26 Mayıs 2019

Bulmacanın tarihi

Tarih boyunca, ipuçlarını belirleyip bulmaca hazırlayan kişilerin sahip oldukları düşün gücünün yüksek seviyede olması, soruların cevaplarını arayarak doğru cevaba ulaşmaya çalışanlara da ilham vermiş olmalı…

İnsanoğlu var olduğundan bu yana, yaşamını bulmacalarla gizemli hale getirmeye çalışmış. Gerek şifreleri çözen zekalar, gerekse de akıllıca ipuçları koyabilen yetenekler her devirde aranan makbul insanlar arasında olmuş.

Bulmaca dendiğinde, benim aklıma gazetelerin özellikle Pazar günü bulmacalarını dört gözle bekleyen tanıdıklarımın heyecanı gelir. Eminim sizin etrafınızda da kahvaltıdan sonra çayını, kahvesini alıp o günün bulmacasının siyah-beyaz kutuları içinde kaybolan, son boşluğu doldurana kadar da elinden kalemi düşürmeyen dostlarınız vardır. Tabii ki durum sadece bizim ülkemiz için geçerli değil; bugün dünyanın her köşesinde her gün milyonlarca kişi bulmaca çözmek için saatlerini, en değerli vakitlerini harcıyor.  Düşünsenize, bulmaca çözümü için toplamda ne büyük bir emek ve ne büyük bir zaman ayırımı var! Sakın yanlış anlamayın,  zaman kaybı olarak gördüğümü falan söylemiyorum. Bulmaca çözmek, insanın zekasını geliştiren, genel kültürünü zenginleştiren ve kelime haznesini arttıran çok faydalı bir uğraş. Üstelik zihni diri tutuğu için alhizemer ve parkinson gibi hastalıklara karşı koruyucu olduğu sık sık söylenmekte. Hatta diyorlar ki, bulmaca çözme en az sağlıklı yaşam için önerilen spor kadar yararlı bir zeka jimnastiğiymiş.

Bugünkü konumuzun adına ister pazar bulmacası deyin, ister kare ya da çapraz bulmaca! Akla gelebilecek her alandan seçilmiş soruların yanıtlarının soldan sağa veya yukarıdan aşağıya olarak kare veya dikdörtgen şeklindeki bir tablodaki boş karelerden her birine bir harf yazılması suretiyle çözüldüğü bir bulmaca türü. İlginçtir, bugün dünyada belli bir tiraja sahip olup da, okuyucusuna bulmaca hazırlamayan gazete neredeyse yok gibi. Yazılarımı okuyanlar bilirler, kültür tarihleri üzerine olan yazılarımın genelde çoğu tarih öncesinden, hatta yerine göre mağara devrinden bile başladığı olur. Bulmaca konusu böyle değil, bu kadar popüler olsa da “kare bulmaca” konusunun ilk ortaya çıkmasının topu topu yüz yılı biraz aşkın bir tarihi var. Yani düşünsenize, bulmaca çözme sevdası kısa zamanda ne kadar sarmış, sarmalamış dünyayı…


Çapraz bulmacanın kaşifi Liverpool’lu Arthur Wynne

 19 Yaşında Amerika’ya göçmen olarak giden Arthur, bu yeni kıtada hayata tutunmak, kendine yeni bir yaşam sağlamak umuduyla, Pennsylvania eyaletindeki Pittsburgh şehrine yerleşmiş ve Pittsburgh Gazetesinde çalışmaya başlamış. Elinden geldiğince yeni yaşamında sosyal hayata katılmaya çalışmış, keman dersleri almış, Pittsburgh senfoni orkestrası çalışmalarına bir süre amatör olarak devam etmiş. Sonraki yıllarda New Jersey eyaletine taşınan Arthur Wynne, burada da gazetecilik mesleğini sürdürmüş ve merkezi New York’ta olan New York World gazetesinde çalışmaya başlamış. Editörü tarafından gazetenin eğlence sayfalarında okuyuculara sunulacak, okuyucuların katılımını sağlayacak yeni bir oyun, ya da bir bulmaca tarzı bulmakla görevlendirildiğinde 42 yaşında olan Arthur’un ilk bulmacası 21 Aralık 1913 tarihinde, bir pazar günü okuyucularla buluşmuş.  

