CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu CNN Türk’te canlı yayına davetli. Yayına katılmak üzere yola çıktığında...

Ne oluyor?..

Kendisine "program değişti efendim, kusura bakmayın" deniyor, CNN Türk aynı saatteki programa Kılıçdaroğlu’nun yerine Binali Yıldırım’ı çıkartıyor.

Kılıçdaroğlu bir anlamda kapıdan geri çevriliyor.

Neden Binali? Çünkü, Yüksek Seçim Kurulu’nun tarihe kara leke olarak geçen kararı sonucu, 23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın tekrarlanan seçimi var. CNN Türk bu nezaket dışı tutumu o sırada gösteriyor.

Muhalefet liderini son anda iptal etmek! Sadece muhalefet lideri değil, davet edilen herhangi bir konuk için asla kabul edilemez, terbiye dışı bir skandal.

Onunla kalmıyor, Kılıçdaroğlu başka bir zamanda başka bir nedenle davet ediliyor, CNN Türk o daveti de yine son anda iptal ediyor.

CHP İzmir milletvekili, gazeteci kökenli, MYK üyesi Tuncay Özkan bu skandalı MYK’ya getiriyor, "CNN Türk’ü boykot edelim, CNN Türk’e hiç bir partili arkadaşımız çıkmasın".

Amerika'ya merkeze şikayet

Konu MYK’da tartışılıyor, boykot yerine o tarihte bir başka karar alınıyor, CNN Türk’ü isim hakkını veren Amerika’daki asıl ve uluslararası CNN International’e şikayet etmek.

Ediliyor, CNN çok cidiye alıyor, sonuçta, "isim hakkının iptaline" kadar gidebilecek bir sürecin başlama ihtimali hayli yüksek.

Bu tehlikeyi gören, kanalın sahibi Demirören Grubu'ndaki yetkililer CNN Türk’te acele bazı yöneticileri değiştiriyor, sorumluluğu sözüm ona, görevden alınan o yöneticilere yüklemiş oluyor. Vaziyeti kurtarma operasyonu!

Tuncay Özkan uyarmak adına, birkaç kez Yıldırım Demirören’i, medya sorumlusu yetkilileri arıyor, hiç biri telefona çıkmıyor.

CNN Türk’ün AKP yandaşlığındaki olağanüstü tavrı, CHP’ye karşı haberlerde ve programlarda taraflı davranışı değişmeyince, Özkan konuyu MYK’ya yeniden getiriyor ve CHP iki gün önce boykot kararı alıyor.

AB ve ABD'ye şikayet

Boykot kararının burada kalacağını sanmıyorum. CHP bir başka karar daha alıyor:

"AKP iktidarının medyayı nasıl bir propaganda aracı haline getirdiğini, medyayı her türlü baskı altında tutarak, nasıl tek yanlı kullandığını, bunun demokrasiye nasıl bir tehlike olduğunu anlatmak üzere, aldığı boykot kararını Avrupa Birliği ile Amerika’ya belgeleriyle anlatmak..."

Neden böyle bu girişim?

CHP boykot kararını "yasakçı bir zihniyetle almadığını, medyanın tek yanlı tutumunun demokrasiye bir tehdit olduğunu gördüğü için" aldığını açıklamak üzere, AB ve Amerika ile temasa geçmeyi uygun buluyor.

Boykot önümüzdeki günlerde daha da büyüyecek gibi görünüyor.

Bu arada CNN Türk yöneticileri CHP’ye gidiyor, boykot kararından vazgeçilmesi girişiminde bulunuyor. CHP’nin kararı değişmiyor.  

RTÜK kargaları güldürdü

İsteseniz, böyle rastlantı olmaz!..

CHP’nin boykotuna kadar uzanan taraflı yayın, tek yönlü yayın, sadece AKP paralelinde haber, program derken, hükümetin emir ve komutası altındaki RTÜK hükümetin bu tavrını kanıtlayan bir adım atıyor.

RTÜK Yasası'nın 8. maddesine göre:

"TV ve radyo yayınları tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır."

Çok güzel, herkesin altına imza atacağı bir kural. RTÜK bu kuralın çiğnendiğinden hareketle bazı kanallara idari para cezası kesiyor. Hangi kanallara?

FOX TV, Halk TV, Tele 1, KRT...  Yani... AKP’yi körü körüne tutmayan, gerçek ve doğru haber veren kanallara...

Ceza verilen bu kanalların dışında hangisine bakarsan bak, çoğu sabahtan akşama kadar "tarafsızlığı çiğnemekle, AKP yandaşlığı yapmakla " meşgul. Ama, RTÜK onlara dokunmayı aklından bile geçirmiyor.

RTÜK’e göre, ki madem iktidarın emrinde, AKP’yi desteklersen, tarafsız kalıyorsun, doğru ve gerçek haber verirsen, tarafsızlığı çiğnemiş oluyorsun!..

Dün sosyal medyaya bakıyorum, boykot kararı büyük destek görüyor. Nasıl görmesin, insanlar yandaş habercilik ve programlardan bıkmış durumda.