Gündem

Nihal Candan’ın tahliyesi tartışma konusu oldu: Hukukçular ne diyor, Dilan Polat’ın durumu ne?

"Nice tutuklu hasta var. Kimi kanser kimi alzaymır kiminin kalbi var. 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir ile Çetin Doğan mesela. 80’in üzerinde ve hastalar. Ama Adli Tıp, ‘infazları devam edebilir’ raporu verdi!"

05 Mayıs 2024 14:59

Dolandırıcılık ve kara para aklama suçlamalarıyla 5.5 ay önce tutuklanan sosyal medya fenomeni Nihal Candan’ın anoreksiya hastalığına yakalanarak 37 kiloya düşmesi nedeniyle tahliye edilmesi tartışma konusu oldu. Hukukçular söz konusu karar hakkında ikiye ayrılırken, sıra kara para aklama suçlamasıyla tutuklanan Dilan Polat’ta mı sorusu gündem oldu.

Hürriyet yazarı Fulya Soybaş’a konuşan hukukçular iki farklı görüşte. “Öncelikle hiçbir ceza kişinin yaşam hakkı üzerinde değildir, ama..” diyen Avukat Mahir Işıkay, devamında şunları kaydetti:

“Nihal Candan da Dilan Polat da hükümlü değil tutuklu. Cezaevi koşullarında elbette insanın başına bir sağlık problemi gelebilir. Ancak bu sağlık problemi tıbbi otoritelerce raporlanmak zorunda. Ki bu rapor gelişi güzel, bir özel hastaneden falan alınamaz. Tutuklunun, Adli Tıp Kurumu ya da tam teşekküllü üniversite- eğitim araştırma hastanesine sevki, orada detaylı muayenesi ve uzmanların, ‘Cezaevinde hayatını tek başına idame ettirmesi mümkün değil’ raporu gerekmektedir. Tutuklu ancak bu rapor ve adli kontrol şartıyla, serbest kalabilir. Ancak takip ettiğim kadarıyla Nihal Candan, bir rapor aranmaksızın, savcılık kararı ile tahliye edildi. Savcılığın böyle bir tahliyeye yetkisi var mı? Var. Ama teamüller bu yönde değil. Sorun da burada. Nice tutuklu hasta var. Kimi kanser kimi alzaymır kiminin kalbi var. 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir ile Çetin Doğan mesela. 80’in üzerinde ve hastalar. Ama Adli Tıp, ‘infazları devam edebilir’ raporu verdi. Öte yandan Nihal Candan, kendi isteğiyle, cezaevi yemeklerini beğenmediği için zayıflıyor. Bir nevi açlık grevi. Bu noktada tahliye kararını uygun bulmuyorum. Sağlık sorunları sebebiyle tahliye, ‘yaşam hakkı’ ise o zaman aynı hak diğer tutuklu hastalara da verilmeli.”

Dilan Polat’ın durumu ne olacak?

Peki ya Dilan Polat’ın durumu? Nihal Candan’ın durumuna benzer bir durumda olduğu iddiaları var. Işıkay bu konu hakkında da şunları söylüyor:

“Polat 4 ayrı suçtan yargılanıyor. Geçtiğimiz günlerde, o ve diğer tüm sanıklar vergi kaçakçılığı suçundan tahliye edildi ancak diğer davaları devam etmekte. Dolayısıyla sağlık sorunları sebebi ile tahliyesini istese bile, diğer suçlardan davaları devam ettiği için Polat’ın tutukluluk hali devam eder. Tahliye edilemez.”

“Tahliye kararı hukuken doğrudur”

Avukat Duygu Delibaş ise Nihal Candan’ın tahliyesinin bazı isimlerle kıyas yapılması ve “Onlar neden salıverilmiyor” şeklindeki eleştirileri haksız buldu. “Tahliye kararı hukuken doğrudur” diyen Delibaş, şöyle diyor:

“Nihal Candan hükümlü değil ‘tutuklu’ idi. Kıyas yapılan isimlerse hükümlü statüsündedir. Hükümlü; mahkemece suçlu bulunmuş, hapis cezası kesinleşmiş kişidir. Candan ise soruşturması devam eden ve tedbiren tutuklanmış ‘şüpheli’ sıfatındadır. Yani suçlu olup olmadığı henüz belli değil. Anoreksiyaya yakalanmış, 37 kiloya düşmüş bir ‘şüpheli’ var burada. Tutukluluk bir tedbirdir, peşinen cezalandırmaya dönüşmemeli ve de telafisi imkânsız zararlar doğurmamalıdır. Eğer ‘şüpheli’ suçlu bulunur ise zaten cezasını çekmek üzere yeniden cezaevine girecektir.”

“Savcı, rapor olmaksızın resen karar verebilir”

Peki bir rapor olmaksızın, savcı resen tahliye kararı verebilir mi? Delibaş, şöyle yanıt verdi:

“Verebilir. Uygulamada pek nadir görüldüğünden sanki savcının böyle bir yetkisi yokmuş gibi yanlış bir kanı hâkim ancak sorunun cevabı, Ceza Muhakemeleri Kanunu 103/2. maddesinde düzenlenmiştir: ‘Soruşturma aşamasında savcı, tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa şüpheliyi resen serbest bırakır. Bu konuda savcının sulh ceza hakiminden herhangi bir talepte bulunmasına gerek yoktur.’ Dolayısıyla tedavi olması gereken bir tutuklunun serbest bırakılmasını eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Aksine ‘emsal’ kararın yaygınlaşmasını sağlamalıyız.”