02 Mayıs 2022

Erdoğan bütün çevresini yakacak!

Bu tür fotoğraflar “delil ve ispat” ise Fetullah Gülen’in çevresine dizilip, ceketlerini ilikleyerek fotoğraf çektirmek için yarışan AKP’liler de ne yapacaklar, bilemedim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan dönüşü uçakta topladığı gazeteci süsü verilmiş mürettebata “önemli mesajlar” verdi.

Bu önemli mesajları vermek için niye uçağa binmesi gerekti demeyin.

Uçakların bulunduğu yüksekliklere özel olarak ayarlanan kabin basıncı ve kabine verilen taze oksijenin zihne belli bir küşayiş verdiğini biliyoruz.

Onun bir sonucu olmalı.

Nitekim, iktisat teorisine yaptığı büyük katkının ardından bu kez hukuk ve uluslararası ilişkiler disiplinlerini kökünden değiştirecek, günümüze kadar bu konuda yazılı her şeyi çöpe gönderecek önemde kuramları bu vesileyle gün ışığına çıkma fırsatını buldu.

Yalnız şunu söylemeliyim ki bu kuramlar sadece muhalif cephede değil, AKP çevrelerinde ve hatta Erdoğan’ın en yakın çevresinde ve bizzat kendisinde de olumsuz sonuçlar yaratmaya aday.

Bunlardan en önemlisinin altını çizdim.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir kişinin PKK ile bağlantılı olabileceğini gösteren fotoğraflar için şunu söyledi:

“Her şeyden önce tabi bu fotoğraf bir delildir, bir ispattır.”

Aklıma Süleyman Soylu’nun fotoğraf albümü geldi!

Diyebilirim ki değişik suçlar işleyenlerle bu kadar çok fotoğrafı çıkan bir başka İçişleri Bakanımız olmamıştı.

Hatta bu konuda bir Dünya rekoru bile kırmış olabilir.

Bu tür fotoğraflar “delil ve ispat” ise Fetullah Gülen’in çevresine dizilip, ceketlerini ilikleyerek fotoğraf çektirmek için yarışan AKP’liler de ne yapacaklar, bilemedim.

Aralarında kimler kimler yok ki!

Erdoğan sonra da şunu söylüyor:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bunun hesabını vermesi lazım. Neden böyle bir teröristi istihdam ettiği, neden teröristlerin müracaat ettiği kapı olduğu ve neden onlara mali imkanlar sağlandığı sorularının cevabının verilmesi lazım.”

İnsanın aklına ister istemez Milli Savunma Bakanı’nın durumu geliyor.

Genelkurmay Başkanı iken bütün karargahını (bir iki subay hariç) Fetullahçı subaylarla doldurması neyle açıklanmalı?

Ya MİT Müsteşarı?

Kendisine gelen darbe ihbarını bile doğru dürüst anlayamayan, darbe akşamı iki din adamıyla çorba içmeye giden MİT Müsteşarı.

Darbe girişiminden sonra ortaya çıkmıştı ki o da kurumunu bu tiplerle doldurmayı marifet zannetmiş, onun için darbecileri takip edebilmek mümkün olmamış.

Ve Erdoğan devam ediyor:

“Bundan sonraki süreç de tabi özellikle yargının sürecidir. Yargı da zaten gereğini yapacaktır, ben öyle inanıyorum, öyle de olması lazım. Zira, Türkiye bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinde de devletin kurumlarının içerisinde bu tür teröristlerin iş bulması ve bu teröristlerin oralarda belli makamları elde etmeleri asla kabul edilemez.”

Bizzat kendisi açıklamamış mıydı, “ne istedilerse verdim” diye!

Fetullahçı teröristleri devlete doldururken, “ben onların ne mal olduğunu bilmiyordum” diyor ama aslında bal gibi biliyordu.

Sınav sorularının nasıl çalındığını, kimlere, hangi amaçla dağıtıldığını, sivil ve askeri bürokrasi kadrolarının nasıl doldurulduğunu pek ala biliyordu.

Elinde raporlar vardı.

Ben de yıllarca bu konuda kendisini uyardım ama bu kulaktan girdi, öbüründen çıktı.

Ve dilinin altındaki baklayı çıkarıyor:

“Şu an itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi de eminim yargı önünde bunun hesabını verecektir.”

Böylece idare hukukumuzda yepyeni bir döneme geçeceğiz.

Bir kurumda çalışan bir personelin tüm eylem ve işlemlerinden, o kurumun yöneticisi de sorumlu tutulacak.

Hiç dinmeyen yürek sızısı, Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasının intikamını almak için belli ki bunu bir fırsat olarak görüyor.

Tıpkı Taksim Meydanı’na yapılacak alış – veriş merkezinden elde edilecek büyük rantı engelleyen Gezicilerden intikamını Osman Kavala’yı hapse attırarak aldığı gibi.

İdare hukukuna yaptığı bu katkının, seçimden sonra dönüp kendi çevresini etkisi altına alabileceğini hesaplıyor mu, onu bilmiyorum.

***

Mutlu bayramlar

Şeker – Ramazan Bayramınızı kutlarım.

Bu hafta boyunca yazılarıma ara veriyorum, bilgilerinize sunarım.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kontrolsüz göç politikasının sonucu

Esad’ı devireceğiz hesabıyla sayısını bilemediğimiz kadar çok cihatçı teröristi misafir ettik. Gündüz Suriye’ye gidip savaşan, akşam olduğunda Türkiye’deki evine dönüp, çorbasını içenleri bile gördük. Suriye sınırları içinde kalan cihatçı teröristleri de Ruslara ve Esad rejimine karşı biz koruyoruz

Hata mı, "bahis çetesi baskısı" mı?

Türkiye'de hakem hatalarından çok konuşuyoruz da bu hataların kimin işine yaradığı kimsenin dikkatini çekmiyor

Zana, Erdoğan'ı heyecanlandırmış görünüyor

Nasıl ki CHP adaylarına oy veren Kürtler CHP uşağı olmadılarsa, aynı şekilde Kürt partileri barajı geçsin, TBMM'de temsil imkanını kaybetmesin diye Hadep'e, HDP'ye oy verenler de bu partilerin uşağı değillerdi