19 Eylül 2023
İnsanın binlerce yıldır uçma hayali kurduğu, kuşlar gibi göklerde süzülmeye öykündüğü ve kutsal varlıklarını göklerde aradığı malum! Bunu kimi zaman uçurtma uçurarak test etmiş kimi zaman da havaya yükselebilecek tasarımlar yaparak denemiş.
Her ne kadar canlı varlıklarla ilk kez uçma deneyimi tam 240 yıl önce gerçekleşmiş olsa da bu alanda önceki yüzyıllarda çeşitli denemeler yapıldığı, Hintli ve Eskimo çocuklarının genellikle deniz hayvanlarının mesanelerini şişirerek yaptıkları havaya yükselen oyuncaklarla oynadıkları biliniyor.
MS 1325 ila 1519 tarihleri arasında Meksika Vadisi'nde hüküm süren Aztek İmparatorluğu göğe yükselebilen tasarımların öncüsü kabul ediliyor. Aztek kültürü üzerinde çalışma yapan bilim insanları kedi bağırsaklarını dikkatlice temizleyip ters çeviren Azteklerin bunları güneşte kurumaya bıraktığını ve yapışması için özel bir bitkisel iplikle dikerek hava geçirmez bir yalıtım sağladıklarını söylüyorlar. Daha sonra bükülüp hava üflenen bağırsaklar içine hava hapsediliyormuş ve sıkıştırılarak yeni odacığın içi tekrar üflenerek dolduruluyormuş.
Kedilerin bağırsaklarını şişirerek bu yolla yaptıkları balonları tanrılara kurban olarak sunan Aztekler, insanın gökyüzüne yükselme düşünü ilk kez deneyen topluluk olarak tarihe geçmiş.
14. yüzyıldan kalma resimlerden anlaşıldığına göre, aşağı yukarı aynı yıllarda Galileo da havanın ağırlığını ölçmek için yaptığı deneylerde bir domuzun mesanesini şişirmiş ve yükselmesini sağlamış.
İlk sıcak hava balonu Pilatre De Rozier adlı Fransız bilim insanı tarafından 19 Eylül 1783 tarihinde yani tam 240 yıl önce bugün fırlatılmış. "Aerostat Reveillon" adı verilen bu balonda horoz, ördek ve bir koyundan oluşan 3 yolcu varmış; balon yalnızca 15 dakika havada kalmış. Tehlikeli deneyimden sağ kurtulan hayvanlar bu şekilde uçuşun insan için güvenli olabileceğini göstermesi yanında asırlar sonrasında uzaya gönderilen köpeklere ve şempanzelere de örnek teşkil etmişler.
Bu deneyden cesaret alan Joseph ile Etienne isimli "Montgolfier" kardeşler çok kısa bir süre sonra, 21 Kasım 1783 tarihinde büyük bir cesaret örneği göstererek yaptıkları balona kendileri binmişler, ilk insanlı uçuşu gerçekleştirerek isimlerini tarih sayfalarına altın harflerle yazdırmışlar. İnsan taşıyan balon tasarımı projesinde, Pilâtre de Rozier ile François Laurent d'Arlandes isimli iki zengin kardeşin desteği kâğıt üreticisi olan Montgolfier kardeşler tarafından iyi kullanılınca ortaya kumaştan yapılmış kâğıt astarlı sıcak hava balonuyla Paris semalarında uçma fantezisi çıkmış.
Yaklaşık 1 metreküp ebadındaki bu büyük kesekâğıdı şeklindeki balon alt kısmındaki açıklıkta yakılan saman ateşinin sıcak dumanı ile dolduktan sonra 20-25m kadar yükselmiş.
Yanan ateşi yavaş yavaş söndürerek yere inmeyi başaran Montgolfier kardeşler, bir sonraki deneylerinde çok daha büyük ölçekte bir balon yapmışlar. Kısa boyunlu bir şişeden esinlenerek tasarlanan bu büyük kâğıt balon ısıtıldıktan sonra yere bağlayan ipleri kesilince 200m yüksekliğe kadar çıkmış ve 10 km mesafede yolculuk etmiş.
Balon uçuşunun haberi kısa sürede yayılmış; Paris'te, Profesör Jacques Alexandre Cesar Charles adlı genç bir fizikçi, Fransız Bilimler Akademisi tarafından kendi balonunu yapması ve Montgolfier kardeşlerin tekniğini anlaması için görevlendirilmiş.
Birkaç ay sonra yine 1783 yılında, İskoç eczacı ve Britannica Ansiklopedisinin ikinci baskısının editörü olan bir bilim insanı İngiltere'de Edinburgh üzerinde sıcak hava balonu uçuran ilk Britanyalı olmuş.
Bir yıl sonra cesareti ile ünlü İtalyan diplomat Vincenzo Lunardi'nin hidrojen gazıyla doldurulmuş balonunu Londra'daki Artillery Meydanında 200 bin seyircinin önünde havalandırıp Hertfordshire'a doğru 30 kilometre boyunca uçması balonculuk romantizminin oluşmasına katkı sağlamış.
1785 yılında Fransız baloncu Jean Pierre Blanchard ve Amerikalı yardımcı pilotu John Jefferies, Manş Denizi'ni balonla geçen ilk insanlar olmuşlar; uzun mesafeli balon yolculuğuna doğru büyük bir adım atmışlar.
Robert kardeşler Paris'te 27 Ağustos 1783 tarihinde kendi yapımları balonla havalandıktan bir süre sonra bir tarlaya düşünce balonlarını canavar sanan köylülerin saldırısına uğramışlar, balonlarının parçalanmasına seyirci kalmışlar.
7 Ocak 1793 tarihinde Jean Pierre Blanchard, Kuzey Amerika semalarında balonla uçan ilk kişi olmuş; Başkan George Washington bile bu gösteriyi izlemiş.
İstanbul'daki ilk balon uçuşu İngiliz asıllı Mühendis Selim Ağa tarafından 26 Ekim 1801'de Mısır'ın yeniden fethi kutlamaları dolayısıyla gerçekleştirilmiş. Kendi yaptığı balonuyla Çorlu'ya kadar uçan ve kısa aralıklarla Dolmabahçe'den iki uçuş daha gerçekleştiren Selim Ağa sonrasında mühendishanede görevlendirilmiş.
Osmanlı Devleti'nin 1774 -1825 seneleri arasındaki tarihini yazdığı Tarih-i Cevdet isimli eserinde Ahmet Cevdet Paşa'nın balonla ilgili ilginç bir anlatımı var.
Dönemin ünlü havacılarından biri olan İtalyan Kont Francesco Zambeccari, 7 Ekim 1803 tarihinde Bologna'dan havalanmış, Ancona Bölgesine inmeyi planlarken balondaki lamba devrilmiş ve sepeti tutuşturmuş. Zambeccari'nin balonu İtalya sahillerinin 25 mil açığında denize düşmüş, balonun iplerine tutunan Zambeccari'yi tesadüfen bölgeden geçen balıkçılar görmüş. Balıkçıların kontu kurtarmak için iplerini kestiği balon, yeniden havalanıp o zamanki Bosna eyaletinin sınır kazası Bihke civarına düşmüş.
Ahmet Cevdet Paşa'nın anlatımına göre, havadan bir çadır düştüğünü gören ahali korkuya kapılmış ve bunun bir kıyamet alameti olduğunu varsayarak camilere koşup dua etmeye başlamışlar. Bosna Valisi Ebubekir Paşa halkın korkusunu dağıtmak için çadırı eyalet merkezi Travnik'e getirtip meydanda sergilemiş. Bir yıl önce İstanbul'daki İngiliz baloncuların gösterisinden haberdar olan vali, halkı balonlar konusunda bilgilendirmiş; topluluğun korkusunu büyümeden bastırmış.
1804 tarihinde Joseph Gay – Lussac ikilisinin balonlarıyla 6000 m yüksekliğe çıkarak çok uzun süre havada kalabilmeleri sıcak hava balonlarını çok daha popüler hale getirmiş.
İlk kauçuk balon, Londra'daki Kraliyet Enstitüsü'nde 1824 yılında, Profesör Michael Faraday tarafından hidrojen deneylerinde kullanılmak üzere yapılmış. Faraday, tasarımını iki yuvarlak ham kauçuk tabakasını kesip bunları üst üste koyarak ve kenarlarını birbirine bastırarak yapmış; kauçuğun yapışkan yapısı yüzeyleri birleştirmesin diye balonun içini unla ovmuş. Bu deney sonrasında Quarterly Journal of Science dergisinde "kauçuk son derece elastiktir" diye yazılmış.
O gün yapılan bu çalışmalar eşliğinde, günümüze dek ulaşan modern balonların, kauçuk, lateks, polikloropren, metalize plastik, naylon kumaş ve farklı malzemelerden yapılabileceğinin önü açılıyormuş.
1836 yılında İngiliz balon meraklısı Charles Green tarafından oldukça büyük boyutlarda tasarlanan Nassau Balonu, Londra'dan Almanya'daki Weilburg kenti arasındaki 800 km mesafeyi 18 saatte kat etmesiyle ilk uzun mesafeli balon uçuşu gerçekleşmiş.
