20 Kasım 2020

Teke yumurtası bile olamayanın arkadaşı, ülküdaşı, kıymetlisi

Ne olduğunu bilmiyorum, bilmiyoruz, Bahçeli'nin hesaplarının ne olduğunu bilmiyorum, bilmiyoruz. Ama besbelli ki "hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler" oluyor…

Şimdi size bir mektuptan bazı cümleler, nitelemeler aktaracağım. Hele bir okuyun, Sonrasını sonra konuşuruz.

"Teke yumurtası dahi olmayan yürüyen Buda kılıklı herif.

Sen de omurgasız Tuğrul Türkeş gibi, sen de onun babasının mirasını yiyorsun.

Demokrasiden bahsediyorsun, parti içinde tek adam, tek lider, bir diktatör gibi işine geleni, lafından çıkmayanı koruyorsun.

Sen keçi değil, sizin oralarda çok olur teke yumurtası bile olamazsın.

Yıllar evvel seni dövdüler. (…) Hak etmişsin ki dayağı yemişsin yürüyen Buda kılıklı teke yumurtası, olmayan efendi.

İnsan omurgalı olur. Sana daha ne söyleyeyim…"

Bu cümleler "ülkücü mafya babası" olarak anılan ve tanınan Alaattin Çakıcı tarafından MHP'nin bugünkü başbuğu Devlet Bahçeli'ye 2015 Eylül'ünde, yazdığı mektuptan alıntılandı.

Mektubun tamamı bazı sözcük ya da benzetmelere takıntılı bir ruh halini yansıtıyor.

Meselâ "yürüyen Buda kılıklı" ne demek ? Pek bir anlamı yok. Ama Alaattin Çakıcı için var olsa gerek ki mektupta tam üç kez bu nitelemeyi kullanıyor.

Keza "teke yumurtası dahi olamayan" cümlesi de mektupta iki ya da üç kez yineleniyor.

(Aşağılama amaçlı kullanıldığı besbelli olan "Teke yumunrtası"nı anlamlandıramayacak olan kentliler ve gençler için açıklamak gerek. Koyunun erkeğine koç denir, keçinin erkeğine de teke. Çakıcı "ayıp" kelimeler kullanmayacak kadar kibar biri anlaşılan "Teke'nin t.şağı" dememek için "teke yumurtası" diyor. Tıpkı koçun o organına "koç yumurtası" dendiği gibi Çakıcı buna da "teke yumurtası" diyor.)

Pekiiiii, biri sizin için bir zamanlar böyle nitelemeler kullanmış olsa, sizi böyle aşağılasaydı ne yapardınız?

Meselâ onun için şöyle der misiniz ?

"…Ülküdaşım Alaattin Çakıcı'ya mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü suçlaması getirmek müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir (…)

Alattin Çakıcı bir üÜkücü şehidimizin oğludur. Alaattin Çakıcı ülke ve millet sevdalısı bir Ülkücüdür. Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır…."

Ama dediiiii… Devlet Bahçeli aynen böyle dedi.

Yukarıdaki cümleler dünden beri ben de, siz de defalarca okuduk. Bunlar Çakıcı'nın CHP liderine yönelttiği benzeri görülmemiş hakaret ve ürkütücü tehdit üstüne açıklama yapan MHP Başbuğu'ndan alıntılandı.

Bunun bir açıklaması olmalı.

Devlet Bahçeli'nin bu hakaretleri yalayıp yutup, sindirip önce neredeyse "Çakıcı'ya özel af" çıkarılması için AKP Reis'ine baskı yapmasının, Çakıcı'nın tahliyesini sağlamasının ve dün de ondan yukarıdaki "taşkın övgülerle" söz etmesinin bir anlamı, bir açıklaması olmalı?

Ben, bu anlamı bulamıyor, açıklayamıyorum.

Besbelli ki Devlet Bahçeli'nin elini kolunu bağlayan, o hakaretleri yalayıp yutmasına yol açan, hapis cezalarını siyasal eylemlerden dolayı değil mafiosa suçlardan aldığını bal gibi bildiği halde, ondan "Elbette üzerine atılı suçların bedelini uzun yıllar cezaevinde kalarak ödemiş bir vatan evladıdır" diye söz ettiren bilmediğimiz "bir şeyler" var.

Ya da

Ya da kendisine yönelen"teke yumurtası bile olamazsın" gibi ağır hakaretleri artık önemsemeyeceği bazı daha büyük hesaplar içinde.

Ne olduğunu bilmiyorum, bilmiyoruz, Bahçeli'nin hesaplarının ne olduğunu bilmiyorum, bilmiyoruz.

Ama besbelli ki "hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler" oluyor…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim