01 Kasım 2021

Yargının namusu kurtulmuş mu oldu?

Büyükelçiler onu dedi, bunu dedi tartışmasının ötesinde çıplak gerçeğimiz, Türkiye’de yargının bağımsız olmadığıdır.

Bazen görünmez adam olmak istiyorum.

Mesela Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “bazı büyükelçiler kararlılığımızı görünce bavullarını hazırlamaya başlamıştı” sözlerini okuyan büyükelçiler o anda ne yapıyorlardı, orada olup izlemek isterdim.

Kaçı kahkaha attı, kaçı bunu bir komik anı olarak defterine not aldı?

Bir bakan neden kendisini bu durumlara düşürür, gerçekten merak ediyorum.

Büyükelçiler onu dedi, bunu dedi tartışmasının ötesinde çıplak gerçeğimiz, Türkiye’de yargının bağımsız olmadığıdır.

HSK açıklama yapmış, yargının nasıl bağımsız olduğunu bir güzel anlatmış.

Ben onların yerinde olsam susar, bir kenarda beklerdim.

Bu memlekette yargı bağımsızlığı konusunda bir söz söylemeye en son HSK üyelerinin hakkı var çünkü.

13 üyeden oluşan HSK’nın Başkanı Adalet Bakanı. Bakan Yardımcısı da kurulun doğal üyesi.

HSK’nın 4 üyesini de Cumhurbaşkanı seçiyor.

Yani daha bismillah derken 6 üyeyi Cumhurbaşkanı tayin etmiş bulunuyor.

Geri kalan 7 üye TBMM tarafından seçiliyor.

Son seçimde nasıl bir at pazarlığı yapıldığını, HSK’nın da tıpkı RTÜK gibi muhalefet ve iktidar arasında paylaşıldığını hatırlayalım. 4 üyeyi iktidar, 3 üyeyi muhalefet seçmişti.

MHP’li üyenin, “genel başkanım istedi, görevi bıraktım” dediğini de unutmayalım.

Yargı bağımsızlığının teminatı olacak kurum işte siyasete bu kadar göbeğinden bağlı, siyaset tarafından yönlendirilen bir kurum.

Muhalefetin seçtiği 3 üyeyi ayırın 10 üye doğrudan iktidar tarafından seçiliyor.

Onun için de beğenilmeyen kararları veren hâkimlerin güvenceleri yok.

Emre uymayan hâkim, tayin dönemi bile beklenmeden başka mahkemeye tayin ediliyor.

Mahkemeler bölünüp, belli davalara bakacak belirli hâkimlerin tayin edilmesi de cabası.

Yargıtay Başkanı da açıklamanın kurumunda “infialle karşılandığını” söylüyor.

İnfiale kapılanlar, bir tek gün bile Yargıtay üyesi olarak bir yargılamaya katılmamış bir eski savcının Anayasa Mahkemesi üyeliği için oy verenler arasında mıydılar, merak ettim.

Söz konusu kişinin Cumhurbaşkanı’nın isteğiyle bir günde Yargıtay üyesi yapıldığı, ardından da Anayasa Mahkemesi’ne “seçildiği”ni sağır sultan bile duydu.

Okuduğunu anlama yeteneğine sahip herkes son Anayasa değişikliğiyle, Yargıtay ve AYM üyeliklerinin seçiminin siyasetin emrine verildiğini biliyor.

Onun için “infial duyduk” gibisinden açıklamalar milleti bidon kafalı zannetmek anlamına geliyor.

Siyasi amaçlı yargılamalarda nelerin yaşandığını biliyoruz.

Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uymayan alt derece hâkimleri, bu gücü kimden alıyorlardı?

Sırf Erdoğan öyle istedi diye uyduruk iddianamelerle Kavala gibi, Demirtaş gibi vatandaşları hapiste tutmaya devam eden yargı mı bağımsız?

Büyükelçiler herkesin bildiğini söylediler.