1844 yılında, İkinci Mahmud'un kızı Adile Sultan'la Tophane-i Amire Müşiri Mehmed Ali Paşa'nın düğünü bugün Haydarpaşa Tren İstasyonunun bulunduğu geniş çayırlıkta yapılmış. Gelinin abisi olan Sultan Abdülmecid, kasır önüne kurulan süslü çadırlarda, sadrazam, askeri erkan, nazırlar, şeyhler, müderrisler, imamlar, ilmiye sınıfı, rahipler, patrik, hahambaşı, İstanbul'daki bütün yabancı devlet sefirleri, maslahatgüzarlar ve eşleri dahil olmak üzere çok sayıda davetliyi ağırlamış. Düğün günlerce sürmüş, geceleri denizde sallar üzerinde meşaleler yakılmış, havai fişekler atılmış, devrin itibar gören sanat gösterileri izlenmiş.
Bu düğünde İtalyan asıllı, Bologna'lı baloncu Antonia Comaschi'nin uçuşu izleyenlerin meraklı bakışları arasında seyredilmiş. Balonunu gizlediği örtülerin altından çıkararak havalanan Comaschi, ilk uçuşunda balonunu döndüre döndüre padişaha göstermiş ve uzunca bir süre havada kalmış. Abdülmecid'e övgüler yazılı şemsiye şeklindeki renkli kâğıtları, kendisini hayret dolu bakışlar altında izleyen topluğunun üstüne bırakan pilot bir süre sonra da kalktığı yere inmiş.
Akşamüstü tekrar havalanan baloncu, Büyükada ile Heybeliada arasında denize inmek zorunda kalmış. Yazılanlara göre, bir ayı balığının üstüne doğru geldiğini görünce telaş içinde tekrar havalanmış ve rüzgârın sürüklemesiyle, Yalova, Pazarköy civarındaki Demirci Deresine inmiş. Burada balonunu bir ağaca bağlayan Comaschi, köye gitmiş ve kendisine verilmiş olan fermanı göstererek yardım istemiş. Ertesi gün köyden gelen 40 kişinin yardımıyla balonunu toplamış ve tekrar İstanbul'a dönmüş.
Adile Sultan'ın yedi gün yedi gece süren düğününün son gününde topluluğu neşelendirmek amacıyla esen rüzgâra rağmen tekrar havalanan Comaschi, İstanbul üzerinde 1 saat havada kaldıktan sonra şiddetlenen poyrazla Şile istikametine doğru sürüklenmiş ve onu bir daha da gören olmamış. Ceride-i Havadis Gazetesinin ayrıntılı verdiği haberde, Comaschi'nin öldüğü yazılmış.
Modern balonların ilk öncülerinden olup da sıcaklık değişimlerinden etkilenmeyen balonlar ilk kez 1847 yılında Londra'da üretilmiş. Artık sıcak hava balonculuğu yerini gaz balonlara bırakıyormuş; bu tarihten sonra yanan ateşin ısıttığı sıcak hava ile uçma şekli neredeyse tamamen terk edilmiş.
1931 yılında Tillotson Rubber Company balon teknolojisinde başka bir dönüm noktasına ulaşmış; ilk modern lateks balon tasarlanmış. Sivri kulaklı bir kedi kafası şeklindeki bu balon, aynı zamanda dünyanın ilk şekilli ve baskılı balonuymuş.
1861- 65 yılları arasında yaşanan Amerikan İç Savaşı'nda birliklerin hareketlerini gözlemlemek ve topçu ateşine rehberlik etmek için balonlar kullanılmış. O güne kadar barışçı amaçlarla gösteri için kullanılan balonların savaşlara da eşlik edeceği belli olmuş.
Fransa - Prusya Savaşı sırasında bir Fransız bakan, kuşatma altındaki Paris'ten balona binerek kurtulmuş. İlerleyen günlerde filmlere konu olacak bir macera eşliğinde kuşatma bölgesinden çıkartılması gereken 100 civarında sivil ve biriken yüz binlerce mektup -genellikle geceleri- tehlikeli koşullar altında Paris'ten kaçırılmış.
1906 yılında, Amerikalı gazeteci James Gordon Bennett'un girişimleriyle bir grup hidrojen gazı balonunun Paris semalarında uçurulması her yıl tekrarlanacak bir etkinliğe dönüşmüş. Günümüzde de devam eden bu etkinliğe İkinci Dünya Savaşı sırasında ara verilmiş.
Berliner sıcak hava balonunun Almanya'daki Bitterfield kentinden Rusya'daki Perm bölgesi arasındaki 3.052 km'lik mesafeyi kat etmesi Birinci Dünya Savaşında tüm taraflara balonların askeri gözlem amacıyla kullanılması yönünde cesaret vermiş.
1931 yılında Auguste Piccard, bir sepet yerine basınçlı bir kapsülün içinde balonla 16 bin 500m yüksekliğe ulaşarak irtifa rekoru kırmış. Bu deney stratosfer sathında yapılan ve günümüzdeki uzay istasyonlarına benzer çeşitli bilimsel deneylerin yapılmasına olanak sağlamış.
