25 Temmuz 2019

500 - 700 Boğaz Köprüsü

Cari açıkları kapatmak için 70 milyar dolarlık özelleştirme yetmiyor, bunun üzerine AKP on yedi yıllık iktidarında aldığı dış borçlara karşılık, bugüne kadar tam 156 milyar dolar faiz ödüyor

Amerika’da yayınlanan “Atlanta Journal” gazetesinde yer alan bir ilan:

“Yalnız yaşayan siyah bayan bir hayat arkadaşı arıyor.

Etnik fark benim için önemli değildir. Ben oldukça iyi görünümlü bir kızım ve özellikle oynamayı çok seviyorum. Ormanlık alanlarda uzun yürüyüşlerden, kamyonetle yolculuktan, avlanmaktan, kamp yapmaktan, soğuk kış gecelerinde şömine önünde uzanmaktan çok hoşlanırım. Mum ışığında senin elinden yemek yemek bana ayrı bir zevk verir. Sen işinden eve döndüğünde seni kapıda beklerim. Verdiğim şu numarayı ara ve Daisy’yi sor”.

Bu ilan yayınlandıktan sonra yaklaşık bin beş yüz erkek verilen numarayı arıyor.

Daisy kim?..

Telefon ettiklerinde öğreniyorlar.

Sekiz haftalık Labrador türü siyah bir köpek!..

Amerika’da bu ilan ve devamı günlerce konu oluyor. Hem ilan veren köpek sahibinin zekası, hem de telefon eden erkekler...

Arayanlar arasında, ismi gizli tutulan, o çevreden önemli kişilerin de olduğu öne sürülüyor.

Biz işimize bakalım

Amerika ya da başkaları, kendilerini yaşamaya adayan insanlar, yaşamaktan zevk alan ve buna benzer hoşluklarla eğlenirken, biz?...

Biz ne yapıyoruz?..

Biz boğuşuyoruz.

Demokrasi ile boğuşuyoruz, hukuk ile boğuşuyoruz, ekonomik krizle boğuşuyoruz, insan hakları ihlalleriyle boğuşuyoruz, olağanüstü haksızlıklarla boğuşuyoruz, günlük hayatta bir sürü saçmalıkla, kavgayla, gerçekte kaza olmayan iş cinayetleriyle, kadın cinayetleriyle, çocuk istismarlarıyla ve asıl büyük yalanlarla boğuşuyoruz.

Amerika’da ve genel olarak demokratik Batı ülkelerinde yaşamayı eğlenceye döken hayat bize çok uzak.

Onun için biz işimize bakalım.

Bizim işimiz “faiz”

Her türlü karmaşanın yaşandığı bizim ülkemizin, ülkeyi yönetenlere göre, en önde gelen sorunu faiz!..

Varsa faiz, yoksa faiz.

AKP’nin dedesinin babası Milli Selamet Partisi’nden bu yana, bu vatandaşların en büyük takıntısı şu:

“Bütün kötülüklerin anası faizdir!..”

Faiz bir düşse, enflasyon da düşecek, büyüme de artacak, hastalıklar da tedavi edilecek, çocuklar da parklarda daha güvenli oynayacak, üniversiteler dünyanın ilk beş yüzü arasına girecek, aya gidilecek, yerli otomobil üretilecek, demokrasiye dönülecek, hukukun üstünlüğü sağlanacak, gençler rahatça iş bulacak, yolsuzluk iddiaları sona erecek, basın özgürlüğü sağlanacak, insanlar boşu boşuna aylarca hapis yatmayacak, hava kirliliği sona erecek, bizim futbol takımları Avrupa’da şampiyon olacak, v.s., v.s., saymakla bitmez.

Yeter ki, faizler düşşün!..

Siz o zaman görün Türkiye’yi, nasıl uçuyor!..

156 milyar dolar

Milli Selamet Partisi’nden başlayarak, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve bugün AKP’ye göre, bu dini ideolojik görüşe sahip partilerin tamamı “her türlü kötülüğün anası faizdir” diyor ama, gelin görün ki...

