04 Nisan 2024

Erdoğan ne diyor, Van'da ne yaşanıyor?..

Bu nasıl söz ve nasıl bir kutlama ki, konuşmasının üstünden 24 saat geçmeden Van'da seçilmiş bir adayın elinden belediye başkanlığı alınıyor!..

Abdullah Zeydan

Ne zaman seçilse, başına bir iş geliyor!..

Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan'ın yaşadığı bu ikinci macera.

Abdullah Zeydan HDP'den Hakkari milletvekili seçiliyor.

4 Kasım 2016'da, milletvekili iken...

TBMM'de geriye dönük dosyalarla ilgili dokunulmazlıkları kaldırılan HDP'li milletvekilleri ile birlikte göz altına alınıyor, aynı gün tutuklanıyor.

Terör propagandası, terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla 8 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Edirne Cezaevinde Selahattin Demirtaş ile aynı koğuşta tutuluyor. Ocak 2023'te tahliye ediliyor.

Güneydoğu'da en büyük aşiretlerden biri olan Pinyanişi aşiretine mensup, AKP eski Hakkari milletvekili Rüstem Zeydan'ın kardeşi.

İkinci olay Van'da

Aynı Abdullah Zeydan...

31 Mart'ta DEM'den yüzde 55 oyla, 220 bin oy alarak Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçiliyor, ertesi gün devreye Adalet Bakanlığı giriyor, Belediye Başkanlığı Zeydan'ın elinde alınıyor. Baştan sona hukuksuzluk zinciri içinde ve fakat sözde hukuki bir kılıfla!..

Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı Van İl Seçimi Kurulu tarafından, yani seçim sandığında değil, masa başında, Adalet Bakanlığı kararıyla, 110 bin oy fark attığı, seçimi ikinci sırada bitiren AKP'li Abdulahat Arvas'a veriliyor.

Burada çarpıcı olan şu:

Geçen yıl Zeydan'a "seçime girmende sakınca yok" diyen mahkeme...

Bir yıl sonra, yine aynı mahkeme, "sen kamu haklarından yasaklısın, seçime giremezsin" diyor!..

Ne zaman diyor?..

Seçildikten sonra!..

Mahkemenin geçen yıl "seçime girmesine" yeşil ışık yakmasına ek olarak...

Yüksek Seçim Kurulu da Zeydan'ın adaylığını onaylıyor.

Hüda - Par bile

Van İl Seçim Kurulu Başkanı Zeydan'ın engellenmesine itiraz ediyor.

Öte yandan, ailesi Abdullahat Arvas'a çağrıda bulunarak, "ayıptır, bize yakışmaz, kabul etme" diyor.

Bütün Türkiye'nin üzerinde anlaştığı gibi, olay her yönüyle çok açık:

Tam anlamıyla milli irade gaspı!.. 

Farklı siyasi kesimlerden, sivil toplum örgütlerinden, barolardan ve halktan yükselen tepkilere sürpriz bir itiraz daha ekleniyor.

Cumhur İttifakı ortaklarından, Tayyip Erdoğan'ın kol kola Meclis'e getirdiği HÜDA -PAR bile sesini yükseltiyor. HÜDA -PAR Genel Başkan Yardımcısı, Batman milletvekili Serkan Yamanlı:

"Kazanan adaya mazbatanın verilmemesi, halk iradesinin gaspıdır".

Halk iradesi

Kazandığı her seçimden sonra olduğu gibi, 31 Mart gecesi kaybettiği seçimden sonra Tayyip Erdoğan yine "milli iradeye, halkın iradesine" vurgu yapıyor:

"Milli iradeye karşı hareket etmekten, milletin takdirini sorgulamaktan uzak duracağız".

Güzel laf da, Van'da karşı hareket ediyorsun işte!..

Erdoğan devam ediyor:

"Hükümet olarak, milletimizin oyuyla seçilmiş tüm yerel yöneticileri desteklemeye devam edeceğiz".

Bu nasıl destekse, Van'da "milletimizin oyuyla seçilmiş" aday daha koltuğuna oturmadan, yerine bir başkası...

Yarı yarıya oy alan, seçilmeyen AKP'li aday atanıyor.

Erdoğan'ın aynı konuşmasının her yerinde milli irade vurgusu var:

"Biz siyasi hayatımız boyunca milletle yol yürümüş, milletin çizdiği istikametten ayrılmamış bir kadroyuz.

(...) Her zaman milli iradenin, sandığın yanında yer aldık, bugün de aynı sorumlulukla hareket ediyoruz.

(...) Bugün milletimiz tarafından seçilen büyükşehir, il, ilçe belediye başkanlarını kutluyorum.

(...) Sandıklar kapanmış, millet son sözünü söylemiş, kararını vermiştir.

(...) Hiç bir surette milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz".

Erdoğan halka söz vermekle kalmıyor, seçilen belediye başkanlarını da kutluyor!..

Bu nasıl söz ve nasıl bir kutlama ki, konuşmasının üstünden 24 saat geçmeden Van'da seçilmiş bir adayın elinden belediye başkanlığı alınıyor!..

Seçim sonrasında partisinin MKY'sındaki konuşmasıyla ilgili resmi açıklamada aynen şöyle deniyor:

"Erdoğan milletin bağrından çıkan AK Parti'nin milletle arasına duvar örmeyeceğini, hangi konumda olursa olsun, millete karşı olumsuz tutum alanların hesap verme sorumluluğundan kaçamayacağını ifade etmiştir".

Sözleri ve uygulama birbirine taban tabana zıt.

Demirtaş'ın ve DEM'in yanılgısı

Seçimden önce gerek Selahattin Demirtaş, gerek DEM'in yöneticileri Kürt Sorunu bağlamında Erdoğan'a çiçek atıyor:

"Kürt Sorununu çözerse, Erdoğan çözer".

DEM Parti yöneticileri ve bazı üyeleri AKP ile diyaloğa geçmekten söz ediyor.

Ancak, Van'daki hukuk dışı uygulama AKP'nin DEM'li belediye başkanına dahi tahammül edemediğini gösteriyor.

Van'da sokaklara taşan halka polisin göz yaşartıcı gaz kullanması, orada çeşitli partilerden siyasileri bir binada tutması, DEM yöneticilerinin açıklama yapmasını önlemesi...

DEM ile Erdoğan'nın arasını iyice açması bir yana...

AKP'nin seçim yenilgisini hazmedemediğine işaret ediyor.

Yüzde 68.50

Dün aylık ve yıllık enflasyon oranları belli oluyor, TÜİK'e göre fiyatlardaki yıllık artış yüzde 68.50.

Yoksulluk biraz daha artıyor.

Yoksulluk ve hukuksuzluk at başı gidiyor.

Geçmiş yıllarda Güneydoğu pek çok yerde kayyım görüyor ama, böylesi bir irade gaspına ilk kez rastlanıyor.

NOT: Neyse ki sağduyu galip geldi, Yüksek Seçim Kurulu hukuğa uydu ve Van'da Abdullah Zeydan'a belediyeyi iade etti. Ben bu yazıyı YSK'nın kararından önce yazdım. 

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Taksim yasağı 1 Mayıs yasağı değil!..

31 Mart seçimlerini genel olarak kaybetmenin hazımsızlığı var, derin yoksulluk ve ekonomik krizin hırçınlığı var, İktidarın sallandığı korkusu var...

"Hava kurşun gibi ağır", "demokratik ve sivil anayasa" mı!..

Sıkıyönetim ve OHAL'i andıran türde, 1 Mayıs'ın bir gün öncesinden her yer polis kaynarken... Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmazken... Bir de demezler mi: "Demokratik ve sivil anayasa yapacağız!.."

“Yeni Anayasa” tam da bu hafta, öyle mi?

“Demagoji?” Türk Dil Kurumu’na göre “laf cambazlığı” demek. İlgisiz konuları birbiriyle bağdaştırmak, sapla samanı karıştırmak anlamında