TCMB dünkü para politikası kurulu toplantısında politika faizini 350 bps arttırarak yüzde 42,5'ten yüzde 46'ya yükseltirken, gecelik borç verme faizini de yüzde 46’dan yüzde 49’a çıkardı.
Geçen yıl mart ayından itibaren 9 ay boyunca yüzde 50’de tuttuğu politika faizini, enflasyon görünümündeki ve beklentilerindeki iyileşme gerekçesinin yanında iş aleminden gelen taleple, aralık ayında indirmeye başlamıştı. En son 6 Mart toplantısında 250 bps faiz indirmişti. Dünkü faiz kararı ile birlikte politika faizinde geçen yılın başına geri dönülmüş oldu.
Ancak TCMB 6 marttan sonra da toplandı. Bu kez acil olarak 20 martta ara toplantı yaptı. İBB Başkanı Sn. İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve gözaltına alındığı iki gün içinde ülkemizde hukuki ve siyasi gerginlikler ve belirsizlikler artmaya başladı. TCMB de 20 marttaki acil ara toplantısında gecelik borç verme faizini yüzde 46’ya yükseltirken, yüzde 42,5 olan politika faizinden fonlamayı askıya aldı. Bunun yerine gecelik borç verme faiz oranını kullandı. Önlemler ve durum geçici olarak nitelendirildi. Fonlama faizi de yüzde 46 olunca, bir dönemin bakanının söylediği gibi “politika faizini önemsizleştirmek” gibi bir durum ortaya çıktı.
Dikkat ettiyseniz son bir ayda kredi ve mevduat faizlerindeki yükseliş, 20 Mart ara toplantısından bu yana yüzde 42,5’te devam eden politika faizi ile ilgili değil. Çünkü politika faizi yüzde 42,5 olmasına rağmen resmi istatistikler kredi ya da mevduat faizlerinin öyle olmadığını söylüyor. Örneğin ihtiyaç kredilerinde 14 martta yüzde 62,7 olan faiz oranı 11 nisanda yüzde 69,7’ye, ticari kredilerde yüzde 50,3’ten yüzde 54,9’a yükseldi. Mevduat faizi de 3 aylık vadede yüzde 49’dan yüzde 55’e kadar çıktı.
Sonuçta dünkü faiz kararları, 20 Mart ara toplantısındaki geçici adımları kalıcı hale getirdi. Anlaşılan para politikasında atılan adımlarla karar alıcılar, İBB Başkanı Sn. İmamoğlu’nun diplomasının iptali, gözaltı süreci, artan tepkiler ve tutuklamalarla birlikte ekonomide yaşanan irtifa kaybının “geçici” değil “kalıcı” ve hatta “derin” olduğunu kabul ediyor.
Para politikası otoritesi artık netleştirdiği duruşu ile birden fazla hedefe ulaşmayı planlıyor: bu hedeflerden en dikkat çekicileri; yeniden dolarizasyonun hızını yavaşlatmaya, yeniden rezerv biriktirmeye, yeniden yabancı sermayeyi çekmeye, kur atağının önüne geçmeye, yeniden enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı önlemeye çalışmak.
Görüldüğü gibi tüm bu hedefler yeniden karar alıcıların odağında. Eğer takvimleri 18-19 Mart öncesine almamız mümkün olsa ve o günden dünkü faiz kararının ne olacağı sorulsa, çok büyük olasılıkla aralık, ocak, mart toplantılarındaki gibi “faiz indirimi devam eder” derdik. Çünkü bir ay öncenin ekonomisinde 50 milyar dolara yakın rezerv yakılmamıştı, hisse senedi ve fon piyasası sarsılmamıştı, para ikamesi başlamamıştı, enflasyon beklentileri bu derece bozulmamıştı.
Atılan adımlar sonucunda hedeflenmeyen ancak bizleri bekleyen riskler de kapımızda: Bir ya da iki çeyrek daralma, dolayısıyla daha düşük, yüzde 2,5 civarı büyüme oranı, geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 30’lara gelmesi, sanayide daralma vb.
Dün bizde politika faizi 350 bps artışla yüzde 46’ya yükselirken, aynı gün Avrupa Merkez Bankası faiz oranını 25 bps düşürerek yüzde 2,25'e indirdi. Avrupa Merkez Başkanı Lagarde’ın açıklamaları arasında şöyle bir cümle vardı; “şu anda sıkılaşmayı değerlendirmek anlamsız”. Sanırım dünyadan ne kadar ayrıştığımız bu cümle ile ortada.
Binhan Elif Yılmaz kimdir?
Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.
Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.
"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.
Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.
Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.
|