22 Nisan 2025

Yılın ilk çeyreğinde kamu tasarruf etti mi?

Kamu harcamalarının etkinlik ve verimlilik kazanımlarının sağlanmasıyla kamu parası harcanırken de kamuda tasarruf sağlanabilir

Kamu parasının nasıl harcandığı, o ülkede yaşayanlar için ekonomik, sosyal, siyasi sonuçları belirlemede en önemli faktörlerden biridir. Bu parayı etkin ve verimli bir şekilde kullanmak kamu mali ve yönetim sisteminde şeffaflığı ve hesap verebilirliği gerektirir.

Kamu harcamalarının etkinlik ve verimlilik kazanımları, belirli bir kamu harcaması miktarı için “çıktıları arttırarak” ya da belirli bir çıktı miktarını elde etmek için gereken “girdileri azaltarak” gerçekleştirilebilir. Söz konusu ikinci seçenek, kamu harcamalarının azaltılmasına olanak tanır.

Kamu harcamalarında nelerin, ne kadar azaltılabileceği, oldukça geniş bir yazının konusu. Bu yazıda kamu harcamalarının kamuda tasarruf ile azaltılma seçeneğini ele alıyorum.

Zaten son yıllarda kamu harcamaları üzerindeki baskı giderek artıyor. Bu durumun nedenleri çok fazla, birkaçını sıralayalım:

Nedenlerden biri; iki yıl üst üste ek bütçe çıkarıldı, son iki yılın bütçe harcamaları/GSYH ortalaması yüzde 24,6’ya çıktı. Pandemiden çıkışta dahi bu oran (2021’de) yüzde 22’ydi.

Bir başka neden; seçimler ve ekonomik kriz bütçeyi yıprattı ve mali disiplinin daha fazla bozulmaması gerekli.

Nedenlerden bir diğeri; para politikasındaki sıkı duruşla maliye politikasının eşgüdüm içinde olması, harcamaları azaltarak sıkılaşması.

Bir diğer neden de; toplumca da beklenen, kamuda tasarrufun hayata geçmesi.

Bugün hazırladığım tablo, geçen yıl ve bu yılın ilk çeyreklerinde, tasarruf tedbirleri kapsamında yapılan harcamaları karşılaştırıyor:

İki yıl önce en büyük artışın yaşandığı taşıt alım-kiralama, kırtasiye-baskı, temsil-ağırlama giderleri seçimler sonrasındaki düzeyine dönmeye başlarken, geçen yıla göre de gerileme bütçe rakamları bazında gerileme kaydetmiş görünüyor.  

Ancak kamu, taşıt alımlarını özellikle 2023’ün ilk aylarında gerçekleştirmişti. 2023 yılı ilk çeyrekte taşıt alımları için 295,4 milyon TL harcanmıştı. İki yılın enflasyonu ve taşıtların değeri dikkate alındığında bugünkü karşılığı, bu tutarın iki katından fazla olacaktır. 2025 yılı ilk çeyrekte ise kamu taşıtları için harcanan meblağ 56 milyon TL’ye inmiş.

Zaten kamu, bu taşıtları 2023 ilk çeyrekte edinmiş, dolayısıyla bir anlamda alınan alınmış. Bu durumu alınan taşıtlarda devam eden taşıt onarım giderlerindeki artıştan anlayabiliriz. 

Geçen yılın ilk üç ayında tasarruf tedbirleri kapsamındaki kalemlere harcanan tutar, ilk üç ay bütçe harcamalarının yüzde 1,63’ü olmuş. 2025 yılı aynı döneminde ise yüzde 1,27’si. Kamunun tasarrufa başlamadığı kabul edilen 2023 yılının tamamında tasarruf edilmesi gereken kalemlere yapılan harcama da, bütçe harcamalarının yüzde 1,96’sıydı.

Bu karşılaştırma bize şunu gösteriyor: Tasarruf genelgesinde yer alan harcama kalemlerinde ne kadar tasarruf edilirse edilsin bütçe açığını kontrol etmede etkisi giderek azalıyor. O nedenle doğru yere bakmak gerek, o da kararlı bir şekilde giderek büyüyen ve büyümeye devam edecek olan borç faiz giderlerine.

Bu yılın ilk çeyreğinde borç faiz giderleri/bütçe harcamaları oranı yüzde 14,6 ve borç faiz giderleri/vergi gelirleri oranı da yüzde 23’e yükselmiş durumda.

Sadece mart ayına ait borç faiz giderleri/bütçe harcamaları oranı yüzde 15,7 ve borç faiz giderleri/vergi gelirleri oranı da yüzde 25’e çıktı.

Çeyrekler itibariyle tasarruf genelgesindeki kalemlere yapılan harcamalara bakınca, burada top yekûn bir tasarruf olmayacağı açık. En basitinden enerji ya da haberleşme giderleri sıfırlanamayacağına göre, kamu harcamaya devam edecek.

Ancak son aylarda kamu harcamasının devamına, siyasi ve hukuki gerilimlerle borcun faiz, vade ve döviz riskindeki artışın bütçeye yansımaları farklı bir boyut kazandırıyor. Bu konuyu "Hazine'nin zor haftası" yazımda da anlatmıştım.

Yazının giriş kısmında bahsettiğim kamu harcamalarının etkinlik ve verimlilik kazanımlarının sağlanmasıyla kamu parası harcanırken de kamuda tasarruf sağlanabilir.

Etkin bir kamu borç yönetimi ile borç faiz giderlerinin bütçedeki payı azaldığında, mevcut tasarruf genelgesinin kapsamı genişletilip denetlendiğinde, belli bir çıktıyı elde etmek daha az girdi ile mümkün olacak. 

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

İmalat sektörü zorda: PMI, 14 aydır düşüşte

İçeride finansman koşulları sıkı, gelecek belirsiz, güven sorunu var. Dezenflasyon sürecinin devamı için para politikasına maliye politikasının katkı sunması gerekir. İhracatta yeni pazarlar ve içeride ekonomik güven inşa edildiğinde İmalat PMI bugünkü seviyenin bir miktar üzerine çıkabilir

İlk çeyrek büyüme yüzde 2’de kaldı

Hane halkı tüketiminin ilk çeyrekte büyümede önemli bileşen olma rolü azaldı. Hane halkı tüketimi sınırlı büyürken artış oranı yüzde 2 oldu. Belli ki alım gücünün sürekli düşüşü karşısında kitleler çaresiz kalıyor. “Dezenflasyon programı” dar gelirliler üzerinde çalışmaya devam ediyor

ABD’nin kredi notunu düşüren gelişme: Maliye politikası sürdürülemez bir patikada

75 yıl boyunca milli gelirin yüzde 4,3’üne eşit düzeyde kamu harcamasında kısıntıya gidilmesi veya vergi artışlarının gerçekleştirilmesi olduğu öne sürülüyor. Olası reform gecikirse, gelecek nesillere yükleyeceği yük daha da artacak. Bu elbette ABD halkı için kemer sıkma ve acı reçete anlamına geliyor

"
"