İktidar ile muhalefetin de büyükelçilerin açıklamasını eleştirmek için birbiriyle yarışması da bana meşhur “hamamın namusu” fıkrasını hatırlatıyor.

Bilenler, bilmeyenlere anlatabilir, internette de var, burada tekrarlamayayım.

***

Fiyatlar niye yükseliyor sorusuna bir yanıt

 

Toprak Mahsulleri Ofisi, 235 bin ton yemlik arpa ithalatı ihalesini geçen gün tamamladı.

İhaleye verilen teklifler 330 ABD Doları ile 344.90 ABD Doları arasında değişti.

TMO’nun bu yıl içinde yaptığı ithal arpa ihaleleri şöyle sonuçlanmıştı:

* 24 Haziran 2021. 320 bin ton, 270,69 dolardan alındı.

* 12 Temmuz 2021. 440 bin ton, 237,16 dolardan alındı.

* 3 Ağustos 2021. 515 bin ton. 279,50 dolarlık fiyat oluştu. TMO, bu fiyatı yüksek diye ihaleyi tümüyle iptal etti.

* 20 Ağustos 2021. 270 bin ton. İhalenin 25 bin tonluk kısmı iptal edildi, 245 bin ton arpa 285,08 dolardan alındı.

Dün internette yerli arpanın kaça satıldığına baktım.

Mesela Eskişehir Borsası’nın kayıtlarına göre 29 Temmuz’da 24 bin ton yemlik arpa 2321 TL ortalama fiyattan satılmış.

Geçen hafta Edirne Borsası’ndaki fiyat ise 2316 TL.

Tarım Ürünleri Lisanslı Depo Şirketleri Derneği’nin internet sitesindeki bilgilere göre TMO’nun 2021 yılı arpa satış fiyatı ton başına 1950 TL.

Arpa ekimi yapılacak bunca arazi boş dururken, ürettiğimiz arpa yetmiyor, ithalat yapıyoruz.

Üretim niye yetersiz?

Bir numaralı nedeni, çiftçinin bu fiyatlardan para kazanamıyor olması ya da kazandığı para ile harcadığı emek arasında dengesizlik olması.

İthalata verdiğiniz bu yüksek fiyatları, yerli üreticiye verecek olsanız, ekim yapılacak alanın artacağı da iktisat okullarının birinci sınıfında öğretiliyor.

Tabii o zaman ithalatı yapan yandaş şirketlere böyle büyük paralar kazandırma olanağı da olmuyor.

Her geçen yıl daha çok çiftçi ekim yapmaktan vazgeçiyor, her geçen yıl tarımda ithalata bağımlılık daha da artıyor.

Ondan sonra da merak ediyorsunuz: Etin fiyatı niye arttı, yumurta niye pahalı, süt fiyatlarıyla oynayan marketler mi?

Yazarın Diğer Yazıları

İktidar için cinayete göz yumuyor

Erdoğan rejimi, yargı konusunda geçmişte Fetullahçılara yakasını kaptırmıştı, sonucunu hep birlikte izlemiştik. Bu yeni filmde Erdoğan başrolü kiminle paylaştığının farkında mı?

AKP'nin yargıya bakışı: "Yetkili" değil, "görevli"

AKP'nin 2011'deki Anayasa taslağında "yargı yetkisinden" değil, "yargı görevinden" söz ediliyor. Taslakta ayrıca, mahkemelerin "Türk milleti adına" karar vermesi ve AYM kararlarının herkesi bağlayacağı konularında hüküm yok. O tarihte "uzlaşma" gerçekleşmediği için Anayasa tartışması ertelendi. Ancak AKP'nin Anayasa taslağı, adı konulmadan hayata geçmiş gibi bir tablo var karşımızda...

Siyaset yapmayı yasaklama davası!

Kobani davasını çok önemsiyorum, çünkü bu dava, Türkiye'de demokratik siyasetin yasaklanması yolunda atılan büyük adımlardan biri