22 Ekim 2019

Soçi, Şam ve Ankara’yı yakınlaştırır mı?

Adana Mutabakatı'nın devamı için Şam ve Ankara’nın yeniden görüşmeye başlaması gerekiyor

Ankara ‘Güvenli Bölge’ ile ilgili sorunun bir bölümünü ABD ile çözdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmesinde güvenli bölge ile ilgili sorunun eksik kalan kısmını Rusya ile çözmeye çalışacak.

Ankara'nın ağustos ayından bu yana yapılan görüşmelerde talep ettiği güvenli bölge, Fırat Nehri'nden yani Kobani'nin batısından doğuda Irak sınırına kadar uzanıyor. Ancak anlaşmanın, Türkiye'nin operasyon yürüttüğü bölgeyle sınırlı kalacağı anlaşılıyor. Operasyonun yürütüldüğü alanın dışında artık Suriye ordusu var.  SDG ile Şam yönetimi arasında yapılan, Rusya üzerinden yürütülen ‘dolaylı’ görüşmelerde, “Suriye-Türkiye sınırının" Şam yönetimi tarafından kontrol edilmesi üzerinde mutabakat sağlandı. Suriye’nin bu bölgelerdeki durumu ve sınırın geleceği için Putin-Erdoğan görüşmesi bekleniyor.

Babıali TV’deki yayına katılan İslam Özkan, 13 maddelik anlaşmanın Türkiye ile ABD arasında yapılmasına rağmen, bu anlaşmadan kârlı çıkanların anlaşmaya taraf olmayan Rusya ve Suriye olduğunu söylüyordu. Türkiye’nin amacı, 444 kilometre uzunluktaki şerit içinde SDG örgütünden hiçbir ferdin bulunmaması…

Tam olarak Rusya, Türkiye’nin bu talebine nasıl bakıyor? Ağustos ayında Washington ile Ankara arasında güvenli bölge görüşmeleri başladığında Moskova, Suriye’yi dışlayacak bir adım atılmaması mücadelesi verdi.  Rusya’nın amacı, Şam'ın pozisyonunu güçlendirmek, Rusya’nın da aynı oranda gücünü Orta Doğu’da artırmak. Şam konusunda Erdoğan ve Putin farklı düşünüyor. Soçi’de görüşülecek konuların başında bu geliyor. Putin’in, doğrudan Şam –Ankara görüşmesinin yapılmasını ‘hedef’ olarak saptadığı, buna yaklaşacak olan tüm olanakları kullanacağı biliniyor.

Adana Mutabakatı

İki ülke lideri ve iki ülke heyetleri arasında bugün Soçi’de yapılacak olan görüşmelerde en çok üzerinde durulacak olan konu, “Adana Mutabakatı” olacak.

Adana Mutabakatı, Türkiye ve Suriye arasında 1998 yılında imzalandı. O yıllarda Türkiye ile Suriye arasındaki olası bir savaş çıkmasına mani olan bu mutabakat hâlâ geçerli.

PKK’nın Suriye’deki varlığının, Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen devam etmesi, Türkiye’nin tutumunu sertleştirmesine neden olmuştu. İki ülke arasında varılan anlaşma sonrası, Suriye’de yaşanan ‘Arap Baharı’ olaylarına kadar sorunsuz devam etti. ABD ve Mısır bu mutabakat için arabulucu oldu.

23 maddelik mutabakata göre başta PKK olmak üzere her iki devlet de kendilerini tehdit eden terör örgütlerine karşı önlemler alacak ve onların kendi toprağındaki tüm faaliyetlerine engel olacaktı.  Bu anlaşma, sınır güvenliğini sağlamak için birlikte hareket etmesini öngörüyor. Ancak bu mutabakatı devamı için Şam ve Ankara’nın yeniden görüşmeye başlaması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Altılı masa ve sarsıntılar

Altılı Masa'nın şunu unutmaması gerekiyor: Bu halk masadan kalkan, zayıf karnından vurulan, masaya tekme atan, iktidarın oyununa gelen, sarsıntılara karşı dayanamayıp sallanan ya da yıkılanı hiç ama hiç unutmayacak

Avrupa-Türkiye karşılaştırması ve terazinin kefesi

Bu ülkede yaşayan gençlerin yüzde 80’inin Avrupa’da yaşamak istemesinin nedeni, Türkiye’de yaşanan bolluğu bırakıp, orada kıtlık içerisinde bir dünya kurmak mı? Sorun bakalım bu insanlara, ‘Terazinin kefesi hangi yönde ağır basıyor?’…

İsrail ile normalleşme süreci

Orta Doğu'da şekillenmekte olan yeni dengeler Türkiye'nin normalleşme çabalarına çok uygun bir zemin sunuyor