05 Şubat 2021

"Her hafta yeni bir düşman üretiyorlar"

Peki niye böyle? İktidar neden buna ihtiyaç duyuyor?

Başlıktaki ifade, Türkiye'nin siyasi ortamını, kutuplaşmanın sebebini, ülkeyi yönetenlerin politikasını tek cümleyle özetliyor.

Tespitin sahibi Ali Babacan. Meral Akşener'le yaptığı görüşmeden sonra Boğaziçi protestoları sorulduğunda aynen şöyle dedi:

"Hükümetin haftanın düşman panosu var. Çözüm üretemedikleri için her hafta yeni bir düşman üretiyorlar. Karşıtlık üzerinden, düşmanlık üzerinden görüntüyü kurtarmaya çalışıyorlar. Geçen haftanın düşmanı Boğaziçi öğrencileri oldu."

Evet gerçekten böyle oldu. Düşman ilan edildiler demeye dilim varmıyor ama "Bizden değilsiniz" denildi.

Cumhurbaşkanı'nın; "Milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz" sözü ağırdı.

Ötekileştiriciydi. Dışlayıcıydı. "Ananı da al git" veya "Ya sev ya terk et"sözünün başka versiyonuydu.

Tercümesi...

"Ya itaat et, ya terk et"ti.

Oysa daha üç yıl önce, aynı Cumhurbaşkanı gençlere "Bize sorgusuz sualsiz itaat eden bir gençlik değil, neyi niçin savunduğunu bilen bir gençlik lazım" dememiş miydi?

Daha beş yıl önce.

"Sakın makam mevki sahiplerinin önünde eğilmeyin. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister başbakan, ister para babaları olsun; şunu bilelim ki bunların önünde eğilmek dalkavukluğu getirir" dememiş miydi?

Ne oldu, ne değişti?

Babacan'ın bu sözlerini duyunca arkama yaslandım, gözlerimi kapadım, yakın geçmişe yolculuk yaptım.

Babacan yerden göğe haklı.

Her hafta kavga edilecek bir konu bulunmuş. Tartışmanın olmadığı, hır gürün yaşanmadığı, TV yorumcularının birbirine girmediği hafta yok. İki hafta üst üste konuştuğumuz konu az. Babacan'ın dediği gibi, her hafta kavga edilecek yeni düşman üretmiş!

Bazen içeriden, bazen dışarıdan...

Ama mutlaka bulunmuş.

Eften püften konular bile, aslı astarı olmayan işler bile gerçekmiş gibi sunularak, üstüne üstlük abartılarak gündemin ortasına atılıyor. Tartışma meydanına malzeme yapılıyor.

"Örnek?" diyeceksiniz?

En son Şeb-i Aruz törelerinde Türkçe ezan okundu yaygarası, CHP'nin 1930'ların zihniyetini getirmek istiyor propagandası...

Doğru değildi ama camide içki içtiler gibi, Kabataş'ta 60 deri eldivenli üstü çıplak adam türbanlı kızımızı taciz etti gibi üretilmiş haberdi ama Babacan'ın yaklaşımıyla "haftalık düşman panosu"na iliştirmeye yeterliydi.

Peki niye böyle? İktidar neden buna ihtiyaç duyuyor?

Ülke yönetilemiyor da ondan.

İktidar çözüm üretemiyor da ondan.

Ekonomi derin krizde de ondan.

İktidar çıkış yolu bulamıyor da ondan.

Bütün kara bulutları Anayasa'ya bağlamaları ondan. (2017 referandumuyla istedikleri rejimi kurduklarında çok mutluydular. Türkiye uçacak diyorlardı, şimdi Türkiye'nin ayağındaki pranga anayasa diyorlar, suçlu yaratıyorlar.)

Son söz: Gezi davasının seyrini yakından izleyin. Birçok davayla birleştirip Ergenekon gibi torba dava yapıp, önüne geleni torbaya atabilirler.

Gezi davasındaki gelişmeler yeni düşmanlar yaratma hazırlığı gibi geliyor.

Dilerim, umarım yanılırım.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.