22 Ekim 1960 tarihinde Ed Yost isimli bir baloncu, daha uzun mesafelere uçabilecek ve yüksek manevra kabiliyetine sahip olacak naylon tasarımlarını modern propan yakıt doldurma sistemiyle süslemiş; Nebraska'da 1 saat 35 dakika süren uçuşuyla sıcak hava balonculuğunu yeniden canlandırmak için çalışmış.
1961 yılında Malcolm Ross ve Victor Prather ikilisi 34 bin 679 m yüksekliğe çıkarak inanılmaz bir rekora imza atmışlar.
1970'li ve 80'li yıllarda yeni sentetik malzemelerin ve daha hafif yakıcıların geliştirilmesiyle balonculuk popüler bir modern spor haline gelmiş; sıcak hava balonu tarihinde yeni bir çağın sayfaları açılıyormuş.
Artık zeplinler, planörler, uçaklar, helikopterler tasarlanıyor hatta uzay yolculukları bile yaratıcı beyinlerde düşünülüyormuş.
1972 yılında New Mexico, Albuquerque'de 13 baloncunun katıldığı etkinlik, kısa bir süre içinde dünyanın en önemli organizasyonu olan Albuquerque Uluslararası Balon Festivali'ne dönüşmüş.
1978 yılında 4 Amerikalı iş insanından oluşan bir ekip 137 saat 6 dakikada 5 bin km yol alarak ilk transatlantik uçuşu helyum gazıyla dolu bir balonla gerçekleştirip rekor kırmışlar. Artık helyum gazı yanıcı olmayan özellikleri nedeniyle hidrojene tercih edilmeye başlanmış.
Aynı ekip 1991 yılında yeniden bir araya gelinde bu defa Pasifik'i sıcak hava balonuyla geçmek için Japonya'dan 47 saatte Kanada'ya uçulmuş ve ilk trans pasifik uçuşuna imza atılmış.
Bertrand Piccard, Brian Jones ve Breitling Orbiter isimli baloncular, helyum gazı dolu sıcak hava balonlarıyla 46.759 km yol yaparak dünya etrafını 19 gün, 21 saat ve 55 dakikada kat ettiklerinde şimdiye kadar yapılan en uzun uçuş gerçekleşmiş.
Balon teması dünyanın çok yerinde koleksiyonerleri heyecanlandırıyor. Özellikle farklı ülkelerin bastığı "balon" temalı pullar sergilerde gösterime çıkıyor, yarışmalarda puan topluyor.
Tarihi balonlar, balon yapımında kullanılanlar, ünlü balon pilotlarının özel eşyaları, balon temalı madalya, efemera, gazete - dergi haberleri ve obje birikimleri balon müzelerinde meraklılara sunuluyor.
Yarışmaları, festivalleri ve meraklıları göğe yükselten etkinlikleriyle balon turizmi her geçen gün gelişiyor, Kapadokya gibi doğal servetlerin değerine farklı bir boyut katıyor.
Güzellikleri biriktirmenizi dilerim…
https://balloonmuseum.com/a-brief-history-of-hot-air-ballooning/
https://www.virginballoonflights.co.uk/blog/history-hot-air-balloons
https://www.broadlandballoons.co.uk/history-of-balloons-flights/
https://www.scienceworld.ca/resource/balloons/
https://seattleballooning.com/when-was-the-hot-air-balloon-invented/
https://www.edinburghlive.co.uk/news/edinburgh-news/strange-dark-history-behind-first-16193603
http://www.airvectors.net/avbloon_1.html
https://www.onverticality.com/blog/early-balloon-designs
İrfan Yalın kimdir? Koleksiyoncu İrfan Yalın 1962 yılında İstanbul'da doğdu. 9 Eylül Üniversitesi, Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu mezunu. Objelerin – belgelerin peşinde "Popüler Tarih ve Kültür Yaşanmışlıkları araştırmacısı. Bizimev TV'de yayınlanan "Koleksiyoncu" programı sunucusu - yapımcısı. Asya ve Afrika ülkelerinden tek tek topladığı el sanatlarını sergilediği Kadıköy'deki "Artemis"in kurucusu. Koleksiyonculuğun özendirilmesi adına amatörce çalışan, sergi, sempozyum, sunu ve derleme çalışmaları içinde kültürel değerlere gönül bağımlısı… |
Mantarlar, İlk Çağ’da "Tanrıların Yemeği" olmuş, “Yaşam İksiri” olarak değerlendirilmiş
Bir tür meşe ağacı kabuğundan doğal yollarla elde edilen “mantar” ilk olarak Eski Mısır’da kullanılmış
Turpun büyüğü de küçüğü de tarih boyunca önemli işlevler üstlenmiş hem karın doyurmuş hem tanrılara adanmış hem de bünyeyi temizlemiş, parazitleri söküp atmış
© Tüm hakları saklıdır.