15 Aralık 2019

"Acılar canlı tutulursa, kadere kin sahip olur"

Pazar yazısı

"Tarihî bir olay olan Ermeni tehciri meselesi tarihçilere bırakılmalı, siyasiler bunu kullanmamalı." Siyasetçiler haklı olarak böyle söylüyorlar. Aynen bunun gibi, 1453, 1071 gibi tarihî hadiselerin de yıldönümlerinin hedef gösterilmesi, bu yönde yorumlanması da tarihçilere bırakılmalı, siyasilere ne oluyor? Yani politik ve ekonomik hedeflere yönelik anmalar, geçmişle değil, günümüzle kıyaslanacak olan gelecek günlerle ilgili olmalı.

Eğer siyaset, umut vermek için topluma bir hedef gösterecek ise, bunu kendi uğraş ve iddiaları arasından seçmeli, o da insanların yaşamsal ilgi alanı içinde yer alıyor olmalı. Yanlış mı?

Örnek; üç yıl sonra bu gün enflasyon şu rakama kadar inmiş olacak. Karbon emisyonu önümüzdeki oniki yılın ortalarında bu günün üçte birine inmiş olacak. Üniversitelerimiz dünya klasmanında ilk beş içine girmiş oldu, sekiz yılın sonunda üçüncü oluşunu kutlayacağız. Dış borcumuzun tamamının ödenmesinin onuncu yıldönümü yarın anılacak. İki yılın sonunda kendi elektrikli yolcu uçağımız ülke içinde her yana sefere başlayacak, vs. vs... Bunlara benzeyen uygulamalar zaten yapılıyor. Doğru değil mi?

Bugünden elli yıl sora, bundan bin yıl önce olduğu ve bizi ilgilendirdiği söylenen bir olayın yıldönümünü bu günden hedefe koymak ve bundan siyasî fayda beklemek, pek mi hünerli bir iş. "Hüner, hüner değildir" koca Yaşar Kemal böyle derdi. Yüz sene, bin sene önce olmuş, anlata anlata kim bilir kaç biçime girmiş olan bitenle övünme yada yerinme neye yarar ki, insanların kafalarını hayal dünyasında çorbaya çevirmekten başka.

Tarihin nasıl yazıldığını anlamak için bugün yaşananlara bakmak öğretici olur.

Her olay, onu yaşayanlarca kendi çıkarları doğrultusunda kayda geçiriliyor. Tartışılıyor olması boşunadır. İki komşu ülke çocuklarına işte böyle kendini ya temize çıkaracak, yada karşıdakini suçlayacak biçimde tarih öğretir.

Bazen de ilişkilerin ballı börek olduğu günlerde iki yanda aklıevveller toplanıp çocuklara aynı geçmişi öğretelim diye çalışırlardı, boşunadır elbet. Çünkü genel kural değişmez, her zaman savaşı kazananın yada işgali başaranın dediği olur. Ölenin değil öldürenin dediği yazılır. Diğerinin dediği ise ancak türkülerde, ağıtlarda, masallarda, requiem'lerde yer bulabilir.

Nadiren de barışı inşa edenlerin adı çevresinde…

Bu son cümle okuyucunun moralini bozmamak, tadını kaçırmış olmamak için yazıldı.

Evet "dünya beşten büyük" ama o beşler bir dünya savaşını kazananlardır! O nedenle, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne seçilerek değil, sanki kendiliklerinden gelip oturmuşlardır. Çok da kalabalıklardı, ayrıca zenginlerdi de. Aynı nedenlerle, dediğim dedik, oldular. Dünyaya karşı 'atom' tehdidini, birbirlerinde karşı da 'veto' silahını kullandılar. Yine de İkiz Ticaret Kulelerinin vuruluşuna kadar bir dünya savaşını önlediler.

Ancak şunlar söylenebilir, aradan çok zaman geçti, köprünün altından çok sular aktı, dünya savaşı dediğiniz sebep yirminci yüzyılın ilk yarısında olup bitti, tarih oldu. Beşler artık o eski beşler değil. Kaldı ki beşten büyük olan dünya çoktan ayağa kalktı, ayaklandı. Terrorism ile suçlanmak onların umurlarında bile değil. Kimse lâf dinlemiyor, sokakları dolduruyor, evlerine dönmüyorlar. Beşlere de, onlara imrenenlere de, kısaca dünya düzenine karşı çıkıyorlar, pankartlarında hep aynı kelimeler var; "No!.." , " Hayır!"

Öte yandan hem ayağa kalkan bu büyük dünyayı iplememek, hem de aynı anda beşlere kafa tutmak olabilecek şey değil. Siyasetin tabiatına uymuyor, aykırı düşüyor. İttifaka, anlaşmaya yanaşmayanlar, dünya yada bölge liderliğine oynuyor demektir. Bu tutum da eleştirilen beşler ile çok benzeşiyor. Yeni Dünya beş'ten olduğu kadar bir'den de çok büyük!.. İyi pazarlar…

Yazarın Diğer Yazıları

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor