Gündem

Arda Turan: Bir arkadaşımla, canımız antrikot çekti, atladık gittik Londra'ya...

'Dünyanın hiçbir yerinden Mekke ve Medine'den etkilendiğim gibi etkilenmedim'

08 Mart 2015 13:14

Atletico Madrid'de forma giyen milli futbolcu Arda Turan, seyahat etmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven bir isim. Bu güne kadar 50’den fazla ülke gördüğünü belirten Arda Turan, ilginç seyahat deneyimleri arasında NBA finalinde San Antonio maçını izlemek için bir kaç saatliğine San Antonio’ya gitmesini ve bir arkadaşıyla birlikle antrikot yemek için Londra’ya uçmasını gösterdi.

Arda Turan’ın Sabah gazetesinden Sonat Bahar’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

- Bugüne kadar kaç ülke gördünüz?

- Sanırım 50'den fazla ülke, 75'in üstünde şehir gördüm...

- Sizi en çok hangi rotalar etkiledi?

- Amerika'da Los Angeles beni çok etkileyen ve tarzıma uygun bir yer... Colombia da beni sarsan yerler arasında. Oradaki halkın yaşadıkları, geçmişleri, uyuşturucu baronlarıyla mücadelelerinin hikâyelerini öğrenince Colombia'nın ayrı bir yeri oldu benim için... Santa Monica'da cebimde 10 dolar olsun öyle aylak aylak gezeyim, plajda yürüyeyim. Bunlar iyi gelir bana... Phuket ve Bangkok da sıra dışı yerler listemde... Ama dünyanın hiçbir yerinden Mekke ve Medine'den etkilendiğim gibi etkilenmedim.

- Dönüp dönüp gittiğiniz yer neresi?

- Dönüp dönüp gittiğim yer Milano... Çünkü Oğulcan Engin çok iyi arkadaşım ve orada yaşıyor... New York'a da arkadaşlarımın mutluluğu için gidiyorum. Onlar alışverişi seviyorlar... New York ve Londra gibi yerler insanlara cazip geliyor ama ben oralarda yoruluyorum. Alışverişe vakit ayırmayı seven biri değilim. O yüzden metropoller karışık ve yorucu geliyor.

- Bir aylık izniniz olsa, nereleri bu bir ay içinde görmek istersiniz?

- Güney Amerika turu yaparım. Son bir haftasında da Meksika'nın bir sahiline giderim... Deniz ve güneşin tadını çıkarırım.

- Seyahate son dakikada mı karar verirsiniz, yoksa planlı programlı mı hareket edersiniz?

- Plan program sıfır bende... Spontan halleri seviyorum. "Hadi kalk gidelim" derler, kalkar giderim... "Nereye gidiyoruz?" diye sormam. Zaten çok kalabalık bir arkadaş grubuyla seyahat ederim.... Ama değişmez tek bir şartım vardır; ben gece gider, gece dönerim... Sabah erken kalkıp uçağa yetişmek bana zulüm geliyor...

- Valizinizde olmazsa olmaz neyiniz vardır?

- Mutlaka kitap olur. Ipod'um olur bir de... Eeee pijama da şart...

- Bir seyahat anınızı bizimle paylaşır mısınız?

- En son geçen NBA finalinde San Antonio'ya gittik, maça bir dakika kala salona girdik, maç biter bitmez New York'a döndük... Yani koskoca San Antonio'nun sadece basketbol salonunu görüp döndük. İlginç bir seyahat oldu... Acun Abi'nin (Ilıcalı) böyle maceraları vardır... Ona uyduk... Bir kez de, telefonla bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Laf döndü dolaştı yemeğe geldi... Canımız antrikot çekti, atladık Londra'ya gittik yemeğe...

- En iyi seyahat arkadaşlarınız kimler?

- Ekrem Okumuş, Saffet Ulusoy, Oğulcan Engin, Acun Ilıcalı...

- Siz Madrid'de yaşıyorsunuz, ne yapmadan dönmeyelim Madrid'den?

- Madrid'e gelmişken müzeleri görmeden olmaz... Prado Müzesi özellikle görülmeli... Sol Meydanı Taksim Meydanı gibi bir yer... Madrid'e kadar gelmişken, stadlarında Madrid futbol takımlarını görmeli.

 

Arda Turan'ın gözünden Madrid

 

"Madrid turistik gibi görünüyor ama Avrupa'da yaşanacak en güzel yer bence. Senenin on ayı çok güzel bir havaya sahip. Geri kalan iki ayda da insanı dondururcasına üşütmüyor... Güneşi seven insanlar için ideal... Madrid'de inanılmaz bir tarih var. Müzeleri ve gezerken gözünüze çarpan binaları çok etkileyici... Trafik yok, bu sanırım Madrid'i en güzel kılan unsurlardan... Çok kalabalık bir şehir de değil. Alışveriş için çok iyi seçenekler sunan bir şehir. Madrid'in tek eksiği deniz olmaması... Ama siz de kışın gelin, Madrid'de güzel havanın tadını çıkarın. Cihangir gibi bir yerde takılmak istiyorsanız Sol Meydanı'nı öneririm... "Yok ben Nişantaşı insanıyım" diyorsanız o zaman istikamet Serrano Meydanı... Dünyaca ünlü sayılı restoranları barındıran bir yer Madrid. Ve tabii İspanyolların yaşam tarzı da bize uygun ve burayı cazip kılan unsurlardan... Bir kere çok geç saatte yiyorlar, bu benim en sevdiğim özellikleri. Ben de geç saatte yemek yemeyi severim. Beni hep gece hayatı olan biri sanıyorlar ama aslında işin aslı ben geç saatte, uzun uzun sohbet ederek yemek yemeği severim. Burada o yüzden çok rahatım."