıfatlarla kötülemek doğru değil. İnsanları iten şeylerin başında bu tür hitaplar geliyor. Bunu sayın Cumhurbaşkanımız yapmaz, aynı çeşmeden su içtik, aynı hedeflerden koştuk. Bu kadro fedakâr ve feragatkâr bir kadro oldu. Bizim prensibimiz var, kendi içimizde eleştirilerimizi yaparız. Bunları dışarıda çok tekrarlamayız. Dışarıda bunları tekrarlamak partinin gücünü düşürebilir. O yüzden kamuoyuna ekranlardan değil görüşme zeminleri arayarak bu düşüncelerimizi iletebiliriz. Bir yanlışa kapılıp da bu sebeplerle başka parti kuracak olurlarsa çok üzüleceğim, onlar adına da kendi adıma da inşallah böyle bir yanlışa düşmeyecekler."