26 Temmuz 2021

Lozan'a neden saldırıyorlar?

Siyasi başarısı ve Türkiye Cumhuriyeti için kurucu önemi bu kadar açıkken Lozan'a Türkiye'nin içinden itiraz edilmesi, başarısız sayılması belli siyasi akımların vazgeçmedikleri bir uğraş

Yazıma, Sevr'i tarihin çöp sepetine atarak Ulusal Kuruluş Savaşı gibi bir askeri zaferi Lozan gibi diplomatik bir zaferle taçlandıran Mustafa Kemal Atatürk'ü, İsmet İnönü'yü ve mücadele arkadaşlarını rahmet ve saygıyla anarak başlamak istiyorum.

Lozan Barış Antlaşması, Türk diplomasi tarihinin en büyük başarısıdır. Bağımsız, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve arkadaşları tarafından bu kurucu belgenin üzerine inşa edilmiştir. Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde yükseldiği temel Lozan'dır. 

Eğer Lozan olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmazdı. Türkler Anadolu'da barınamazdı.

Atatürk ve ulusal mücadele arkadaşları Vahdettin gibi Sevr'i kabul etselerdi; yenilgiyi, işgali, Anadolu'nun yedi düvel tarafından paylaşılmasını kabul etmiş olurlardı. Etmediler ve Lozan'ın üzerine 100. yılını kutlamaya çok yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdular.

Lozan'da İsmet İnönü'nün karşısında yer alan ülkelerin devlet adamları bile Türkiye'nin kazandığı başarıyı bir zafer olarak nitelemekten kendilerini alamamışlardır...

Atatürk Nutuk'ta Lozan Antlaşması'nı şöyle değerlendirmiştir:

"Muhterem Efendiler, Lausanne Sulh Muahedenamesinin ihtiva ettiği esasatı, diğer sulh teklifleriyle daha fazla mukayeseyi mahal olmadığı fikrindeyim. Bu muahedename, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevres Muahedenamesiyle ikmal edildiğini zannedilmiş, büyük suikastin inhidamını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali namesbuk bir siyasi zafer eseridir!" (Nutuk, 2. Cilt, Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları, s. 767)

Emekli general ve bilim insanı Dr. Naim Babüroğlu'un, "Sevr mi, Lozan mı?" başlıklı makalesinde de yer verdiği gibi anlamı şudur:

"Lozan Antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir."

Kuşkusuz Lozan'ın ne olduğunu en iyi Atatürk bilebilir ve ifade edebilirdi. 

Siyasi başarısı ve Türkiye Cumhuriyeti için kurucu önemi bu kadar açıkken Lozan'a Türkiye'nin içinden itiraz edilmesi, başarısız sayılması belli siyasi akımların vazgeçmedikleri bir uğraştır. 

Lozan'a itiraz eden ve başarısız olduğunu iddia eden akımlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne, ulusal birliğine ve laik yapısına itiraz eden akımlardır.

Sevr'de öngörüldüğü gibi Anadolu'nun parçalanmasını, Doğu Anadolu'da bir Ermeni ve Güneydoğu Anadolu'da bir Kürdistan devleti kurulmasını isteyen siyasal akımlar Lozan'a itiraz ederler.

İstanbul'u İngilizlere teslim etmekte tereddüt etmeyen Vahdettin, Kıbrıs'ı İngilizlere veren Abdülhamit yanlıları gibi. Doğu Anadolu'yu da sınırlarına katmak isteyen Ermenistan'ı, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'yu da kapsayacak şekilde devlet kurmak isteyen ayrılıkçı terör örgütü PKK'yı, "din elden gidiyor" bahanesiyle İngiltere'nin desteğiyle isyan eden Şeyh Sait'i destekleyenler gibi.

"Yeni Türkiye" için yeni tarih yazmaya gayret gösteren iktidarın da son dönemde Lozan Barış Antlaşması'na ağır eleştiriler yönelttiğine tanık oluyoruz. 

İktidarın, Lozan'a eleştiri yöneltirken verdiği mesajları şöyle özetleyebiliriz:

"15 Temmuz 2016 darbe girişimine karşı gösterilen direniş ikinci kurtuluş savaşıdır.

Sevr'i gösterip Türkiye'yi Lozan'ı kabul etmeye mecbur etmişlerdir.

Lozan'la 12 Ada Yunanistan'a verilmiştir.

Bugün Ege'de yaşadığımız sorunların nedeni Lozan'dır.

Lozan'ı bize zafer diye yutturdular.

Bunun neresi zafer?"

Bu tez tarihi gerçeklerle bağdaşmayan bir tezdir. Dayanak olarak öne sürülen bilgiler yanlıştır.

Türkiye 12 adayı Lozan'da Yunanistan'a vermiş değildir.

12 ada, 1912 yılında Uşi Antlaşması'yla İtalya'ya verilmiştir. İtalya 12 adayı işgal etmiş ve Osmanlı karşı müdahalede bulunmamıştır. 

İtalya, Libya'daki durumu sona erdirmek için savaşı Akdeniz'e yaymış ve 12 adayı işgal etmiştir. İtalya, adaları 1947'de Yunanistan'a bırakmıştır. 

Gerçek budur.

12 adayı Yunanistan'a terk eden Atatürk, İnönü ve Lozan değildir.

Teslimiyet olan Sevr'dir, Lozan değildir.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.