07 Nisan 2024

Bir "Türkiye ittifakı"nda buluşmak üzere, herkese iyi bayramlar!

Gelin hangi inançtan, hangi renkten, hangi partiden olursanız olun, gelin hep birlikte barış ve huzur içinde yaşayacağımız yepyeni bir çatı kuralım, "eski Türkiye"yi tarihe gömelim!

Mayıs seçimleri tam bir kabustu.
31 Mart'la bu kabustan uyandım.
Türkiye'nin önü açıldı.
Bunu hissediyorum, görebiliyorum.
Bu memleket demokrasiyi yapabilir,
hukuk ve özgürlük düzenini getirebilir,
diye düşünmeye başladım
yeniden...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı tekrar kazanan Ekrem İmamoğlu 31 Mart gecesi Saraçhane'de toplanan on binlerce kişiye hitap ederken...


Evet, kökleri Ondokuzuncu Yüzyıl'a
uzanan "Kültür Savaşları"na
son verebiliriz, farklı inançların,
din ve mezhep ayrılıklarıyla
etnik farklılıkların
ille de savaş ya da kavga nedeni
olması gerekmediğini
artık görebiliriz,
diye düşünmeye başladım.
Bu topraklarda yaşanmış
bunca acıdan,
edindiğimiz tecrübelerden
bu ders neden çıkarılmış olmasın ki...
Yüzyıl önce Cumhuriyet'i kurduk,
ama "demokrasi"yi kuramadık.
1946'da çok partili demokrasiye
adım attık ama sonrasını getiremedik.
Cumhuriyet'i demokrasiyle
taçlandırmayı başaramadık.
Neden neden?..
Çünkü onca yıl eskinin
"kültür savaşları"na
son veremedik.
Farklılıklar ille de kavga dövüş nedeni
olmaya devam etti.
Birbirimize el uzatıp,
"Gel kardeşim oturup konuşalım,
bir yerde anlaşmaya çalışalım"
diyemedik.
Siyasete o siyah-beyaz,
kibir dolu ben benci tavırlar
damgasını vurdu gitti.
Bu konuda, uzlaşma
geleneğinden yoksun
tüm siyasal liderler
ne yazık ki sınıfta kaldılar.
Böylece Türkiye 77 yıldır demokrasiyi,
birinci sınıf hukuk ve özgürlük
düzenini yakalayamadı.
Şimdi 31 Mart,
demokrasi için bir başlangıç,
bir ilk adımdır diyorum.
Bunun için gelin, hangi inançtan,
hangi partiden olursanız olun,
ellerimizi birbirimize uzatalım.
Bu toprakların eskiye uzanan,
kadim "kültür savaşları"na
son verip, gelin, hep birlikte
demokraside uzlaşalım.
Savaş yerine, kavga dövüş yerine
gelin, bugüne kadar yapılamayanı,
büyük bir "uzlaşma projesi"nı
hayata geçirelim.
Haydi gelin gelin,
hangi inançtan, hangi renkten,
hangi partiden,
hangi siyasi görüşten olursanız olun,
lütfen gelin,
hep birlikte barış ve huzur içinde
yaşayacağımız yepyeni bir çatı kuralım.
Özgür Özel'in deyişiyle
"Türkiye ittifakı"nda buluşalım,
ve "eski Türkiye"yi tarihe gömelim!
Hepinize hayırlı bayramlar!

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Demokrasi Korkusu (1986)

Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

Özal Hikâyesi (1989)

Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

Kürtler (2003)

Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

Barışa Emanet Olun (2011)

1915: Ermeni Soykırımı (2012)

Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Özgür Özel'in Erdoğan'la diyalog talebini neden önemsiyorum?

31 Mart penceresini açan CHP, hem kendisini hem Türkiye'yi bundan sonra büyütmek istiyorsa, bunun için siyaset meydanına bir büyük uzlaşma projesi, dört dörtlük bir demokratik anayasa önerisi sunmalıdır

Taksim Meydanı 1 Mayıs'lara açılmadıkça, cezaevleri boşalmadıkça...

Bu ülkede demokrasiden, hukuk ve adaletten, özgürlükten söz edilemez

Ermeni kardeşlerimin 24 Nisan soykırım acısını, Hrant Dink'in "23,5 Nisan" yazısıyla paylaşıyorum

"Kim nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan'ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle..."