Gündem

Anayasa hukukçusu Süheyl Batum: Dilipak açıkça halkı sokağa, köprüye çıkmaya çağırıyor, laikliğin gereğine inanan insanları darbeci gösteriyor

17 Ekim 2021 08:48

Anayasa hukukçusu Süheyl Batum, Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 15 Ekim'deki "Darbeler davul çala çala gelir. Demokrasi, terör, laiklik, irtica, cumhuriyetin nitelikleri, Atatürk’ten çok söz edilmeye başlamışsa, bilin ki, iyi saatte olsunlardan birileri(!?) iş üzerindedir" görüşünü savunduğu yazısını eleştirdi. Batum, "Dilipak açıkça halkı sokağa, köprüye çıkmaya çağırıyor, laikliğin gereğine inanan insanları darbeci gösteriyor" yorumunu yaptı. 

Sözcü gazetesi yazarı Ruhat Mengi'nin  "Abdurrahman Dilipak “Darbeler davul çala çala gelir” yazısında “Laiklik, irtica, Atatürk'ten çok söz edilmeye başlanmışsa, İzmir Marşı filan çalınıyorsa bayrağı alıp köprüye çıkma zamanıdır” diyen bir yazı yazdı. Hukukçu bakışıyla yorumunuz nedir?" sorusuna Batum şu yanıtını verdi: 

"Bu yazarların söyledikleri, yazdıkları şaşırtıcı değil, onlardan beklenen bir şey, bir kadın gazeteci de “Seçimlerle birlikte kan dökülecek” dedi, inanılması güç olaylar bunlar. Dilipak açıkça halkı sokağa, köprüye çıkmaya çağırıyor, laikliğin gereğine inanan insanları darbeci gösteriyor. Hiçbir demokraside, hukuk devletinde varsayım üzerine insanlar kin ve nefrete sevk edilemez, toplum laiklik, din üzerinden ikiye bölünemez. “Beklemeyin, biz bunları daha önce yaşadık” diyor. Söz ettiği günlerde de Erbakan'ın ”Kanlı mı olacak, kansız mı”, Şükrü Karatepe'nin “İçinizden kini, nefreti eksik etmeyin”, “Şevki Yılmaz'ın “Bu Kemalist rejimi yıkacağız” sözleri vardı. Türkiye'de biri çıkıp Atatürk'e alenen hakaret ediyorsa, Cumhurbaşkanı'nın önünde bir imam “Ayasofya'yı müze yapanların zalimliğini kimse yapmadı” diyorsa, Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk'ten söz ederken “Tarihe ihanet etmişlerdir, Allah'ın laneti onların üstündedir” diyebiliyorsa, gazeteci “bayrağı alıp sokağa dökülme çağrısı” yapıyorsa savcıların, hükümetin hemen harekete geçmesi gerekir. Bir emniyet müdürü, bir İçişleri Bakanı son haftalarda bu kadar olay belgelerle ortaya konuyorken kulağını kapatabilir mi?  Yarın hesap sorulur korkusu olsa kapatamazdı. Türkiye'de hukuk artık bunlara işlemiyor."