02 Nisan 2024

"Anadolu İhtilali": Tek adam rejiminin sonu

Seçimin en büyük kaybedeni Erdoğan

"Artık senin bizi yönetmeni istemiyoruz, hele bizi götürmek istediğin yeri hiç istemiyoruz."

31 Mart yerel seçimlerinde halk Tayyip Erdoğan'a bağıra bağıra bunu söylüyor.

Bir önceki seçime göre, Erdoğan beş milyon oy kaybediyor, Türkiye genelinde ikinci parti konumuna düşüyor.

Ve memleketime 22 yıl sonra bahar geliyor.

Birike birike artık taşınamayacak yük haline gelen AKP iktidarının bagajında ne ararsan var:

- Olağanüstü pahalılık iki buçuk yıldır sürüyor.

- Otuz milyon çalışan, onların yüzde yetmişi asgari ücretle yoksulluk çekiyor.

- Emekliler yoksulluk içinde kıvranıyor.

- Hiç kimse hakkını arayamıyor, adalete ulaşacağı zaman, mahkeme kararları uygulanmıyor, tarihin en büyük hukuksuzluğu yaşanıyor.

- Demokrasi kağıt üstünde kalıyor.

- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde halk iradesi yerini tek bir kişinin iradesine bırakıyor.

- Saçma sapan, ikide bir şeriat mitingleri ezici çoğunluğu çok rahatsız ediyor.

- Kadın cinayetleri durmak bilmiyor.

- Bazı yurt ve tarikat yuvalarında çocukların istismarı herkesi çileden çıkartıyor.

- Çevre felaketinin biri bitiyor, biri başlıyor.

- Suriyeliler, Afganlar, göçler nüfus yapısını değiştiriyor.

- Üniversiteler tarumar ediliyor.

- Gençlerin hayalleri buharlaşıyor.

- Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonu gelmiyor.

- Halk yoksulluk çekerken, devlette israf ve lüks sabır taşırıyor.

Aklıma ilk gelenler.

Bunların toplamında ülke her geçen gün biraz daha uçuruma sürükleniyor.

31 Mart'ta AKP'nin ağır yenilgisinde bunların hepsinin payı var.

Maden kazaları

Yenilginin nedenleri üzerinde başka sınıflamalar yapılabilir. Örneğin:

Maden kazaları (cinayetleri).

Maden göçüyor ya da patlıyor, işçiler hayatlarını kaybediyor, hiçbir sorumlu bulunmuyor, herkes yerini koruyor, ilgili dava yıllarca sürüyor. Maden kazasının (cinayetinin) yaşandığı birkaç yerdeki seçim sonuçlarına bakıldığında...

- Soma'da CHP yüzde 57.97, AKP yarıdan daha az, yüzde 24.39.

- Zonguldak CHP yüzde 54.52, AKP 37.50.

- Kozlu CHP yüzde 51.07, AKP 31.98.

- Bartın CHP yüzde 51,29, MHP yüzde 36.61.

- Bergama, altın çıkarmanın doğayı tahrip ettiği yer, CHP 51.09, AKP yüzde 43.01.

Ya da bir başka açıdan seçim sonucu.

2018'de Çorlu'da tren kazası yaşanıyor, yirmi beş insan hayatını kaybediyor, dava altı yıldır sürüyor.

Çorlu'da seçimde CHP yüzde 48.48, AKP yüzde 32.16.

Ya da...

Genç yaşlı herkes havayı, suyu, çiçeği, doğadaki her türlü canlıyı korumak istediğinde, yerlerde sürükleniyor.

Akbelen ormanlarında büyük bir ağaç katliamı yaşanıyor.

Akbelen Muğla, Milas sınırları içinde.

Seçimde...

Milas'ta CHP yüzde 50.15, AKP yüzde 25.33.

En büyük kaybeden

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerin ardından AKP Genel Merkezi'nin balkonundan vatandaşlara seslendi.

AKP güçlü olduğu kentlerde bile, oyu yüzde 60'lardan yüzde 40'lara geriliyor.

Ancak, asıl Erdoğan...

Seçimin en büyük kaybedeni Erdoğan.

Bütün Türkiye'de mitingler yapıyor.

