Çevre

Akçay Sulak Alanı’nı yaşatmaya çalışanlar anlatıyor: İklim değişikliğiyle mücadele yerelden başlar

05 Temmuz 2022 16:24

Kuzey Ege’nin önemli sulak alanlarından biri olan Balıkesir’deki Akçay Sazlığı’nın sulak alan olmaktan çıkarılarak organize sanayi bölgesi haline getirilmesi için birçok yönteme başvuruldu. Edremit Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatlarının iptali için açılan davada bilirkişiler bölgenin sulak alan niteliğine dikkat çekti. Bilirkişi raporu, Akçay Sulak Alanı’na verilen inşaat ruhsatlarının geçersiz olduğunu söylüyor.

Önce Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından moloz ve hafriyat dökülerek doldurulmak istendi, üzerine Edremit Belediyesi tarafından “Enginkent Akçay” adlı bir konut projesi için inşaat ruhsatı verildi.

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın haber portalı, Gazetecilik Platformu'ndan Elifcan Yüksel'in haberine göre, Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’ndaki projelere karşı bölgedeki çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve bir grup yurttaş tarafından dava açılmıştı. Balıkesir 2. İdare Mahkemesine açılan davada alanla ilgili mevcut imar durumunun, sulak alan mevzuatı ve korunan alan mevzuatına aykırı olduğu vurgulanarak ruhsatların iptali istenmişti.

Bilirkişi Raporu: “Ruhsatlar Geçersizdir”

Dava kapsamında 11.05.2022 tarihinde yapılan bilirkişi keşfinin raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi raporunda özetle;

Edremit Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatlarının onaylanmış herhangi bir imar planına dayanmadığı, Edremit Belediyesi’nin inşaat ruhsatlarına dayanak yaptığı mülga Zeytinli Belediye Meclisi’nin ilgili kararının geçersiz olduğu, Edremit Belediye Meclisi’nin kararlarının Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne göre herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığı ve sonuç olarak Edremit Belediye Başkanlığı tarafından verilen ruhsatların imar yönetmeliğine aykırı olduğu saptaması yapıldı.

Raporda ayrıca, “İnşaatına başlanan ve devam eden söz konusu yapılaşmaların mevcut ekolojik sistemi olumsuz etkileyeceği gerekçeleri ile Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne uygun değildir” ifadeleri yer aldı.

“Akçay Sulak Alanı’ndaki canlıların yaşam hakkı gasp ediliyor”

Doğa Derneği adına konuşan Biyoçeşitlilik Araştırma Koordinatörü Şafak Arslan, Akçay Sazlığı Sulak Alanı’nın sulak alanların korunması yönetmeliği kapsamında koruma altında olduğunun ve alanda herhangi bir inşaat faaliyetinin yapılamayacağının altını çiziyor. Arslan, “Akçay Sazlığı Sulak Alanı o bölgedeki az sayıda sulak alandan biri ve bölge için oldukça önemli. Çünkü küresel iklim değişikliğiyle mücadele yerelden başlar. Alan, canlılara ev sahipliği yapıyor. Canlılar nesne değil özne olarak konumlandırılmalıdır. Alandaki yapılaşma faaliyetleri bölgedeki çeşitliliği ve ekosistemi bitirir” diyor.

Sulak alanlar gelecekte su kıtlığıyla başa çıkmanın teminatıdır

Doğa Araştırmaları Derneği Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı ekosistem değerlendirme verileri, küresel iklim değişikliğine karşı sulak alanların karbon yutak alanı olarak önemini ortaya koyuyor ve sulak alanların yağmur ormanlarından sonra atmosferik karbonu en çok bağlayan doğal yaşam ortamlarından biri olduğuna dikkat çekiyor. Raporda yer verilen ifadeler şöyle: “Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı gibi kıyısal sulak alanlar, küresel iklim değişikliğine bağlı deniz seviyesi yükselmesine karşı iç kesimleri koruyan doğal bariyer niteliğini taşıyor. Bu sebeple sağlıklı sulak alanlar gelecekte su kıtlığı ile başa çıkmanın teminatı. Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı her ne kadar belirli bir seviyede doğal yapısından uzaklaşmış olsa da, rehabilitasyon potansiyeli yüksek sulak alanlar arasında.”