Bu ilk bulmacada aralara serpiştirilen parça parça siyah bölümlerinin ayırdığı kutucuklara, sorulan soruların cevaplarını düşünenlerin verdiği ilk ad kelime çaprazı (word- cross) olmuş. Sonraki baskıda, tümüyle bir hata sonucu iki kelime arasındaki kesme işaretinin (-) unutulması sonrasında birlikte yazılan “crossword” kelimesi bu bulmacanın adı olmuş ve dilimize de diğer yabancı dillere de “çapraz bulmaca” olarak geçmiş.

Bulmaca Amerika dışında hemen rağbet görmemiş olmalı ki, başka bir ülkede ilk kez görülmesi 12 yıl sonra Fransa’da olmuş. Bulmaca basılı ilk Fransız gazetesi 1925 yılında okuyucuları ile buluşmuş. Fransa’da bulmaca öyle bir tutmuş ki, aynı yıl sadece bulmaca içeren ve günümüze kadar da gelen bir dergi bile çıkmaya başlamış. Bunu sonraki yıllarda bulmaca akademisinin kurulması izlemiş ve eserleri dilimize de çevrilen ünlü roman-tiyatro yazarı Tristan Bernard, bu akademinin ilk başkanı olmuş. İnanır mısınız, Tristan Bernard’ın bulmaca sorularındaki yaratıcı mizahi özelliğini günümüze kadar doldurabilen olmamış diyorlar. Sizlere onun bulmacalarından birkaç soru soracağım, bakalım cevabı bulabilecek misiniz?

 -Kuyruksuz olduğunda daha ucuz!”

“-Güneş batınca Paris’in içinde kaldığı!”

Cevaplarını yazımın sonunda vereceğim ama siz hem okuyup hem düşünün; bakalım bulmacadaki bu mizahi-yaratıcı tarzı bulabilecek misiniz? Bu da demek oluyor ki, bulmaca hazırlamada beyaz-siyah karelerin yerleştirilmesi yanında, aranacak kelimeyi buldurmaya yönelik olarak verilen ipuçlarında da zekâ, zarafet, bilgi ve uyumun rolü var.


1871 yılında, İngiltere'nin Liverpool kentinde doğan Arthur Wynne, bulmacanın fikir babası oldu.   

Bulmaca konusunda derlenmiş o kadar çok yaşanmışlıklar var ki; inanın hepsi bir araya toplansa ortaya kitap değil, fasiküller çıkar. Bazılarını başlıklar halinde sizlerle paylaşmak istiyorum. Mesela, İkinci dünya savaşı sırasında düşman cephesinde bulunan kuvvetler için bazı şifreler gazetelerdeki çapraz bulmaca yoluyla verilmiş. Bulmaca hastası bakanların, başbakanların, kralların kraliçelerin olduğu biliniyor. Hatta bunlar arasında en ufak bir yanlışlık için gazetenin sahibini arayıp uyarıda bulunanlar bile varmış. Hep güzel yanlarından bahsettik ama bulmaca çözme sevdası yüzünden eşine ilgisiz davranma, eşini ihmal etme gibi nedenler çok evliliğin bitmesi yolunda mahkeme kayıtlarında yer almış. Yüz binlerin katıldığı yarışmalara konu olmuş bulmaca çözme sevdası üstüne dünyanın dört bir yanında bulmaca çözme kulüpleri kurulmuş; bir anlamda bulmaca severler örgütlenmiş. İngiltere kraliçesi Elizabeth'in bohem yaşamıyla tanınan kız kardeşi Prenses Margaret o kadar ciddi bir bulmaca meraklısıymış ki, defalarca katıldığı yarışmalardan birinde kitap ve para ödülü bile kazanmış.