Faiz takıntısı nereden geliyor?..

Dini ideolojiye göre, “faiz haramdır” inancından...

Dini ideoloji öyle söylüyor ama, ekonomi biliminde böyle bir teori yok!..

“Faiz ve faiz” diyorlar ama, gelin görün ki...

Cari açıkları kapatmak için 70 milyar dolarlık özelleştirme yetmiyor, bunun üzerine AKP on yedi yıllık iktidarında aldığı dış borçlara karşılık, bugüne kadar tam 156 milyar dolar faiz ödüyor.

“Faiz kötü, faiz kötü” ama, ödediğin faiz bir siyasal iktidarın Cumhuriyet döneminde kırdığı rekora işaret ediyor, 156 milyar dolar.

İlhan Kesici’nin hesabı

Faiz deyince, 11. Kalkınma Planı Meclis’te görüşülürken, söz alan CHP milletvekili İlhan Kesici şöyle ilginç bir hesap yapıyor. Tutanaklardan aktarıyorum, Kesici:

“Cari işlemler açığını finanse etmek için AKP iktidarı dış borç aldı. Dış borca 156 milyar dolar faiz ödedik. Bunu çeşitli yatırımlarla karşılaştırmak mümkün. Ben, biraz da hoşluk olsun, diye Birinci Boğaz Köprüsü ile karşılaştırmak istiyorum.

Köprü 1973 yılında tamamlanıyor. Maliyeti o günkü dolarla 21.7 milyon dolar.

1970’lerin dolarını bugünkü seviyeye getirirsek, aşağı yukarı 200 - 250 milyon dolarlık bir rakam eder. Bu rakama 156 milyar dolarla bakarsak, 500 - 700 Boğaz Köprüsü eder. Bu kadar faiz ödemişiz”.

Hoş bir analiz, güzel bir karşılaştırma.

“Faiz de faiz” diye tutturan AKP’nin, iktidarı boyunca aldığı dış borçlara karşılık ödenen faizle ne gibi yatırımların yapılabileceğini gösteren bir örnek.

Osmanlı dış borçla battı

Tarihten bir örnek AKP’ye belki yol gösterebilir, pek inancım olmasa da...

Osmanlı’nın ilk dış borç aldığı yıl 1856. Kırım Harbi sonrasında Paris Anlaşmasıyla aldığı dış borç.

Yönetim o kadar kötü ki, 1875 yılında, yani ilk borç aldığı yıldan yirmi yıl sonra, 1875’de Osmanlı moratoryum ilan ediyor, yani iflasını ilan ediyor.

İlan tarihi Ramazan ayına denk geliyor, çıkartılan iflas kararnamesinin adı bundan dolayı “Ramazan Kararnamesi”.

İflas yetmiyor, kötü yönetim devam ediyor, Batılılar dış borçların yönetimi için bastırıyor, 1881 yılında, bu kez o tarihte Muharrem ayına denk düştüğü için “Muharrem Kararnamesi” ile Osmanlı’da “Düyun-u Umumiye” kuruluyor.

Bu kurum bugün Cağaloğlu’da İstanbul Erkek Lisesi’nin bulunduğu binada işe başlıyor, “Dış Borçların Yönetimi” anlamında.

Sistem öyle işliyor ki, devletin topladığı vergilere Düyun -u Umumiye doğrudan doğruya el koyuyor.

Sen bu kadar dış borç alırsan, dön Osmanlı’ya bak!..

Yazarın Diğer Yazıları

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..

34 yıl önce 34 yıl sonra: "Güçlükonak'ta demokrasi!.."

Güçlükonak'ta yaşananlar 34 yılda bizde demokrasinin özetindeki başlıklardan biri

Bugünler için ders: "Atatürk'ün Anayasası 1924"

Taha Akyol'un incelemesi, Atatürk dönemiyle ilgili yazdığı diğer kitapları gibi, o yılların tarihini ve perde arkasını anlatıyor