Akçay Sazlığı Sulak Alanı, kuşlar için üreme, göç esnasında konaklama ve kışlama alanı

Alandaki yarım saatlik bir kuş gözlem turunda 35-40 türün rahatlıkla görülebildiğini belirten Şafak Arslan sözlerine şöyle devam ediyor: “Kuşlar üzerinden ilerlemek önemli, çünkü kuşlar bizim için gösterge türler. Bir alanda kuşlar varsa o alanda ekosistem hizmetleri, ekosistem faaliyetleri sağlıklı bir şekilde devam ediyor demektir. Eğer alanda kuşlar yoksa ve terk etmeye başladılarsa o alanda yolunda gitmeyen işler vardır. Bu alanları talan etmek kuşların o bölgedeki konaklama, üreme, kışlama imkânını elinden alır.”

Doğa Araştırmaları Derneği Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı Kuş Raporu verilerine göre, Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nda bugüne kadar toplam 165 kuş türü gözlemlenmiş. Bu sayı, Türkiye’de bugüne kadar kaydedilmiş 495 kuş türünün yüzde 34’üne eşit. Yani Türkiye’de bulunan her üç kuş türünden biri, Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nda görülüyor. Ayrıca alanda gözlemlenen ve kayıt altına alınan 165 kuş türünün 111’i, yani yüzde 67’si Türkiye’nin taraf olduğu Bern Sözleşmesi uyarınca mutlaka korunacak hayvan türleri listesinde yer alıyor.

Kuşlar, Akçay Sazlığı’nı benzin istasyonu gibi kullanıyor

Akçay Sazlığı, Kıyı Ege üzerindeki göç rotalardan biri. Doğa Araştırmaları Derneği’nden Uzman Biyolog, Kuş Uzmanı Lider Sinav’a göre göç rotalarını korumak hayati önem taşıyor. Çünkü bu alanlar, kuşların dinlenerek göçlerine sağlıklı bir şekilde devam etmelerine yardımcı oluyor. Sinav: “Bu alanları şöyle ifade edelim. Uzun bir yola çıktınız. İstanbul’dan Antalya’ya gidiyorsunuz. Yolda ihtiyaç duyduğunuz şeylerden biri benzin istasyonudur. Orada durduğunuz kısa süre sizin için hayati önemdedir. Benzin alırsınız, su alırsınız. Kuşlar için de aynı anlamı taşıyor bu alanlar. Bu alanları korursak, kuşlar alanı benzin istasyonları gibi kullanıp göçlerine başarılı bir şekilde devam edebilir. Bunun için alandaki insan faaliyetlerinin, konut projelerinin, molozların olmaması gerekir.”

Sulak alanlar küresel iklim değişikliğiyle mücadele eder

Dünyada ve Türkiye’de küresel iklim değişikliğine dikkat çeken Şafak Arslan, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ile küresel iklim değişikliğiyle mücadele edeceğini ve gerekli adımları atacağını taahhüt ederek sözleşmeye imza atmış olduğunu hatırlatıyor. Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede sulak alanların önemini vurgulayan Arslan, bu alanların şehirle iç içe olması sebebiyle insanlar için daha kullanılabilir durumda olduğunu ve bu sayede şehirlerdeki sıcaklık etkisinin veya karbon artışının hissedilmemesini sağladığını söylüyor. Arslan, “Aslında bir yerde küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmiş oluyor. Ancak biz hem uluslararası sözleşmelerde hem ulusal eylem planlarında, küresel iklim değişikliğiyle mücadele edeceğiz derken bu tarz sulak alanları kaybetmeye başlıyoruz. Burada birbiri ile çelişen politikalar söz konusu” diyor.

"Doğal yapısı korunursa Akçay Sazlığı Sulak Alanı çok daha fazla flamingoya ev sahipliği yapabilir"

Üreme döneminde alanda beslenip üreyen türlerin varlığına değinen Lider Sinav, “Alandaki su kalitesinden vejetasyona, insan rahatsızlığının az oluşuna kadar birçok bileşenin etkileşimi sonucu biyoçeşitlilik ya var olur ya kaybolur. Alanı korumamız durumunda oradaki tür sayısı ve bolluğu artar. Yani oraya gelen bir flamingo varsa, alan iyi bir şekilde korunduğunda çok daha fazla sayıda flamingoyu görmek mümkün olabilir” diyor.