01 Kasım 2019

İstanbul’un Başkanı Erdoğan olsaydı!..

Cumhurbaşkanı elini vicdanına koysun söylesin; hükümet İstanbul’un ana damarına elinden almaya çalışsaydı ne yapardı?

İktidarın yegâne temsilcisi yasa teklifi hazırlatmış. Teklif yasalaşırsa İstanbul Boğaziçi’nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin tüm yetkilerini elinden alınıyor; Saray’a bağlanıyor.

Saray, Boğaziçi Başkanlığı adı altında kurul kuracak, başkan ve üyelerini Cumhurbaşkanı atayacak. Bu kurul Boğaziçi’nin imarından yeşil alanına, dolgu alanlarından, kafeterya/lokanta yapımına kadar her şeye karar verecek.

Tek yetkili olacak.

Yani belediyeler Boğaziçi’nde kıyı, sahil şeridi ve öngörüm bölgelerine karışamayacak.

Boğaziçi demek İstanbul demekse…

Yasa İstanbul’u İstanbullulardan alıp Saray’a veriyor.

Yasa seçilmişlerin yetkisini elinden alıp bürokratlara veriyor.

Yasa seçmenin iradesini yok sayıyor.

Tayyip Erdoğan 1994 yılında Refah Partisi adayı olarak İstanbul’a Başkan seçildi. Refah partisinin o tarihte Meclis’te 39 milletvekili vardı. Gücü yoktu.

DYP/SHP iktidarı benzer bir yasayı Meclis’e getirseydi. ANAP ve CHP de destek verseydi. Erdoğan’ın elinden Boğaziçi alınsaydı ne tepki gösterirdi?

Susar oturur muydu?

Gök kubbeyi iktidarın başına yıkmak için elinden geleni yapar mıydı?

İlçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak, ev eve dolaşıp iradenizi çalıyorlar milleti hiçe sayıyorlar, bunlar demokrasi düşmanı diye kampanya yapar mıydı?

Kuşkusuz...

Hem de ne kampanya!..

Cumhurbaşkanı elini vicdanına koysun söylesin. Merkezi hükümet İstanbul’un ana damarına elinden almaya çalışsaydı ne yapardı?

İktidarı her daim destekleyen yazarlara da soruyorum, tarafsızlık numarası yapanlara da; İstanbul’un kalbi olan Boğaziçi’ni seçilmiş belediye başkanından alınıp atanmış bürokratın yönetimine verilmesine ne diyorsunuz?

Hadi iki satır karalayın; lütfen!..

Erdoğan İstanbul’u İmamoğlu’nun elinden almak istiyor. Açık, net…

Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının depolarını bile verdirmedi. Boğaziçi’ni elinden almak istiyor.

Yarın, öbür gün Taksim’e el koyarsa şaşırmam... Sonra tarihi yarım adaya; Eminönü’nden Topkapı’ya... Sonra Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar meydanlarına...

CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu doğru analiz etmiş. ‘Bu yapılan fiili kayyım atamasıdır’ diyor…  

Gelin meseleye seçmen tercihi gözüyle bakalım.

Tayyip Erdoğan İstanbullunun yüzde 50’sinin oyunu aldı.

İmamoğlu yüzde 54.2’sinin.

Yetkileri elinden alınacak, sahillerindeki kafeteryalara bile karışamayacak olan ilçelerdeki duruma bakalım.

Boğaziçi’nde dört ilçe var. Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar, Beykoz..

Beşiktaş’ta Erdoğan yüzde 18 oy aldı, İmamoğlu yüzde 83.

Sarıyer ‘de Erdoğan yüzde 43 oy aldı, İmamoğlu yüzde 61.

Üsküdar’da Erdoğan yüzde 48 oy aldı, İmamoğlu yüzde 54.

Beykoz’da Erdoğan yüzde 52 oy aldı, İmamoğlu yüzde 48.

Milli irade milli irade diyenlere soruyorum; seçmenin/halkın/milletin tercihi bu.

Karşı mı geliyorsunuz?

Ne adına?

Kimden güç alarak?

Bir kez daha soruyorum.

1994 yılında Erdoğan İBB Başkanı olunca merkezi iktidar Boğaziçi’ni elinden almaya kalksaydı ne yapardı?

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.