23 Aralık 2020

AİHM çöpe, ADHM gelsin…

Öfkeden patlayacak hale gelince sığınılabilecek tek liman mizahtır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) en yüksek karar organı "Büyük Daire" Selahattin Demirtaş hakkında beklenen ve hiç şaşırtıcı olmayan kararını verdi: Ağır hak ihlali

Bu kararın infaz hukukundaki doğal karşılığı: Derhal tahliye

T24'te AİHM kararının, öncesinin, sonrasının ayrıntıları; Demirtaş'ın avukatlarının, ülkenin yüz akı hukukçuların görüşleri ve bizzat Selahattin Demirtaş'ın açıklaması yer alıyor.

Keza AİHM eski yargıcı, bir hukuk bilgini ve bilgesi olan Rıza Türmen'in Büyük Daire kararını didik didik ele alıp değerlendirdiği açıklama da T24'te yer alıyor. Türmen orada can alıcı soruyu AKP iktidarının ve onun yargısının önüne koyuyor:

"Yine etrafından dolanılacaksa, karara uyulmayacaksa AİHM'de, Avrupa Konseyi'nde ne işiniz var?"

Türmen bununla da yetinmiyor ve AİHM Büyük Daire kararının salt Demirtaş için değil, tutuklu HDP milletvekillerinin tümü için de hukuk yani adalet kapısını araladığını vurguluyor.

Düşünebiliyor musunuz: Demirtaş çıkıyor, ardından HDP'nin AKP Reisi'ne dünyayı zindan eden öteki milletvekilleri de özgürlüklerine kavuşuyor…

Öyleyse…

Öyleyse demokrasiden kopmamış siyasetçilerin de, en bilge hukukçuların da, siyasetçi Selahattin Demirtaş'ı bu ülkenin demokratik bir kazanımı olarak gören yurttaşların da cevabını veremedikleri, veremeyecekleri bir soru önümüzde duruyor:

AİHM Büyük Daire'nin bağlayıcı kararı uyarınca Selahattin Demirtaş serbest bırakılacak mı?

Sorunun cevabını bilen var mı?

Son cümleyi "bilmeyen var mı" diye de tamamlayabilirim…

Var mı?

* * *

Öfkeden patlayacak hale gelince sığınılabilecek tek liman mizahtır.

Önümüzdeki günler bu konuda bize çok "mizah malzemesi" sunacak. Soytarı hukukçular, hukuku soytarılık sananlar bizlere Selahattin Demirtaş'ın, AİHM Büyük Daire'nin kesin kararına rağmen neden serbest bırakılmaması gerektiğini uzun uzun anlatacaklar.

Çok eğleneceğiz. Öfkemizi bastırmak için bu soytarıları mizah mezesi yapacağız. Mesela ben Rıza Türmen'in nazik cümlesini kendi dilimde tekrarlayacağım:

"Ulan" diyeceğim, "bizim Reis AİHM'den de büyüktür deyin" ve "'Ne işimiz var bizim AİHM'le, Avrupa Konseyi ile' diye ekleyip Katar, Azerbaycan, Putin Rusya'sı, komünist partisi eliyle vahşi kapitalizm uygulayan Çin'le birlikte bir ADHM kurun."

ADHM, yani "Avrasya Despot Hakları Mahkemesi".

Başkanlığına da meselâ başsavcılıktan hızla yükselttiğiniz İrfan Fidan'ı getirin

Yakışacaktır…

Bizcileyin AİHM kararlarına tartışmasız uyulmasını isteyen "Selahattin Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır" diye sesini yükselten ve yükseltecek olan münafıkları da Selahattin Demirtaş'ın yanına yollayın.

Rahat edin.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim