08 Mayıs 2020

"Divide et İmpera!.."

Bir ülkeyi, bir topluluğu, bir örgütlenmeyi ne kadar çok bölersen, o kadar rahat yönetirsin!.. Tarihteki örnekler bunu gösteriyor

M.Ö. 330’lar... Makedonya Kralı II. Philip...

Ya da M.Ö. 50’ler... Roma Kralı Julius Sezar...

Ya da... 1790’lar... Fransa İmparatoru Napolyon...

Tarihte başka örnekler de var.

1200’li yıllar Moğollar... Orta Asya’da kurdukları imparatorluğu ele geçirdikleri ülkelerdeki toplulukları önce bölüyor, sonra oralarda egemenliklerini ilan ediyor.

Geçen yüzyılın başlarında Ruanda... Tutsi ve Hutu kabileleri... Belçika Afrika’nın bu bölgesinde sömürgeciliği bu iki kabileyi bölerek gerçekleştiriyor.

Geçen yüzyılın başlarında Nijerya... Igbo ve Hausa kabileleri... Britanya Afrika’nın bu bölgesinde sömürgeciliği bu iki kabileyi bölerek gerçekleştiriyor.

Geçen yüzyılın başlarında Hindistan... İngilizler ve Fransızlar Hindistan’daki pek çok etnik ve dini kabileyi bölerek burada uzun süre sömürgeciliği sürdürüyor.

Geçen yüzyılın başlarında Orta Doğu... Yine İngilizler ve Fransızlar bölgede bir yandan Sünni - Şii mezhep ayrımını, diğer yandan Osmanlı - Ermeni - Kürt bölünmesini tezgahlayarak, bölgede petrolü ele geçirmek, sömürmek adına, birliğin oluşmasını engelliyor.

O kadar uzağa gitmeye gerek yok. Kıbrıs... İngilizler Kıbrıs’ta Türk ve Rum toplumlarını bölerek Kıbrıs üzerinden Akdeniz’de egemenlik kurmak istiyor.

O kadar uzağa gitmeye gerek yok, 2000’li yılların başında Amerika’nın ortaya attığı Büyük Orta Doğu Projesi Orta Doğu ülkelerini kendi içlerinde bölerek, bölgedeki egemenliğini perçinlemeyi amaçlıyor.

"Böl ve yönet"

Bu örneklerin hepsi aynı kapıya, Latince kökenli "divide et impera" kuralına çıkıyor, "böl ve yönet"!..

Bir ülkeyi, bir topluluğu, bir örgütlenmeyi ne kadar çok bölersen, o kadar rahat yönetirsin!.. Tarihteki örnekler bunu gösteriyor. 

Buna seyirci kalıp, teslim olan var, direnen ve "örgütlenen" topluluklar var. Örgütlenme üste çıktığında, "divide et impera" hayal!..

Bir kaç orijinal örneği vermenin tam zamanı.

Üç örnek

1924... Bugünkü Gana...

O tarihte Asanti kabilesi hüküm sürüyor. Antropologların bulgusuna göre, o bölgenin en güçlü kabilesi.

Bölge saldırıya uğruyor. Asantiler’in bir atasözü var:

"Sürüden ayrılan tavuk şahine yem olur." (Dar Koridor, Daron Acemoğlu - James Robinson, .39).

Bölge saldırıya uğruyor. Asantiler ne yapıyor?

Yem olmamak için çevredeki diğer kabilelerle bir araya geliyor ve devlet olma yolunda adım atıyor.

Toplumsal örgütlenmenin hayati önemini gerçekleştiriyor.

Örgütlenme... Bir araya gelme...

1914 Nijerya’nın doğusu... Tiv Ülkesi... Yamyamlık, soygunculuk, cinayet kol geziyor... Buna ek olarak Britanya sömürgeciliği... (A.g.k., s.77).

Bir devlet filan değil, Tiv Ülkesinde insanlar bir araya geliyor, örgütleniyor ve bir süre sonra ülkede huzur ve sükun...

Gelelim bugüne ve bize

Bunca uzun lafa ve tarihten örneklere ne gerek var?

Al sana, 1982 Anayasası, askerlerin düzenlemesi... Temel özelliklerinden biri, "örgütlenmenin mümkün olduğu kadar önüne geçmek".

Ne de olsa, o koşullarda "divide" vaziyetinde "impera" kolaylaşıyor.

Son on beş yıla gelirsek... Ve bugüne...

AKP meslek odalarında, özellikle barolarda ve mühendis odalarında yönetimlerin seçimini yeni kurallara bağlamak istiyor.

İktidara geldiği tarihten itibaren sivil toplum örgütlerini ele geçirmeye çalışıyor, onları bölerek güçsüz kılmak peşinde.

İki tipik örneği var. Biri işçi sendikaları arasında Hak - İş’i güçlendiriyor.

Diğeri memur sendikalaşmasında Memur - Sen’i güçlendiriyor.

Zaten onların başkanları bir süre sonra AKP’den milletvekili yapılıyor.

Hak - İş ile işçileri, Memur-Sen ile memurları bölüyor.

Aynı bölmeyi şimdi barolarda ve mühendis odalarında gerçekleştirmeyi düşünüyor.

Nasıl?

O kuruluşların seçimlerinde nispi temsil sistemini getirerek. Yani, yönetimde her grubun temsil edilmesini sağlamaya çalışarak.

Nafile!.. Belki kendisinden olan bir kaç kişiyi yönetim kurullarına seçtirebilir ama, o kurumları ele geçiremez.

Neden?..

Toplumdaki en örgütlü kesim onlar da ondan.

İstediği kadar uğraşsın, "divide et impera" kuralı bu kurumlara işlemez!..

Aslında, barolar ve mühendis odaları toplumun tamamına örnek olmalı, örgütlenmek açısından.

Yazarın Diğer Yazıları

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..