18 Haziran 2019

Bir kere daha 24 Haziran sabahı

Sosyalist solun en keskinlerinden, kapitalizmle mücadeleyi hiç gündemlerine almamışlara bir demokrasi blokunda buluşma imkânlarını hemen tartışmazsak sonrası kekeme fıkrası gibi olacak...

 Biliyorum, bu "Tırmık"ın daha başlığını okuyunca "Yav gazeteci bi dur. Hele şu 23 Haziran seçimini kazanalım, Reis'in ve partisinin burnunu sürtelim, sonrasını sonra konuşuruz, tartışırız" deyip burun kıvıracak, hatta yazıyı okumaktan vazgeçecekler çıkacak.

Canları sağ olsun.

Ama ben yine bildiğimi okuyacağım. Tutup 23 Haziran'a giden süreç üstüne "tahmin - dilek - öngörü" temelinde paragraflar döktürmeye niyetim yok. Hele Ekrem İmamoğlu - Binali Yıldırım ikilisinin aşırı kurallar içine hapsolmuş TV maçı üstüne yazmaya hiç niyetim yok. Zaten bu konuda yazmayan mı kaldı? Benim ki eksik olsun...

Görünen o ki genç, dinamik, hazırcevap İmamoğlu yarışı önde tamamlayacak, bir kez daha İBB'ye başkan olacak.

Sonra?

Hepimiz için zor, zorlu, hazırlıksız yakalanırsak daha zor, daha zorlu bir dönem başlayacak.

Uzun uzun kanıtlar göstermeye, derin analizlere gerek var mı?

Alın size sıcağı sıcağına AKP'nin Reisi'nin dün akşam saatlerindeki konuşmasından bir cümle:

"...Ordu valimizden özür dilemedikçe böyle bir adaylığa layık olmaz, böyle bir makama gelemez..."

Daha açık nasıl söylenebilir? Valinin açacağı dava ile AKP yargısının aşikâr desteği ile belki İmamoğlu ceza alacak, ardından da başkanlığı elinden alınacak. Belki ceza verilmeyecek ama yerine kayyım atanacak.

"Yok canım olmaz öyle şey" diyen mi oldu?

Olur öyle şey. Demokrasiye, halkın seçimine öyle bir saldırı bal gibi olabilir. Çünkü olmuşu var. İnanmayan Kürt illerindeki belde, ilçe ve il belediyelerinde olup bitenleri anımsasın, yeter.

*   *   *

24 Haziran sabahından itibaren siyasal İslam’ın örgütü AKP'nin  şemsiyesi altında çeşitli nedenlerle, meselâ ahlâksız çıkar hesabıyla, meselâ devletin elindeki kaynakların yağmalanmasından pay kapma fırsatından uzak kalmamak için, meselâ Türkiye Cumhuriyeti’ni bir "İslâm cemahiriyesi"ne dönüştürmek için, meselâ devlet kaynaklarından dağıtılan sadakalardan üç beş kuruş nemalanmak için, meselâ...

Yeter, gerisini siz doldurun, yoksa yazı sayfalar ve sayfalarca sürecek, okunmazlık mertebesine ulaşacak...

Evet AKP şemsiyesi altında buluşmuş bütün kişi, kesim, güç, cemaat ve örgütler 2023 seçimlerinde "hiçbir kötü sürprize yer bırakmayacak" önlemler için kolları sıvayacaklar.

Biat etmeyenin, boyun eğmeyenin, demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını savunan yani muhalif kalmakta inat ve ısrar eden kadın ve erkek yurttaşların sesinin ille ve mutlaka kesilmesi için bugünleri aratacak önlemler yığınağı önümüze çıkacak.

Buna 2002 arifesi ve hemen ertesinde bir darbe ile AKP'nin önünü kesmek istemiş, ancak "Cemaat yargısı"nın operasyonları ve AKP iktidarının somut desteği ile dişleri sökülüp ısıramaz hale getirilenleri ekleyin. Çoğu devletin derinliklerinde yuvalanmış bu güçler derlenip toparlandılar ve kıvrak manevralarla Tayyip Erdoğan'la kol kola girmeye başladılar. Yani daha acımasız, daha gözü kara bir ittifaklar zinciri kuruluyor, hatta kuruldu.

Bunu önleyebilecek miyiz?

Sosyalist solun en keskinlerinden kapitalizmle mücadeleyi hiç gündemlerine almamışlara kadar uzanan bir kitle var. Program tartışmalarına girseler anlaşmaları ölü gözünden yaş beklemek olur.

Ama çok basit hedefler (bir daha: Basit hedefler) koyup, o hedeflerin ötesinde karşılıklı bağlantılara girmeden (zaten girilemez) bir demokrasi blokunda buluşma imkânlarını hemen tartışmazsak ve bulup oluşturamazsak sonrası kekeme fıkrası gibi olacak: Haaaaa... Haaaa... Hacet kalmadı...

Nedir bu basit hedefler?

Bu sorunun, bir kişinin verebileceği bir cevabı yok.

"Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, işleyen bir demokrasi, parlamentonun üstünlüğü" gibi kavramlar sıralanabilir.

Ama bununla sınırlı kalınamaz. İster istemez Kürt sorunun barışçıl çözümü, Suriye ve Irak toraklarındaki sınır ötesi askeri hareket ve harekâtlar,  Putin Rusyası ile sonuçları ağır olabilecek sıkı fıkılık gibi çetrefil konu ve sorunları da basit hedefler listesine koymak gerekecek.

Bu başarılabilir mi?

Bilmiyorum.

Bildiğim, başarılamazsa  "Haaa... Haaa... Hacet kalmayacak..."

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim