01 Temmuz 2020

Mesele taksi değil mesele İmamoğlu

İmamoğlu seçildiği gün sorum şuydu: Erdoğan, Cumhurbaşkanı yani devletin başı olarak İstanbul Belediye Başkanı'na destek mi olacak, yoksa AKP Genel Başkanı şapkasını takarak köstek mi olacak? Köstek olmayı seçti

Daha ilk günden elini kolunu bağlayacağız demişlerdi. Bağlıyorlar işte. Ekrem İmamoğlu hangi adımı atsa karşısına bürokratik engel çıkıyor.

AKP'nin ileri gelenlerine veya iktidarı destekleyen yazarlara/çizerlere sorduğunuz zaman bürokratik vesayetin kaldırıldığını, seçimle gelenlerin hakimiyetini mutlak kıldıklarını söyleyeceklerdir.

Bununla da övüneceklerdir. Övünüyorlar zaten!

Eskiden ülkeyi atanmışlar yönetiyordu, artık seçilmişler yönetiyor diye böbürleniyorlar. Özerk olması gereken kurumları bu söylemle kendilerine bağladılar.

Zaten TRT dahil özerk kurum kalmadı ya! Düşünün bağımsız olması gereken Merkez Bankası'nı bile siyasetin boyunduruğuna aldılar. Türkiye'nin itibar kaybını göze alarak bu adımı attılar. Cumhurbaşkanı "vatandaşa hesabı ben veriyorum siz değil diyerek" yürütmenin emrine soktu.

Kendilerine gelince seçilmişler her şeyi yapma gücüne sahip olmalı. Başkaları olunca!..

Hele hele o başkası CHP'liyse!..

Hele hele İstanbul Belediye Başkanı olursa!..

Hele hele o başkası İmamoğlu'ysa!..

Akan sular duruyor. Bürokrasi bütün gücüyle devreye giriyor, seçilmiş belediye başkanını çalıştırmamak için elinden geleni yapıyor.

Son örnek taksi meselesi. İmamoğlu 6 bin taksiyi kiralama yöntemiyle İstanbul'un hizmetine sunmaya kalktı. İktidarın bürokratları taş koydu.

İstanbul'un taksi sorunu var mı?

Var; İstanbul yedi milyon nüfusa sahipken taksi sayısı neyse bugün de aynı. Oysa kentin nüfusu 16 milyona çıktı. Sabah ve iş çıkış saatlerinde, yağmurlu havalarda taksi bulmak imkansız. Taksi yetmiyor.

Yetmediği için korsan taksicilik aldı başını gitti.

Çözüm bulunması gerekir. Çözümü kim bulacak?

İstanbul'un seçilmiş patronu.

Ama iktidarın bürokratları icraat yapmasına izin vermiyor. UKOME denilen Ulaşım Koordinasyon Merkezi var. Yetki bu kuruluşta. İmamoğlu'ndan önce kamu 10, belediye 11 kişiyle temsil ediliyordu. İmamoğlu'ndan sonra kamunun sayısı 11'den 14'e çıkarıldı.

Ve İstanbul'da bürokratik vesayet dönemi başlatıldı.

Seçilmişlerin değil, atanmışların üstünlüğüne geçildi. (Yeri gelmişken parantez açalım; yıllarca bürokratik vesayetten söz edenler tek satır yazmadı. Görmezden geldiler.)

Atanmışlar yüzde 54.2 oyla seçilmiş belediye başkanını projesini reddetti.

Neye dayanarak?

Hiç, hiçbir gerekçeleri yok. İki bine yakın taksi plakası simsarını korumak kollamak adına bu kararı almış olabilirler mi?

Zannetmiyorum, talimat Ankara'dan gelmiştir.

Çünkü mesele taksi değil mesele İmamoğlu.

İmamoğlu seçildiği gün sorum şuydu: Erdoğan, Cumhurbaşkanı yani devletin başı olarak İstanbul Belediye Başkanı'na destek mi olacak, yoksa AKP Genel Başkanı şapkasını takarak köstek mi olacak?

Köstek olmayı seçti.

İmamoğlu'nu kendine rakip gördü. İstanbul'da iyi işler yaparsa Cumhurbaşkanı seçiminde karşıma çıkar diye düşünmüş olmalı ki taksi meselesinde bile adamlarına çelme attırıyor.  

Aslında, İmamoğlu isyan etsin, kavga çıkarsın, bağırsın, çağırsın, Erdoğan'la karşı karşıya gelsin ki Devlet Başkanı'na bu söz söylenir mi diye üstüne çullanmanın planını yapıyorlar.

Tahrik ediyorlar.

İmamoğlu akıllı gidiyor, sakinliğini bozmuyor. Oyuna gelmiyor.

Çıldırıyorlar tabii.

İstanbul'da adı konulmamış siyasi maç oynanıyor. Kim kazanır diye sorarsanız...

İmamoğlu sinirlerine hakim olursa, izlediği politikayı değiştirmezse, Cumhurbaşkanı ile polemiğe girmezse kazanır. 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.