Ekonomi

AKP milletvekili Cevdet Yılmaz: Eninde sonunda kur kendi dengesini bulacaktır

18 Ekim 2021 11:33

TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanı AKP Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, rekabetçi kur tartışmalarının doğru olmadığını belirtirken, eninde sonunda kurun kendi dengesini bulacağını söyledi.

Dünya gazetesinden Canan Sakarya’ya konuşan Yılmaz, parlamento denetiminin yetersiz kaldığı eleştirilerine ilişkin olarak, “Denetimle ilgili geçmişle mukayese edildiğinde çok daha sağlıklı bir süreç olduğunu ifade edebilirim” diye konuştu.

Yılmaz sorulara şu yanıtları verdi:

-2022 yılı bütçesi bu hafta Meclise sunuluyor. Meclisin bütçe hakkını kullanımı konusundaki eleştirilere yönelik değerlendirmeniz nedir?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde idarenin tasarı olarak gönderdiği tek kanun bütçe kanunu. Yeni sistemde kuvvetler ayrılığı olduğu için Genel Kurul’da bakanlar bulunmuyorlar, ama bütçe sürecinde bakanların Komisyon’da milletvekillerinin gün boyu sorularını yorumlarını değerlendirme imkanı oluyor. Bu bir anlamda da hesap verme mekanizması olarak işliyor. Eski sistemde bir günde iki bakanlık görüşülürdü yeni sistemde her gün bir bakanlık bütçesi görüşülüyor. Bu da daha uzun bir görüşmeye imkan sağlıyor. Komisyon üyesi olmayan milletvekillerimizden de çok yoğun katılım oluyor, söz alıyor görüşlerini ifade ediyorlar. Bu hesap verebilirlik anlamında gerçekten çok etkili bir mekanizma. Komisyondaki tartışmalar daha yoğun oluyor. Genel Kurullar aslında onay mercileridir. Komisyonlar da daha teknik çalışmalar yapılıyor. Sayıştay raporları da geldi ve üyelere dağıtıldı. Ayrıca Merkez Bankamızı da bütçe öncesi davet ettik, sunum yaptı ekonomideki görünüm ve para politikalarına ilişkin fikirlerini paylaştı. Bu da bütçe sürecindeki görüşmeleri daha nitelikli hale getirecektir. Strateji ve Bütçe Başkanlığı teknik hazırlığı yapıyor, yıllık program hazırlıyor. Bu çalışma da komisyonumuza gelmiş olacak. Bütün bu verilerle birlikte Sayıştay raporları, Merkez Bankası sunumu çalışmalarımızı daha sağlıklı bir zemin de yürütmemizi sağlayacak.

-Sistem değişikliğinden sonra yapılan tartışmaların bir kısmı da ekonomi ve bütçe ile ilgili sürüyor. Siz bu tartışmaları nasıl görüyorsunuz?

Bütçe süreci aynı zamanda Kesin Hesap Kanunu’nun da görüşüldüğü bir süreç. Dolayısıyla yeni bütçe müzakeresi ile geçmişin değerlendirilmesi aynı süreçte ele alınmış oluyor. Denetim fonksiyonu ile bütçe hazırlama fonksiyonu aslında eş zamanlı bir şekilde yürüyor. Bir tarafta da Sayıştay Başkanlığı’nın hazırladığı kapsamlı raporlar denetimin kalitesini artırmış oluyor. Denetim konusunda bir sorun görmüyorum. Bütün dünyada meclislerin iki fonksiyonu var, bir tanesi kanun yapmak diğeri de millet adına idareyi denetlemek. Bütçe süreci iyi bir fırsat oluşturmuş oluyor.

-Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinizi nelerdir?

Türkiye ekonomisini değerlendirmeden önce dünya ekonomisini bir değerlendirmek lazım. Çünkü bütün dünyayı etkileyen süreçler yaşıyoruz. Dünyada bir taraftan 2019 ve devamında küresel finansal kriz yaşandı, artçı etkileri sürdü. Bunu üzerine pandemi geldi. Bazı raporlara turizm sektörünün 2024 yılında ancak toparlanabileceği tespiti yapılıyor. Biz de tabi dünyanın bir parçasıyız. 2020 yılına baktığımızda Türkiye’de diğer ülkeler gibi etkilendi ama mukayeseli olarak baktığımızda en az etkilenen ülkelerden biri oldu. G20’yi esas alırsak, G20 dünya ekonomisinin yüzde 85’i ve iyi bir referans. G20’de geçen yıl yüzde 2,3 büyüyebilen Çin, bir de yüzde 1,8 büyüyebilen Türkiye var. Diğer G20 ülkeler küçüldü. Geçen yıl 35 milyar dolar bir cari açıkla karşılaştık. 2019’da cari fazlamız vardı. 2021’e geldiğimizde birinci çeyrekte yüzde 7,2, ikinci çeyrekte yüzde 21,3 bir büyüme var, çok yüksek bir büyüme. Baz etkisi var ama bir taraftan da bir canlanma var, kısıtlamaların kalkması ile hizmet sektöründe, turizmde belli ölçüde bir canlanma yaşanıyor.

İhracat artışı ağırlıklı olarak sanayiyle gidiyor. Sanayinin sürüklediği bir ihracat var, bunun büyümemize de ciddi bir etkisi söz konusu. Dış talep büyüme kompozisyonunda önemli bir yer tutuyor. Bu büyümenin kalitesi açısından önemli bir hadise, Türkiye sadece iç taleple büyümüyor dış talebin de etkisi var. Hizmet sektörlerinde gelişme var, turizm ve sanayinin etkisi var, ihracatla birlikte dış talebin destek verdiği bir büyümemiz var.

Ağustos ayında cari fazla verdik. Merkez Bankası tarafından 15-17 milyar dolara kadar düşüş bekliyor."