Hele İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nu yenmek için ilçe ilçe dolaşıyor.  

Buna rağmen, yandaşlıkları sicile geçmiş birileri hiç sıkılmadan, utanmazca yazabiliyor:

"Erdoğan oylanmadı..."

Daha nasıl oylanacak?..

Bu zırvayla Erdoğan'ı yenilgiden korumaya çabalıyor.

Madem oylanmadı, kent kent dolaşan, AKP adaylarına oy isteyen kimdi?..

Madem oylanmadı, "oy yoksa, hizmet yok" diyerek, halkı tehdit eden kimdi?..

Madem oylanmadı, televizyon televizyon dolaşıp, muhalefete bin türlü suçlama yönelten kimdi?..

Kim ne dersin...

Bu sonuçlardan sonra...

Tek adam rejimi artık tarihe karışıyor.

Erdoğan'ın artık istediği gibi, asıp kesmesi çok zor.

İzmir'den Ardahan'a, Giresun'dan Mersin'e uzanan her karışta artık kararlı bir halk var.

Yönetimdeki zafiyetin bir işareti seçimden önce, ilgisiz gibi görünen bir alanda ortaya çıkıyor.

"Her şeye hakim" Erdoğan Yargıtay Başkanı seçtiremiyor!..

Yargıtay üyeleri dönüyor, dolaşıyor, dün onbirinci turdan da sonuç çıkmıyor.

Oysa, "eski Erdoğan" birini işaret etse, seçilmesi işten değil.

Ama, şimdi işaret etse bile, istediğini seçtiremiyor, seçim on ikinci tura kalıyor.

CHP ayrı konu

Yaklaşık yarım yüz yıl sonra seçim zaferi kazanan CHP ayrı bir konu.

Sadece CHP değil, diğer partilerin durumunu da, ayrıca ele almak gerek. Seçim siyaset dünyasını allak bullak ediyor. Bizi muhtemelen yeni bir siyasi yapı bekliyor.

Onu ayrıca ele almak gerek. Bununla birlikte kısaca...

MHP yüzde 16'dan yüzde 4.97'ye düşüyor ama, Devlet Bahçeli dün hâlâ "MHP müessir bir başarı elde etmiştir" diyebiliyor.

Seçimden önce "var saydık, oy vermediniz, siyasetin s'si ile meşgul olmayacağım, evime döneceğim" diye söz veren Meral Akşener ağır yenilgi alanlardan biri. Partisinin oyu yüzde 9'lardan yüzde 3.37'ye düşüyor. Dün"seçimli kurultaya gideceğini" söylüyor.

Sabahatin Selek

Ulusal Kurtuluş Savaşımız üzerine pek çok kitap yazılıyor.

Bunlardan biri de, Sabahattin Selek imzasını taşıyor, 1968'de yayımlanan "Anadolu İhtilali." Kurtuluş Savaşı'nın halka dayanarak nasıl kazanıldığını anlatan destansı bir kitap.

2002 yılında AKP tek başına iktidara geldiğinde, Sabah gazetesinin o günkü  manşeti şöyle:

"Anadolu İhtilali."

Erdoğan'ın pek çok yerde kazandığını ilan eden bir manşet.

Yirmi iki yıl sonra AKP fena kaybediyor, kaderin garip cilvesi:

"Anadolu İhtilali."

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Taksim yasağı 1 Mayıs yasağı değil!..

31 Mart seçimlerini genel olarak kaybetmenin hazımsızlığı var, derin yoksulluk ve ekonomik krizin hırçınlığı var, İktidarın sallandığı korkusu var...

"Hava kurşun gibi ağır", "demokratik ve sivil anayasa" mı!..

Sıkıyönetim ve OHAL'i andıran türde, 1 Mayıs'ın bir gün öncesinden her yer polis kaynarken... Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmazken... Bir de demezler mi: "Demokratik ve sivil anayasa yapacağız!.."

“Yeni Anayasa” tam da bu hafta, öyle mi?

“Demagoji?” Türk Dil Kurumu’na göre “laf cambazlığı” demek. İlgisiz konuları birbiriyle bağdaştırmak, sapla samanı karıştırmak anlamında