Konu bulmaca olunca İnternet'e bir göz atayım dedim, ilginç şeyler gördüm. Paralı ya da bedelsiz olarak bulmaca çözme ve hazırlama eğitimleri veriliyormuş. Bu konuda patent almış bilgisayar yazılımları varmış. Belli bir alanda en az siyah kare bırakarak bulmaca yapma konusunda iddialı yazılar okudum. Araştırmalarım sonucunda özellikle ilk ve orta eğitimdeki çocukların bulmaca ile tanışmasında çok büyük bir fayda olduğuna karar verdim. Hatta çözmenin yanı sıra bulmaca hazırlamanın da zevkli olduğunu aynı zamanda analitik bir düşünce tarzı geliştireceğini gördüm.

93,769 sorulu, 300 metre uzunluğunda 1000 sayfalık bulmaca

Şu an için dünyanın en büyük bulmacası olarak Guiness Rekorlar kitabına adını yazdıran kişi Hristo A. Yonitsov adındaki bir Bulgar. 3 Haziran 2014 tarihinde bitirdiği ama bir türlü bastıramadığı bulmacasında, tam 93.769 soru yani ipucu varmış. Hristo 14 yılını verdiği bu çalışma için sayılamayacak kadar çok kere kütüphanelere gitmiş, on binlerce kelimenin izini sürmüş, bulmuş, öğrenmiş ve kullanmış. Sonuçta ortaya 300 metre uzunluğunda ve 1000 sayfalık tek parça bir bulmaca çıkmış. Tamamı kaç yılda çözülür ya da çözen var mıdır bilmiyorum ama daha büyüğü yapılana kadar Guiness rekorlar tahtı şu an için Hristo A. Yonitsov’a ait.

Bakmayın siz ülkemizde her geçen gün gazete ve dergilerin tiraj kaybetmesine! Bırakın diğer konuları, bazı Avrupa ülkeleriyle Amerika’da içeriği sadece bulmaca ve bulmacayla ilgili konulardan oluşan dergiler yayınlanıyor. Turnuvalar yapılıyor, Dünyanın dört bir tarafından gönderilen bulmacalar kontrol edilip basılıyor; İnternet üzerinden bulmaca severler arasında paylaşımlarda bulunuluyor.

Unutmadan, size yazının başında sorduğum soruların cevaplarını vereyim; bakalım siz de Tristan Bernard’ın hazırladığı soruları yaratıcı bir akıldan çıkmış olarak görecek misiniz?

Kuyruksuz olduğunda daha ucuz olan şeyin cevabı piyano! Güneş batınca Paris’in içinde kaldığı şey de karanlık!

Çözme zevki yanında biriktirme tutkusu yaşayanların da bu alanda yaptıkları çok şey var. Mesela onlar için eski tarihli gazetelerdeki ve dergilerdeki bulmacalar çok değerli. Her ülkede belli isimlerin hazırladığı bulmacalar, hatalı basılanlar, birinci ve ikinci dünya savaşı başta olmak üzere savaş ortamında yani cephede hazırlanmış ya da çözülmüş olanlar, tematik bulmaca koleksiyonerlerinin sahip olmaya çalıştığı değerler arasında. Bulmaca ile ilgili efemeralar, pullar, ilk gün zarfları da topladıkları arasında. Düşündüm de bulmaca biriktirmek, hem çözmenin hem de toplamanın tutkusunu aynı anda yaşatan bir uğraş olmalı.

Güzellikleri biriktirmenizi dilerim!..

Yazarın Diğer Yazıları

Koleksiyoncunun kaleminden: Jübilenin kültür tarihi

Tarih öncesinde kölelerin "azat" edilmesi için kullanılan "jübile" sözcüğü yıllar içinde evrilmiş, emeklilikten araba kornasına hatta tarlaları nadasa bırakmaya kadar farklı imgeleri yüklenmiş

Koleksiyoncunun kaleminden: Oy vermenin kültür tarihi

Antik tarihte suçlular ve istenmeyen kişiler de oylanmış; en fazla oy toplayanlar sürgüne gönderilmiş

Dünya Kukla Günü kutlu olsun: Koleksiyoncunun kaleminden "kuklanın tarihi"

Kukla, hareketli hikâye anlatımında eğlenceli olduğu kadar kendini ifade etmenin de bilinen en eski sanatsal gösterim biçimlerinden biri