28 Ocak 2020

Elazığ depremi Kanal İstanbul’u vurdu

İstanbul büyük tehlike altında. Ama Boğaz'dan geçen gemiler nedeniyle değil, tehdit denizden gelmiyor, yerin altından geliyor

İddia ediyorum; 6.8'lik Elazığ depremi Kanal İstanbul projesini de vurdu. Kanal İstanbul projesini yerle bir etti. Kanal İstanbul'a artık kazma vuramazlar! İsteseniz de istemeseniz de yapacağız diyemezler.

Artık kimse çıkıp 40 yıl önceki gemi kazasını örnek göstererek veya iki kuru yük gemisinin bir, iki yalıya hasar vermesini dillendirerek 'İstanbul büyük tehlike altında' algısı yaratamaz..

Evet İstanbul büyük tehlike altında. Ama Boğaz'dan geçen gemiler nedeniyle değil, tehdit denizden gelmiyor, yerin altından geliyor.

Algı değil, gerçek.

41 cana mâl olan Elazığ depremi İstanbul depremini hatırlattı. İstanbul'un ciddi önlem almadan kurbanlık koyun gibi beklediğini gösterdi.

Deprem uzmanları yedi ve yedinin üzerinde deprem bekliyor. İçişleri Bakanı önceki gün 7.5 dedi. Marmara'da 7.5'luk deprem, büyük yıkım demek.

Uzmanlar hesaplamış, 48 bin bina ağır, 190 bin bina orta hasar alır. 150 bin kişi hayatını kaybeder.

Çare; binaları güçlü hale getirmek.

Bunun için para lazım.

Aslında 20 yıldır özel iletişim vergisi bunu sebeple toplanıyor. Depreme karşı kentleri güçlendirmek için. Birinci sırada da İstanbul var. Çünkü İstanbul Türkiye'nin kalbi. İstanbul durursa Türkiye çöker. Ama o İstanbul, çarpık yapılarla dolu, eski binalarla dolu.

 Yaklaşık 800 bin bina 1999 öncesine ait. Çoğu Allah'a emanet.

Peki, depremle mücadele adına toplanan 66 milyar liraya ne oldu? Her kafadan bir ses çıkıyor. Eski maliye bakanına göre duble yollara harcanmış. Depremle mücadele için kullanılmamış.

Cumhurbaşkanı sosyal medyada "20 yıldır bu hükümet depreme yönelik ne yapmış" mesajı atanlara çok kızıyor. "Depremi durdurma şansımız var mı? Böyle bir imkan yok" diyerek savunmaya geçiyor.

Haklı, depremi durdurma şansı yok ama depremin yaratacağı yıkımı önleme veya en aza indirme şansı var. Binaları ayakta tutmak mümkün. Binaların yatsı kadayıf olması kader değil. Depremde ölmek de kader değil.

Deprem için toplanan vergiler depreme harcansaydı bunları konuşmayacak, bu satırları yazmayacaktık.

Ama maalesef durum iç acıcı değil.

Bu sebeple diyorum ki; İstanbul bu haldeyken, İstanbul acil güçlendirme beklerken, İstanbul kentsel dönüşüme muhtaçken, iktidar 75 milyarlık kanal inşaatına soyunamaz.

İktidar, Araplara boğaz yapmak için, rant kapısı açmak için kazmayı vuramaz.

Beton lobisine teslim olamaz.

İktidarın yegane temsilcisi, "yap/işlet/devret olmazsa kendi bütçemizden yaparız" demişti.

Demek ki yedi yılda 75 milyar lira harcanacak para var.

O halde, ilk kazmayı yarın vurun; kanal açmak için değil, İstanbul'u kurtarmak için vurun.

İstanbul'un sorunu Boğaz'dan geçen gemiler değil; ne zaman vuracağı belli olmayan deprem.

Eskilerin değimiyle zelzele.

Son söz;

bundan böyle iktidar ne zaman Kanal İstanbul dese insanların aklına zelzele gelecek!

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.