05 Ağustos 2020

İnce’nin cumhuriyetçi partisi ve CHP'nin işlevi

Yakın çevresine göre İnce'nin CHP'ye yönelttiği temel eleştiri, "AK Parti'nin her yaptığını meşrulaştırmak". CHP'yi "mış gibi" yapmakla eleştiriyor

Muharrem İnce parti kurmak üzere yola çıkmış görünüyor.

Henüz kendi ağzından böyle bir karar aldığını açıklamadı. Deneyimli bir siyasetçi olarak temkinli davranıyor. Ancak yakın çevresinin aktardığına göre 2020'nin sonunda veya 2021'in başında partisini kurmuş olacak.

İnce'nin çevresiyle yaptığı konuşmalara göre "cumhuriyetçi" bir parti kuracak. Partinin adının "cumhuriyetçi parti" olup olmayacağı şimdilik bilinmiyor ama en belirgin niteliği cumhuriyetçiliği olacak. İddiası cumhuriyeti derleyip toparlamak.

İnce'nin cumhuriyet vurgusu doğal olarak cumhuriyetin temel niteliklerini akla getiriyor. Anlaşılıyor ki İnce, cumhuriyetin başta laiklik olmak üzere demokratik, sosyal hukuk devleti gibi temel niteliklerinin AK Parti iktidarında kaybolduğu saptamasından yolu çıkıyor.

Yine yakın çevresine göre İnce'nin CHP'ye yönelttiği temel eleştiri, "AK Parti'nin her yaptığını meşrulaştırmak".

CHP'yi "mış gibi" yapmakla eleştiriyor.

Örneğin, iktidarın laiklik karşıtı girişim ve uygulamalarını "laiklik varmış" gibi karşılaması. Cumhurbaşkanı'nın kontrolüne giren yargı ve hukuk karşısında, "bağımsız yargı, bağımsız hukuk varmış gibi" tutum almak. İktidarın insan hak ve özgürlüklerini, basın özgürlüğünü sürekli baskılayan kararları karşısında "hak ve özgürlükler, özgür basın varmış gibi" kabullenmek…

İnce'nin yakın çevresine göre bu tür daha birçok örnek var…

Aynı çevrenin verdiği bilgilere göre İnce, Anadolu kentlerinde yoklama yaparak yola çıkmaya karar vermiş. Önemli birçok ilde bizzat yaptığı nabız yoklamalarında parti kurarsa çok hızla örgütleneceği bir zemin var.

CHP'den geçecek eski veya yeni bakan, milletvekili gibi siyasetçilerle özel bir temas içinde değil. Daha çok, siyasete girmemiş, gençler, alanında uzman kişiler ve kadınlardan oluşacak yeni bir kadroyla yürümek istiyor.

Yakın çevresinin söylediğine göre İnce, "CHP'yi bölecek" iddialarını da kabul etmiyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde parti bölmenin söz konusu olmadığı görüşünde. Ayrıca sadece CHP tabanından değil, başta AK Parti tabanı olmak üzere bütün kesimlerden oy alacağını düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı aylığı sırasında yürüttüğü kampanyadaki gözlemlerine dayanarak bu yargıya vardığını söylüyor. Yine çevresine yaptığı değerlendirmeye göre, "CHP'yi bölmeye gelmiyor, eğer cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa CHP'nin adayını destekleyeceğini" de şimdiden dillendiriyor.

Zamanlama

Muharrem İnce'nin parti kurması zamanlama açısından tartışılacaktır.

Nasıl, Ahmet Davutoğlu'nun ve Ali Babacan'ın AK Parti'den ayrılıp parti kurmaları muhalefet cephesinde memnuniyet yarattıysa, İnce'nin CHP'den ayrılıp parti kurması da iktidar cephesinde memnuniyet yaratacaktır.

Önümüzdeki seçimlerde kampanya boyunca Muharrem İnce CHP'liler tarafından "bir bölen" olarak suçlanacaktır.

Muharrem İnce'nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ve genel merkez yönetimine kırgın olduğu belli. Bunu zaten saklamıyor. Aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde kampanyasının desteklenmediği, genel merkezin kendisini yalnız bıraktığı görüşünde. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olduğu halde genel merkezin protokolde buna uygun davranmadığı, kendisini dışladığı düşüncesinde.

CHP genel merkez yöneticileri de Muharrem İnce'ye kırgın olduklarını, ifade ediyorlar.

İnce'yi eleştirdikleri iki temel konu var:

Birincisi, seçim gecesi televizyonlara çıkmaması, bir açıklama yapmaması.

İkincisi, aday olduğunda "Ben Kılıçdaroğlu'na karşı genel başkan adayı olmam" demesine karşın, seçim sonuçlanır sonuçlanmaz, yüzde 31 oyun tamamının kendisine ait olduğunu düşünmesi ve hemen Kılıçdaroğlu'na karşı genel başkanlık yarışını başlatması. Olağanüstü kurultay için imza toplaması…

Genel Merkez yöneticileri İnce'nin bu iki tavrını "tutarsızlık" olarak niteliyorlar.

Zamanlama konusuna gelince…

Kılıçdaroğlu'nun öncülük ettiği Millet İttifakı yerel seçimlerde büyük bir başarı kazandı. Kılıçdaroğlu bu ittifakı güçlendirmeye ve genişletmeye çalışıyor. Yerel seçimlerdeki başarıyı ilk cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçime taşımayı amaçlıyor. Bu nedenle Millet İttifakı'na gelecek bir oyu bile çok önemli buluyor. CHP'ye oy vermeyen kesimlerle diyalog kurarak, bu kesimlerden destek almaya çalışıyor.

Kılıçdaroğlu'unn teşhisiyle İnce'nin teşhisi arasında fazla bir fark yok. CHP de demokratik, laik sosyal hukuk devleti niteliklerinin yok olmak üzere olduğunu, kişi hak ve özgürlüklerinin, özgür basının, her kesimden muhalefetin ağır biçimde baskılandığını vurguluyor. Bu nedenle de en geniş ortak payda olarak demokrasiyi görüyor ve bütün demokratları ittifaka dahil olmaya davet ediyor.

Bu amaçla CHP, bir "çatı parti" işlevi görmeye soyunmuş durumda. Bu iktidarın uygulamalarından rahatsız olan her kişi ve partiye sahip çıkmaya çalışıyor.

Böyle bir ortamda, böyle bir zamanlama ile parti kurmaya karar veren Muharrem İnce'nin bu ve benzeri eleşirilere de hazır olması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.