14 Ocak 2020

Belediyeleri kaybedince 'şehircilik' aklına geldi

İstanbul’u, Ankara’yı parsel parsel pazarlayanlar kimlerdi. Hangi partidendiler!

AKP milletvekilleri yeni bir yasa teklifi hazırladı. Yasa kentlerdeki imar planlarını zapturap altına almayı hedefliyor. Kısaca, dikey mimariden yatay mimariye geçmeyi hedefliyor. Kişiye özel uygulamalara son veriyor.

Olumlu mu?

Evet. Kabaca bakınca gerekli yasa. Yine kabaca bakınca insan "AKP büyük kentleri kaybedince şehircilik anlayışı" aklına geldi demeden de edemiyor.

Bu yasanın gündeme getirilmesinin nedeni belli. İstanbul ve Ankara’yı 25 yıl sonra kaybetmeleri. Adana, Mersin, Antalya gibi illerin ellerinden gitmesi. AKP dün iktidara gelmedi, 18 yıldır iktidarda. 2002 öncesini saymazsak, 2004 yerel seçimlerini baz alırsak AKP bu İstanbul ve Ankara’yı 15 yıldır yönetiyor. AKP bu süreçte TBMM’de tek başına yasa çıkaracak güçle iktidardaydı.

Demem şu; AKP bu yasayı üç yıl önce de, beş yıl önce de, on yıl önce de çıkarabilirdi. Akıllarına gelmedi mi? Gelmiştir de!

Getirdiklerine bakalım.

Yüksek yapıya sınır getirilecekmiş. Bundan böyle planlarda 'yükseklik serbest' tanımı yer almayacakmış. Yani inşaat yapan firma tabanı küçük tutup yüksekliğe abanamayacakmış.

İstanbul’u gezen, Ankara’da bir tur atan, bu yasanın AKP tarafından hazırlandığına inanamaz. "Yok ya" der; kentleri bu hale getiren, dikey mimarının daniskasına izin veren AKP "Ne oldu da yatay mimariyi şiar edindi" diye sorar.

Hemen yanıt vereyim; o kentleri artık AKP yönetmiyor. O kentlerin rantını artık AKP yiyemiyor.

Biliyorsunuz, AKP iktidarı inşaata dayalı büyüme modeliyle bugüne geldi. İnşaata abandıkça abandı. Her mahalleye AVM furyası AKP zihniyetinin faturasıdır. Gökdelenler de öyle.

Beton lobisi her istediğini yaptırdı. Şimdi de kafayı Kanal İstanbul’a taktılar; hadi hayırlısı!

İstanbul’daki Maslak tarafını geçtim. Hadi orası coğrafya olarak kaldırır diyelim. İstanbul’un denize uzak kısmı diyelim. Ataköy’e ne dersiniz?

Eskiden orada Ataköy motelleri vardı. Ağaçlar arasında İki katlı eski yapılardı. O binaları yıktılar, yerine denize sıfır kırk katlı binalar diktiler. Duvar gibi, kale gibi.

Buna izin veren, beton lobisine boyun eğen, imar cinayeti işleyen AKP’nin dikey mimariyi lanetleyip yatay mimariyi övmesi bana komik geliyor.

Bundan sonra kişiye özel plan yapılmayacakmış. Kupan arazi kavramını bizlere öğreten, her kupan araziye ayrı imar planı yapan, kişiye göre plan değiştiren hangi iktidardı. İstanbul’u, Ankara’yı parsel parsel pazarlayanlar kimlerdi. Hangi partidendiler!

En büyük rantı bu sayede sağlamadılar mı?

Yerel yönetimleri kaybedince akıllarına bu işin yanlış olduğu geldi.

Yasada ki bir başka düzenleme de şöyle: Yapılan planla değişiklikleri değer artışına neden oluyorsa bu artık zenginlik yaratmayacakmış.

Sormak istiyorum bu işin mucidi kim?

Çok geriye gitmeye gerek yok. Son 10 yıla baksınlar. Kimler hangi arazileri ne şartlarda aldı, o kişiler o arazileri aldıktan sonra imar planları nasıl değiştirildi?

İstanbul’da da Ankara’da da en büyük rant kapısı buydu; İmar değişikliğiyle malı götürme yöntemi!

AKP şimdi bunlara karşı.

AKP yerel iktidardan düşünce şehirciliği anladı.

AKP belediyeleri kaybedince yatay mimarinin önemini kavradı.

Ama geç oldu!

25 yıllık AKP zihniyeti İstanbul’u yaşanmaz kent hale getirdi.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.